Debt/Yoonmin

6-Kedi

📖🐥📖

"Evet benim güzel bebeğim, çok mu acıktın sen?" Limon'u kucağıma aldım ve yüzüme yaklaştırdım. "Çok güzelsin."

Yüzümü yalamasıyla gözlerimi kırpmış ve kıkırdamıştım. Bütün yüzümü yalamaya başladı bu sefer, bu da büyük bir kahkaha atmamı sağlamıştı.

"Oh evet çok tatlısın," diyerek kucağıma indirmiş ve tüylerini sevmeye başladım. Eğildim ve tüylerini öptüm.

"Ah çok güzelsin!"

"Sen o kediden daha güzelsin." diyerek bahçeye giren Yoongi ile yüzümü ekşittim, hala ilaçlardan içmemişti.

Limon'u kucağıma aldım ve sıkıca sarıldım, daha sonra ayağa kalktım. Arka bahçeye gittiğim sırada elindeki poşeti çıkartıp bağırdı.

"Jimin, bak sana bir sürü şey aldım!" Omuz silktim.

"Bana ne."

Arka bahçedeki çimlere oturdum ve Limon'u da bırakıp tüylerini karıştırdım, bacaklarıma çıktı ve patilerini karnıma bastırdı. Ona karşılık kıkırdamıştım. O sırada bir kedi dikkatimi çekti, aynı Limon gibiydi ancak simsiyahtı. O kadar siyahtı ki, gözlerini bile zor görüyordum.

"Aman Tanrım," dedim yumuşacık bir sesle. "Çok güzel."

Elimle onu çağırmış ve ağzıma o bilindik sesi yapmıştım, önce duraksadı ve beni süzdü. Daha sonra minik patileriyle yavaş yavaş yaklaştı bana, sessiz ve cılız sesiyle miyavladı. Ellerimi önde ufak ufak birbirine vurmuş ve onu çağırmıştım, bu sefer biraz daha hızlı geldi. Onu da yakaladım ve kucağıma aldım, ancak bundan hoşlanmayarak hırlamış ve elimi tırmalamıştı.

"AİSH!" Kediyi acıyla ellerim arasından attım ve bileğime baktım, derin kesmişti. "Of, yanıyor!"

"Ufaklık?"

Heyecanla gelen Yoongi'yi duymazdan gelerek elime odaklandım, siyah kedi köşeye sinerken Limon bileğimdeki kanı kokluyordu. Elimi ufaktan yaladı ve kucağımdan atlayarak siyah kediye doğru tıslamaya başladı, ardından miyavladı ve üzerine atladı. O sırada Yoongi elinde pansuman kutusuyla gelmişti, yanıma diz çöktü ve kutuyu önüne açtı.

"İstemiyorum," dedim kolumu çekerek.

"Ufaklık," dedi dişlerini sıkarken. "Tribine başlatma şimdi, pansuman yapmak zorundayız. Mikrop kapabilir!"

"İstemiyorum!" Dedim sinirle gözlerine bakarken, başını başıma yaklaştırdı.

"Pansuman yapacağım."

"Yapmayacaksın." dedim başımı onunkine yaklaştırırken, eğildi ve öptü beni.

"Eğer susmazsan böyle masum bir kelebek kondurmam!" Yutkundum.

"Sapık, pislik, orospu ço-" Başıma yumruk attı bu sefer.

"Kes sesini." Sinirle ona baktım, dudak büktüm ve başımı öne eğdim.

Pamuğu yaraya bastırdığında acıyla inledim, elimi çekmeye çalıştığımda kolumu tutmuş ve sıkarak kendine çekmişti.

"Rahat dur," dedi sert bir sesle. "Az iyi davranınca hemen şımarıyorsun." Yutkundum.

Başımı iyice eğdim ve bakışlarımı kaçırdım, pamuğu bu sefer daha nazik bastırdı bileğime.

"Bundan sonra bu kedilerle ilgilenmeni istemiyorum," dedi sinirle pamuğa batikon dökerken. Gözlerine baktım.

"Hayır," dedim. "Limon ile ilgileneceğim, beni tırmalayan Limon değil!"

"Limon'u bir sıkarım Limon falan kalmaz!" dediğinde sinirle gözlerine baktım.