🔥💧
burası öl ya da öldür dünyası, şanslı ya da şansız dünyası herkesin şanslı bildiği insan nasıl şansız olabilirdi. sırf 2. oğlan diye nasıl bu kadar kıymetsiz, sevilmez, umursanmaz olabilirdi. o bile kabullenmişti bunu artık kendi hayatını yönetmek yerine hayat onu yönetiyordu.
05.20.1901
"git çağır şunu daha fazla geç kalmayalım" demişti kraliçe haberciye, haberci çöktüğü yerden kalkıp kafasını eğerek uzaklaşmaya başladı
prensin odasına yaklaşınca 3 kez kapıya tıkladı
"gir Christopher" evet habercinin olduğunu biliyordu çünkü ona tek saygı duyan oydu içeri girip reverans yapmış "bana tek bunları yapan sensin her şey için teşekkürler" evet doğru koskoca krallıkta ona bir kaç kişi saygı duyuyordu "benim işim bu efendim eşyalarınızı alacaktım" ayakta duran prens boş odada duran boş yatağa işaret etmiş haberci yatağın üzerine duran valizi almış önden prens arkasından haberci dışarı ilerlemeye başlamış
prens tüm ailesini görmüş reverans yapmış "iyi sabahlar-" kraliçe felix'in sözünü kesip bağırmaya başlamış
"NERDE KALDIN SEN YOLUN NE KADAR UZAK OLDUĞUNU BİLMİYORMUSUN!" demişti, prens aceleyle diz çöküp kafasını eğmiş "affedin efendim aptallık ettim" kraliçe prense bakmak gereği duymadan atlı arabaya binmiş kral, abisi ve eşi de binmiş prens yerden kalkmış yavaş adımlarla arabaya binmiş haberciye baktığında gözlerinin dolu olduğunu görmüş bu haline gerçekten üzülmüştü "görüşürüz efendim kendinize dikkat edin sizi özlicem..." demişti sonuna doğru kısılan sesi ile araba ilerlemeye başlamıştı. araba ilerledikçe prensin gözleri dolmaya başlamıştı burada iyi anıları olmasa da burası onun eviydi.
yolun ortalarına doğru kraliçe(han) konuşmaya başlamıştı "şey sakıncası yoksa birşey sormak istiyorum, sizce de bu evlilik işi aceleye gelmedi mi?" kraliçe sert bakışlarını yollamıştı " siz bunu diğil, yakında kral ve kraliçe olacaksınız onu düşünün zaten buraya gelmenize bile gerek yoktu önemsiz bir iş nasıl olsa" felix konuşmaya başlayınca gözler ona dönmüştü "kraliçemiz haklı efendim gereksiz bir konu için kendinizi yormaya değmezdi" tüm herkes şaşkınla felixe bakıyordu "ama-" kraliçe(han) konuşmadan eşi tarafından susturulmuştu." ona karışamayız" felix yol boyu gözlerini kapalı tutmuştu bir an önce ölmek istiyordu aslında doğru uçamayan ve gücü olmayan bir prens hiç bir halta yaramaz. bir sesle düşüncelerinden uzaklaşmıştı
"efendim geldik" aşağı indiğimizde prensin gözleri sonuna kadar açılmıştı "aman tanrım burası benim krallığımın bilmem kaç katı" demişti içinden yanlarına gelen bir kaç kişi önlerinde reverans yapmış sonrada konuşmaya başlamıştı
"kral ve kraliçe sizi yemek odasında bekliyor beni takip edin lütfen " koruma arkasını dönerek "sizler prensin eşyalarını odasına taşıyın" demiş ve ilerlemeye başlamış
biraz uzun yolun ardından varmıştık her şey o kadar güzeldi ki baktıkça bakasım geliyordu etrafıma bakmaktan önümde ki insanları görmemiştim
yemek odası
kraliçenin bağırmasıyla irkilmiştim" ah young hoş geldiniz!" diye yanımıza gelmişti bense hala etrafa bakıyordum önüme gelen kraliçeyi bile fark etmemiştim "huu huu " şaşkın ve utançla hızlıca reverans yapmıştım o kadar hızlı yapmıştık ki tacım bile düşecekti
büyük bir kahkaha sesiyle kafamı biraz yukarı kaldırdığımda herkes gülmeye başlamıştı gözüme takılan kişiyle dona kalmıştım AMAN TANRIM O BENİM EVLENİCEĞİM ADAM DİĞİL DE LÜTFEN YOKSA KALP KRİZİ GEÇİRİCEM yerimde doğrulup kafamı eğmiştim herkes kendini tanıtırken sıra bana gelmişti nazikçe reverans yapıp konuşmaya başladım "ben lee yongbok felix omega krallığının 2.prensi "
sırada o vardı gözlerimi ona dikmiştim " hwang hyunjin alfa krallığının ilk ve tek prensi" demiş bana bakmıştı bakışlarımı anında başka yere çekmiştim o hariç her yere bakmıştım "hadi yemeğe geçelim "
yemek masasına geçtiğimiz de direk karşıma oturmuştu servisler başlıyordu içecekleri katıyorlar sıra bana gelince içeceği doldurup gidecekken şarap kıyafetime sıçramıştı hemen özür dileyip diz çökmüştü "ah önemli diğil valizimde yedek kıyafet olacaktı" dememle yanıma bir hizmetçi gelip onu takip etmemi istemişti arkasından ilerlemeye başladım,
bir odanın önün de durup girmemi bekledi içeri girmiştim ardından kapı kapanmıştı bu oda gerçekten harikaydı yatağın yanında valizimi görüp yanına ilerledim elime alıp kapağını açmıştım içinden kıyafetleri çıkartıp kenara koydum ilk önce üstümdekileri çıkartıp kenara koyduklarımı giymiştim ama lanet olsun yeleğin arkada ki fermuar kapatamıyordum tam onunla didişirken kapı çaldı sonra da biri içeri girdi
"prensim.."
🔥💧
giydiği bu üzerindeki yeleğin arkasında ki fermuar
bu tacı (felixin)
bu arada felix ve hyunjin uzun saçlı
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kraliyetin sunshine / hyunlix (omegaverse)
Fantasyiki krallık, iki farklı ırk, iki kavuşamayan beden... güç her şeydir öyle değil mi? bunu başaramayan bir prensin hikayesi bu, siz bu hikayede nereye kadar dayanabileceksiniz. kitabın sonunda kazanan taraf mı yoksa kaybeden taraf mı olacaksın? geçmiş...