Etrafımdaki sesler bulanıklaşmıştı gözlerim ağır ağır kapandı ve dizlerimin üzerine çöktüm. Elimi omzuma götürdüm. Kanıyordu ve yere yığıldım devamını hatırlayamıyorum.
Evet bunların hepsi o çocuğu rüyamdaki çocuk sanıp arabasına binmem sonucu oldu.
Gelin size her şeyi en başından anlatayım.Ada.
Adım Ada. Babam ve annem şirket sahibidirler. Hayatım çok güzel geçiyordu. Özel okullar, özel şoförler, pahalı elbiseler. Ben bunların hiçbirini istemiyorum. Ben gerçekten mutlu olmak istiyorum.Ama bu imkansız gibi duruyordu.
Odamda resim çizerken telefonum çaldı. Telefonun çalmasıyla irkilmiştim. Dalmışım.
Geceye ve aya özel bir zaafım vardı.
Sıla arıyordu. Telefonu açtım açmaz olaydım.
-Ada! Ada neden telefonunu açmıyorsun. Merak ettim bir daha telefonunu açma o zaman sana ne yapıyorum bak.
-Üzgünüm be-
-Resim çiziyordun değilmi?
-şey-evet
-Hemen oraya geliyorum. Hazır okul tatilken kız kıza vakit geçirelim dedim.
-Tamam bekliyor olucağım
-görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra odamdaki resim malzemelerini toplamaya başladım. Odamıda topladıktan sonra tam su içmeye gidiyordum ki kapı çaldı.
-Geldim"
Kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda biri duruyordu. Ama! Bir dakika! Onu sanki tanıyor gibiyim.
Rüyamda gördüm onu.Gözümü açtığımda kendimi yerde bulmuştum.
Bir dakika, ben neden sokağın ortasını yatıyorum?
Etraf karanlıktı. Akşam olmuştu yani.Doğrulup yavaşça ayağa kalktım.
Belim tutulmuştu ve başım ağrıyordu.
Gayet sakin bir şekilde sokakları gezmeye başladım.
Sokakta kimse yoktu.
Sokak lambaları yanıp, sönüyordu.Yürümeye devam ettim ama arkamdan bir ses gelmişti.
İlk önce omzumun üzerinden o tarafa baktım sonra ise tüm vücudumu o tarafa döndürdüm.Gördüklerim ile gözlerim hızla büyümüştü.
İri yarı biri, siyah bir sweet giymişti. Şapkasını kapatmıştı ama tepesinde yanıp sönen sokak lambasından alnına düşen siyah saç tutmalarını görebiliyordum.Kafasını yavaşçak kaldırdı.
Mavi gözleri direk olarak beni buldu.Çok yakınımdaydı.
Tam önüme dönüp kaçacaktım ki biri beni belimden tutup karanlığa doğru çekti. Sırtımın bir bedene yaşlandığını hissettim. Çok yüksek bir çığlık attım.
Kolundan onun arkamdaki gizemli kişi olduğunu anladım.
Belindeki elini biraz daha bastırarak beni daha sıkı kavradı.
Diğer elini kaldırdı ama elinde bir şey vardı.Bir çığlık daha attım ve debelenmeye başladım ama çok sıkı tutuyordu.
Elindeki şeyi boynuma bastırdı.
Bu soğuk ve metalimsi şey! Bu bir bıçaktı.Olduğum yerde kaskatı kesildim.
Bıçağı yavaşça boynumdan göğsüme doğru aşağıya bastırarak indirdi.Tam kalbimin üzerinde durdu, bıçağı daha çok bastırdı ve ağzından tek bir kelime çıktı.
-Şşşh...
Yatağımdan sıçrayarak uyanmıştım. çok merak ediyorum kim olduğunu ama uyanmıştım. Bir daha uyuyamadım.
Şimdi karşımda duruyordu. Ama ya o değilse?Herşeyden ötesi gözleri çok güzeldi.
Çok merak ediyordum.-Ada senmisin "
Dedi sert bir sesle.
- Evet.-Benimle geliyorsun
-Hayır hiçde bile"
İnsan bir sorar nereye diye. Hem bu kadar sert olması normal değil.
-Ada sorun çıkarma-Nereden güveniyim sana?
-Ada! Annen bekliyor sorun çıkarma
-Gelmiyorum banane. Sana nasıl güveneyim?"
Dedim ikinci kezSıkıntılı bir nefes verirken gözlerime sinirle bakıyordu.
O an tek hamleyle beni duvara yapıştırıp boğazımı sıkarak öldürebileceğini düşünüyordum.Ama ya rüyamdaki kişiyse?
O da fazla korkutucuydu.
Onunla gidersem kim olduğunu öğrenebilirim.Ona küçük bir oyun oynarsam hiçbir sorun çıkartmadan kim olduğunu öğrenebilirdim.
Sertçe yutkundum ve dudaklarımı araladım.
-Nereye gidiyoruz. "Elini saçlarndan geçirdi ve cevapladı.
-Tehlikedesin. Şu an bizi izliyor olabilirler. Her an seni yakalayabilirler. "-Nasıl? "
-Olayın tam halini annenden duymalısın. Sana sadece bunları söyleyebilirim. Lütfen. Annen geç kaldık diye kızabilir
Lütfen demesi nedense beni mutlu etmişti.
-tamam bari üzerimi değiştireyim.
-Tamam"
İçeri girip altıma siyah kot pantolon üzerime beyaz bir tişört geçirip telefonumuda alınca hazır olmuştum
Aşağı indim.-ben hazırım.
-hadi o zaman."
Kapıyı kilitledim. Ayakkabımı giyip peşinden koştum.
Çocuk siyah ve baya pahalı görünen arabaya bindi.
Acaba kaç liraydı.Ön koltuğa yanına oturdum.
Arabayı çalıştırıp sokaktan çıkıp ana yola girdik.
Yol yerine onu izliyordum.Hadi ama o olamaz çünkü saçları siyahımsı kahverengi ve gözleri yeşilimsi mavi gibi bir renk.
-Beni izlemek çok hoşuna gitti galiba.
-Ne? Nasıl?"
Kahretsin çok telaş yapmıştım.
-hiçte bile ben sana soru soracaktım."
Telaşla anca böyle bir şey uydurabildim.
Gülümsemesi büyüdü ve konuşmaya başladı.
-Sor bakalım-Adın ne?"
Sesli bir şekilde güldükten sonra cevapladı.
-Ateş.
-Güzel isim" diye mırıldandım önüme dönerek.
Araba durdu.
-İşte geldik burası."Arabadan indik. Uçsuz bucaksız yerin tam ortasında eski bir ev.
Beraber arabadan indiğimizde önce bir silah sesi sonra omzunda hissettiğim acı.Nefesim kesilmişti resmen. Ne olmuştu böyle Etrafımdaki sesler bulanıklaşmıştı gözlerim ağır ağır kapandı ve dizlerimin üzerine çöktüm. Elimi omzuma götürdüm. Kanıyordu, yere yığıldım devamını hatırlayamıyorum.