1- Ölümü çağrıştıran adam.

17 1 0
                                    



Yeni kurgumuza hoşgeldiniz! Taslağımda uzun süre bekleyen ve üzerine uzunca hayaller kurduğum kitabımı sizlere sunmak istiyorum. Gereken ilgiyi gördüğü taktirde kitap olacağından şüpheniz olmasın. Üzerinde büyük emeklerim olacak ve umarım büyük emeklerimiz olur. İyi okurlar diliyorum :)



Medya: Lara Deniz Verda.



"Kalbe ağır gelen her yük, bir zamanlar omuzlarındaydı. Unutma ki düştüğün çukurdan kalkmak için ihtiyacın olan tek şey kendi ayakların."














&
Geceye ait ruhumu ürperten o soğukluk henüz koruyordu gökyüzünü. Bir adım atsam sisli bir bulutun içerisine düşer, bir adım geri çekilsem külleri kıvılcımlanmış bir ateşe savrulacaktım.

Soğuk benzim beyazla kırmızı arasında gidip gelirken, mavi gözlerim ise adeta güneşli bir havada ki deniz sahili misali meydan okuyordu sisli havaya.

Ankara yılın her kışında daha fazla soğuk olmalıymışcasına yarışa girmiş gibiydi. Mermer tenim her ne kadar alışsada bu güzel soğukluğa, ruhum hala ısınmak için cılız bile olsa güneşi aramak peşindeydi.

Gölgelerin silikleştiği, camların buğulandığı, göğsümün genişçe daraldığı bu yol; çıkmaz sokaktan başka bir yere ait değildi.

Çıkmaz sokak sadece buraya değil, kalbimede hükmediyordu. İrislerimi sanki daha fazla açabilecekmişim gibi araladım.

'Çıkmaz Sokak' yazılı eskimiş ve paslanmış tabela, gördüğüm ilk andan beri içimde pekte sıcak olmayan hisler barındırıyordı. Sanki biraz endişe, biraz huzursuzluk, biraz korku ve bilinmezlik...

"Buraya ait değilsin!" Zihnimdeki ses susmak bilmiyordu.

"Kaç buradan, git bakma arkana!"

Susmalıydı.

Aldığım derin nefes soluk borumu tıkayana kadar durmadım. Soğuktan ezilmiş ve oldukça kızarmış ellerimi ısınmayacağını bile bile ince kumaştan yapılmış ceketimin ceplerine yerleştirdim.

Şimdi ne olacaktı?

Hangi adımı, nereye atacaktım ben?

Sanki kuaför salonlarından fırlamışçasına yanımdan geçen son derece bakımlı kadınlara kıyasla, görüntümle buraya ait olmadığımı bas bas bağırıyordum.

Üzerimdeki siyah pantolon, siyah kazak ve krem trençkot ile oldukça sıradandım. Siyaha yakın saçlarım omuzlarımdan aşağı birbirinden bağımsız şekilde uçuşuyordu. Soğuk hava yıpratmıştı saçlarımı.

Gülüşme sesleri, köşede kusarak içtiği tüm alkollerden kurtulan, mekandan adamlarla çıkan kadınlar ve birbirinden tehlikeli suratlar ile burası tehlikenin nabzıydı.

Korkuyor muydum?

Hayır.

İstediğim şeyler söz konusu olunca, bir aslan misali avına koşmaktan çekinmeyen bir kadındım. Elbette zihnimin korkan tarafını susturmakta mecbur olduğum bir durumdu.

Omzuma sert bir bedenin çarpmasıyla bir kaç adım öteye savruldum.

"Ah!" istemsizce soğuktan kurumuş dudaklarım, acıyla karışık inlemeden dolayı aralandı.

Bana çarpan beden bunu umursamadan ilerledi ve 'çıkmaz sokak' adlı mekana girerek gözden kayboldu.

Buraya ait ilk darbemi böylelikle almıştım.

Soğuk havaya inat aldığım derince bir nefes ile aynı anda aldığım nefesi gökyüzüne doğru bıraktım. Ağzımdan çıkan dumanlar ise bugünün zemheri soğuğunu kanıtlar nitelikteydi.

Kırık Pusula Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin