MERHABALARRRR HANIMALARRR BEYLERRR
ya ben baya uzun zamandır bölüm atamıyordum herkesten çok çok ama çok özür dilerim olabildiğince sık bölüm gelecek bundan sonra çünkü bu bölüm itibariyle artık hem finale yakın bölümlere geliyoruz hem de benim baya uzun zamandır hayal ettigim yerlere💃🕺💃🕺Bu kitabın da biticek olduğu gerçeğine kendinizi hazırlamaya başlayın lütfen çünkü 15. Bölüme yakın bitecek maalesef 😭😭
Her neyse her neyse konuşmaya devam edersem yanlışlıkla ağzımdan spoiler kaçacak o yüzden ben susuyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorumIyi okumalar hanımlarr, beylerr;
Kim Seokjin'in ağzından;
Gözlerimi araladığımda karşımda yine beyaz bir tavan vardı. En çok olmak istemediğim yerdeydim yine. Bu odaya gözlerimi açmak istemiyordum. Ona ait olan bir yerde olmak bile içimi ürpertiyordu.
Ondan korkuyordum çünkü. Ondan ölesiye korkuyordum ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Beni bir hastaneden kaçıracak kadar gözü dönmüştü. Benim tanıdığım Namjoon asla böyle biri değildi. O değişmişti. O tamamen başka biri olmuştu. O bir canavardan farksızdı.
Sonuçta değişmek imkansız değildi. Bir zamanlar şeytanda melekti.
Olduğum yerde oturur bir pozisyona geçtim. Daha iyi hissediyordum ama bu iyi mi kötü mü bunu ayırt edemiyordum.
Bir mumyadan farkım yoktu. Belim, sağ el bileğim, kollarım, ayak bileğim, yüzüm ve bacaklarımın küçük bir kısmı sargıdaydı ve hareketlerimi zorlaştırıyorlardı.
Sol kolumda serum vardı. Büyük ihtimalle ben uyuduktan sonra takmıştı bunu. Tıp bilgisinin nereden geldiğini merak etmiştim.
Gözlerim ilk kez adam akıllı gördüğüm odanın içinde gezindi. Çoğu şey griydi. Yatağın karşısındaki kıyafet dolabı, halı, yatak örtüsü, şifonyer, hatta kıyafet dolabının yanındaki boy aynasının yan kısmındaki işlemeler bile griydi. Hepsi grinin farklı tonlarında ama birbirleriyle uyum içindeydi. Ayrıca halının ve yatak örtüsünün üzerinde beyaz ve siyah desenler de vardı. Göz yormuyordu ve boğucu da değildi. Enteresan bir biçimde çok güzel duruyordu.
Ayrıca odanın dizliş şekli benim odamın tıpatıp aynısıydı. Yatak kapının sağ kısmındaki duvarda kalıyordu, dolap kapının sol kısmındaydı böylece tam ortada olan pencereden güneş ışığı bütün odaya yayılıyordu. Bir de yatağın yanında bir pencere vardı ve orman manzaralıydı. Benim penceremde yan komşunun bahçesine bakıyordu ve oradaki ağaçlar da bir nevi orman manzarası oluşturuyordu.
Şifonyerin üzerindeki kağıt parçası gözüme ilişince kağıdı elime aldım. Bir zamanlar fazlasıyla aşina olduğum o el yazısı vardı.
"Acil bir işim çıktı, ateşböceğim. Kısa zamanda döneceğim merak etme.
Kim Namjoon." Evde tek başımaydım yani. Istesem kaçabilirim demek oluyordu bu. Ama yapmayacaktım. Bu halde asla kaçamazdım. Uzaklaşamadan yakalardı. Mantıklı davranmalıydım. Iyice iyileştikten sonra kaçmak daha mantıklıydı. Bu süre zarfında nerede olduğumu öğrenecektim. Ona iyi davranıp beni bahçeye çıkarmasını isteyecektim ve evin çevresi hakkında bir fikir sahibi olacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joker | Namjin
Fanfiction!!!Lütfen bu kitabı kan, istismar, şiddet gibi öğelerden etkilenmeyecek kişiler okusun. Eğer etkileniyorsaniz okumayın. Içerisinde şiddet, istismar ve kan barındırır!!! "NASIL HATIRLAMAZSIN?!" Diye bağırdı. Korkudan bedenim tir tir titrerken yanakla...