BÖLÜM 7

101 8 8
                                    

Merhabalarrrrr hanimalarr beylerr uzun zamandır yoktum geldim
Medyanın bölümle hicbir ilgisi yok sadece eşcinseller için yazıldığı için ve canım sıkılıp bölümü full bu şarkıyı dinleyerek yazdığım için ekliyorum isterseniz acın

Usungecligimin kusuruna bakamayin artık

Yazım yanlışları olabilr kontrol etmedim!!

Iyi okumlarrr, hanımlarrr, beylerrrr...
(Beyler de yeni geldi)
_________

Kim Namjoon'un ağzından;

Onu odasında yalnız bırakıp kendi odama geçtim. Diğer bütün odalarla uyum içinde olan, genelde koyu renklerin ağır bastığı odada yarım bıraktığım işimin başına dönerek masamın üzerinde duran silahımı alıp temizlemeye devam ettim. Saat 13:07'ydi. Güneş gökyüzünü aydınlatıyordu. Güzel bir gündü.

Gerçi bu güzellik ve bu aydınlık hiç umrumda değildi. Tek umrumda olan şey Seokjin'in sağlığıydı. Ona zarar gelmesine katlanamıyordum. Benim dokunmaya kıyamadığım ateşböceğime başkalarının zarar vermesi olası bile olmamalıydı. Onu o iğrenç dünyadan korumalıydım. Yoksa zarar görecekti. Buna adım gibi emindim. Çünkü dışarıda sözde beyni olan canlılar dolanıyor, karşıdakinin ne yaşadığını bile bilmeden hüküm kesiyorlardı. Onu bu tip bir yere gönderemezdim. Benim yanımda güvendeydi.

Gerçi durup bir düşününce Tanrı'nın bu iğrenç mahlukları neden yarattığını anlamak da mümkün olmuyordu. Dünyaya zarar vermekten, birbirlerini öldürmekten, yargı dağıtmaktan başka bir şey yaptıkları yoktu. Kendilerini akıllı sanan gerizekalılardan öteye geçmiyorlardı. Sözde akıllılardı ama akıllarını kullanmasını bilmiyorlardı. Bu tip bir varlığa merhamet etmek, onu bu güzelim yerde özgür iradesine bırakmak saçma geliyordu bana.

Tanrı'nın işi akıl almazdı. Dünyada savaş çıkartacak, kan dökecek, yalnız akıllı olacak bir varlığı sevmek, bütün canlılardan üstün tutmak, ona irade, seçme hakkı tanımak cidden akıl almazdı. Çünkü bu canlı bu merhameti hak edecek hiç bir şey yapmıyordu.

Kendisini inkar etmesine rağmen defalarca şans tanıyor, ona yine merhametiyle muamele ediyordu. Bu akıl almazdı. Bu kadar kötülüğe bu kadar iyilikle yaklaşmak, insanın hak ettiği bir şey değildi. Hor görmekten başka yaptıkları bir şey yoktu ki.

Umarım Tanrı onun yanına gönderdiklerime bu kadar merhametli davranmazdı. O insanlar merhametin bir kırıntısını dahi hak etmiyordu. Gerçi onlardan pek farklı değildim bende. Ama yaptıklarımın farkındaydım ben. Suçumu biliyordum. Bu beni onlardan ayırıyordu. Yalnız suçumdan zerre kadar pişmanlık duymuyor, tam tersi gurur duyuyordum. Evet belki seri katil damgası vardı, evet belki ellerime kan bulaşmıştı ama kimseyi haksız yere öldürmemiştim. Ben sadece sevdiğim kişiye zarar veren ve beni o iğrenç yere bırakıp giden kişileri öldürmüştüm.

Yaşamaya hakları yoktu onların. Oksijen israfı olmaktan başka bir şey değillerdi. Ölmeleri gerekiyordu öldüler. Hepsi bu.

Titreyen telefonumla dikkatim dağıldı. Masanın üzerinde ters duran telefonu aldım. Arayan bayan Lee'ydi. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo, bayan Lee."

"Bay Kim, hemen buraya gelmelisiniz. Jimin'in başında durmanız gerekiyor. Zavallı oğlum arkadaşı hastaneden kaçırılınca sinir krizi geçirmişti. Iki geceden beri ben başındayım. Yalnız evden birkaç parça kıyafet almaya gitmem gerekiyor. Başında senin durmanı istiyorum. Lütfen hemen gel."

Joker | Namjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin