Merhabalardır hanımlarr beylereler
Keyifler nasıl bakalım???
Şahsen kötü çünkü sınavlara son gece çalışmanın pişmanlığını yaşıyorum kesin bütün sınavlarım bok gibi gelcek
Her neyse moralimizi burada bozmuyoruz çünkü ben sizin daha çok moralinizi bozacak bir şey sölüyorum
12. BÖLÜM FINAL OLCAK😭😭😭
ÖYLE BIR FOKAL HAZIRLADIM KI AKLIMDA NASIL YAZCAM DIYE DÜŞÜNÜYORUM!!
VE EVET ANGST BITIYOR O YUZDEN NASIL YAXCAM DIYE DÜŞÜNÜYORUM CUNKU DUSUNCE KISMI BILE AGLATACAK GIBI😭😭
Bu kitaba mutlu bir son yazsaydım zaten çok saçma dururdu bence o yüzden angst yazıyorum zaten kendinizi finale hazırlayın çünkü 10. Bolumun de yarısını yazdım kısa zamanda(insallah) gelir
Bir de kadir geceniz mübarek olsun arkadaşlar
(Kadir gecesinde bölüm atıyor olmam da ayrı bir ironi)Iyi okumlarr hanımlarr, beylerr...
Tutsaklığın 3. Ayı;
Gözlerimi yine beyaz tavana açtığımda rahat yatağımda esniyordum. Dışarıda bulutlu bir hava vardı. O yüzden bu gün penceremden güneş ışıkları girmiyor, kuşların cıvıltısı eksik kalıyordu.
Yataktan kalkıp dağılmış yatağı topladım ve odadan dışarıya çıktım. Saatin kaç olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama daha Namjoon uyanmadığına göre 07:30'dan erkendi.
Hızlıca banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve ayna kendime baktım. Üç ayda yüzümde ki yaranın büyük bir çoğunluğu iyileşmişti. Artık rahatça konuşabiliyor,yemek yiyebiliyordum. Ayrıca diğer yaralarda iyileşmiş sadece izleri kalmıştı. Bunlar iyiye işaretti.
Banyodan çıkıp merdivenlere yöneldim ve onları da yarı esneyerek inip mutfağa girdim. Güzel bir kahvaltı hazırlamak için yeterli vaktim var diye düşünüyordum.
Hızlıca malzemeleri çıkarıp hazırlarken olabildiğince de etrafı toplu tutmaya çalışıyordum çünkü ben yemek yaparken istemsizce etrafı fazla batırdığımdan sonrasında toplamak bayaca vaktimi alıyordu.
Kısa bir süre sonra kahvaltıyı hazırlamıştım. Bir kuş sütü eksik dedikleri türden olmuştu ve bu beni mutlu etmişti. Gerçekten kendimi geliştiriyordum sanırım.
Yukarıdan duyduğum takırtılarla Namjoon'un da uyandığını fark etmiştim ve o mutfağa girmeden son olarak demini almış çayı bardaklara doldurup servisi yaptım. Esneyerek mutfağa girdiğinde,
"Burnuma harika kokular geliyor." Dedi. Gülümsedim.
"Elini yüzü yıka da gel hadi. Yemek soğumasın." Dedim. Uykulu gözlerle bana bakıp yanaklarını şişirdi.
"Sular soğuk akıyor yıkamasam olmaz mı?" Diye sordu. Sonra bitkince yanıma gelip omzuma kafasını yasladı ve,
"Biraz daha mı uyusaydım acaba?" Dedi. Omzumda ki kafasını kaldırıp omuzlarından tutup kapıya doğru sürükledim ve,
"Yeterince uyuyorsun zaten. Hadi git elini yüzünü yıka, yemekler soğuyacak." Dedim.
Benim zorumla elini yüzünü yıkayıp mutfağa geri döndüğünde ben sıcak çayımı içerken mutfak penceresinden dışarıyı seyrediyordum. Bir gün özgürce dolaşabilecektim, biliyordum ama o zamanın gelmesi fazlasıyla uzun sürebilirdi. Daha şimdiden bile kaçmak fikri eskisi kadar mantıklı gelmemeye başlamışken ve bu kadar dışarıya özlem duyuyorken, - bu özlem daha çok dışarıya değil Jimin'e karşı olan bir özlemdi- ne yapacağımı kestiremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joker | Namjin
أدب الهواة!!!Lütfen bu kitabı kan, istismar, şiddet gibi öğelerden etkilenmeyecek kişiler okusun. Eğer etkileniyorsaniz okumayın. Içerisinde şiddet, istismar ve kan barındırır!!! "NASIL HATIRLAMAZSIN?!" Diye bağırdı. Korkudan bedenim tir tir titrerken yanakla...