MERHABALARRR, hanımlarrr..
Iyi okumalar, hanımlarrr...
________
Kim Seokjin'in ağzından
Yeniden gözlerimi araladığımda karşımda beyaz tavan vardı. Kafamı yavaşça sağa doğru çevirdiğimde hastane odasında olmadığımı fark ettim. Namjoon'un beni kaçırıp getirdiği odadaydım. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum.
Jimin'in sesini duymuştum. Ellerimi tutmuştu. Onu tekrar görmüştüm. Ama yüzüne bakamamıştım. Sadece odadan çıkarken arkasından bakmıştım. Zayıflamıştı. Aradan kaç gün geçti bilmiyorum ama o çok zayıflamıştı. Normalde giydiği tişört onu biraz sıkardı ama tişörtü bollaşmıştı.
Ondan ağır sigara kokusu almıştım. Sanırım sigaraya yeniden başlamıştı. Oysa ki çok zor bırakmıştı o illeti. Yeniden başlaması, hele ki benim yüzümden yeniden başlaması cidden kendimi çok kötü hissettirmişti.
Gözümden akan yaşlar yanağımda ki sargıyı ıslatıyordu. Ağzımı aralayamıyordum. Hem sargıdan hemde canım çok yandığından.
Yavaşça olduğum yatakta doğrulmaya çalıştım. Başım döndüğü için hızlı hareket edemiyordum. Doğrulup sırtımı arkama yasladım. Gözlerimi sıkıca kapayıp açtım birkaç sefer. Toparlanmaya çalışıyordum ama bu çok zordu.
Benim bir an önce toparlanıp bu manyağın elinden kaçmam gerekiyordu. Tekrar Jimin'in yanına gitmem gerekiyordu. Duygu durumu hızlı değişen biriydi. Iyisini kötüsünü yakalayamıyordum.
Kolumdaki serumu çıkarıp yere fırlattım. Üzerimdeki pikeyi kenera çekip ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım. Iki elimle yataktan destek alıp doğruldum. Her ne kadar yavaş hareket etsem de başım dönüyordu. Havada süzülüyor gibi hissettiriyordu ve bu midemi bulandırıyordu.
Yavaşça kapıya doğru adımladım. Zar zor ayakta durmama rağmen buradan kaçmayı düşünüyordum. O psikopatın yanında durmayacaktım. O benim tanıdığım Namjoon değildi. Bambaşka biri olmuştu.
Kapıyı yavaşça aralayıp koridora çıktım. Sessiz adımlarla aşağıya inen merdivenlere yöneldiğimde nereden çıkacağını bilmediğim için etrafı kolaçan ediyordum. Birde yakalanıp başımı onunla belaya sokmak gibi bir niyetim yoktu.
Aşağıya indiğimde olabildiğince hızlı bir şekilde kapıya gittim ve ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açmaya çalıştığımda kilitlediğini fark ettim. Içimden ona lanetler ederken hemen çevreye bakınmaya başlamıştım.
Anahtarı kapının yakınında asılı bir şekilde gördüğümde vakit kaybetmeden hızla anahtarı alıp kapıyı açtım ve dışarıya çıktım. Bu sırada,
"Seokjin?" Diye kalın bir ses duyduğumda korkuyla adımlarımı hızlandırdım. Arkamdan geldiğine dair ayak sesleri duyduğumda koşmaya başladım ama hızlı değildim. Olamıyordum da zaten.
Aniden gözümün kararmasıyla bir taşa takılıp düştüm. Ayağım burkulmuştu ve dizimi kanatmıştım. Acıyla ağzımı aralayıp inlediğimde yanağımda ki dikişler açılmıştı ve daha fazla canım acımıştı.
Namjoon yanıma gelip yere eğildiğinde,
"Tanrım! Sen kendine ne yapıyorsun, Seokjin? Daha tam iyileşememişken neden dışarı çıkıyorsun?" Dedi. Gözyaşlarım ve kan sargı bezini ıslatırken ona baktım. Ondan kaçmaya çalıştığımı o da biliyordu ama hiçbir şey dememişti. Sadece yaralarımla ilgileniyordu.
Istemsizce ondan kaçtığıma pişman olmuştum. Bu adamın bana bir zararı yoktu. O sadece benim iyiliğimi düşünüyordu. Beni seviyordu, bunu bana olan bakışından bile anlayabilirdim. Ondan kaçmam çok mantıksızdı. Kaçamazdım. Hele ki bu halde hiç kaçamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joker | Namjin
Fanfiction!!!Lütfen bu kitabı kan, istismar, şiddet gibi öğelerden etkilenmeyecek kişiler okusun. Eğer etkileniyorsaniz okumayın. Içerisinde şiddet, istismar ve kan barındırır!!! "NASIL HATIRLAMAZSIN?!" Diye bağırdı. Korkudan bedenim tir tir titrerken yanakla...