FlashbackOkula yaklaştığımda adımlarımın hızını azalttım. Dersimin başlamasına 15 dakika vardı ve acele etmeme gerek kalmamıştı.
Vizeler yaklaştığı için ve son senemde hiçbir dersten kalmak istemediğim için okulu aksatmamaya çalışıyordum.
Okulun giriş kısmına baktığımda bir kalabalığın toplanmaya başladığını gördüm. Bunlar artık rutin şeylerdi çünkü 4 senedir buraya sayısız Fenerbahçeli sporcu ve yönetici uğrayıp bu kalabalığa sebep olmuştu. Alışık olduğum manzaraya doğru ilerlemeye başladım. Kimin geldiğini merak ediyor ve görmek istiyordum.
Kalabalığın arasına karıştığımda hiçbir şey göremediğim için iyice sıvışıp önlere doğru ilerlemeye çalıştım. Gelenin Başkan Ali Koç olduğunu fark ettiğimde başkanın görüş açısına girmiştim. Ben ona gülümserken o ise beni görünce önce kaşlarını çatmış sonrasında tebessüm etmişti. Bu mimiklerine heyecanlandığım kadar şaşırmıştım da sanki beni tanıyor gibiydi.
Başkan öğrenciler ile okul hakkında sohbet ederken kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamış, öğrenciler sınıflara geçmişti. Tek tük öğrenci kalmaya başlayınca bende sınıfa doğru hareketlenmiştim.
"Pişt, tribüncü."
Koç'tan duyduğum sesle arkamı döndüm. Bana seslenmemiştir herhalde diye etrafıma bakınırken yanına gelmemi işaret etti. Heyecandan kalbimin atış seslerini duymaya başlamıştım bile. Koskoca Fenerbahçe Başkanı beni yanına çağırmıştı!
Hızlı adımlarla yanına gittim. Anlamayan gözlerle ona baktığımı fark edince "Sürekli tribünde fark ettiğim o kız sensin," dedi.
"Siz beni daha önce gördünüz mü?"
"Her maç okul açıkta tribünün içinden geçmen dikkat çekiciydi açıkçası ama burada okuyor olman beni şaşırtmadı," dedi başkan gülerek.
Ben, başkanın benim o çılgın hallerimi görmesine ayrı beni unutmayıp tanımasına ayrı şaşırken o, o anları hatırlayıp tebessüm etmeye devam ediyordu. Dersimin olduğunu bile unutmuş o anın mutluluğu ile Koç'la sohbete başlamıştım.
"Evet, psikoloji son sınıfım. Bu sene mezun olacağım. Eğer kulübün ihtiyacı olursa buradayım unutmayın başkanım."
"Spora yani daha çok futbola ilgin de var süper. Kulüpteki ilk bunalım durumunda seni bulacağım merak etme," dedi Koç gülerek.
Kısa çaplı bu hoş sohbetin ardından heyecandan bacaklarımın titrememesini ya da kalp krizi falan geçirmemeyi dileyerek sınıfıma ilerledim. Derse geç kalmıştım ama şuan bunu umursayamazdım çünkü Fenerbahçe Başkanı ile sohbet etmiştim üstüne üstlük o beni tanıyordu! Cidden mutluluktan şurada bir yerde geberebilirdim.
Now
Sorduğum soruyla dikkati tamamen bana yönelen Koç, önce düşünür gibi kaşlarını çattı ve sonra gülümsedi.
"Tribüncü?"
"Ta kendisi."
"Sen mezun olmamış mıydın ya?"
"Oldum başkanım, kardeşim de burada okuyor onunla beraber gelmiştim. Sizi görünce de uğramam gerektiğini düşündüm."
Ali Koç'la sohbet ettiğim ilk günkü gibi yüksek bir heyecan basıyordu ama şuan daha soğuk kanlıydım.
"Ne yapıyorsun, çalışıyor musun?" diye sordu Ali Koç.
Gülümsedim. "Evet başkanım, yaklaşık 1 senedir psikolog olarak çalışıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
psychologist | sebastian szymanski
Teen Fiction"Sürekli kendime dert yaratmaya başladığımı farkedince anladım aslında tek derdimin sen olduğunu." ✩