🔥💧
"prensim.."
hyunjin'den
onu gördüğüm gibi melek falan olduğunu sandın bembeyaz kar tanesi gibi hem yumuşak hem de narin gözüküyordu ama sesi pek öyle değil sanırım gerçekten harika, karşımda utandığı an o kadar tatlıydı ki onu tüm gün izleyebilirim sanırım. changbin yanıma gelmişti atölyemin kitli olduğunu açılmadığını söylemiştim gene sinirlerim alt üst olmuştu gözüm gene önümde ki bedene kaymıştı gerçekten güzel hem de çok güzel böyle bir omega'nın nasıl gücü olamaz aklım olamıyor düşüncelerimden kurtulup yemek masasına geçtik içecekler dağıtılırken üzerine sıçramıştı. tanrım nasıl bu kadar sakarlar ama o, o kadar nazikti ki övdükleri kadar varmış
bizde onun gelmesini bekliyorduk suyum dan bir yudum alacaktım ki annem kolumu çimdiklemeye başladı ona dönüp "ne var" bakışları attı kulağıma yaklaşıp "yanına git yardıma ihtiyacı olabilir " dedi oflayarak ayağa kalktım "izninizle" dedim misafir odasına çıktım önüm de duran hizmetçi önümde reverans yapmış kenara çekilmişti kapıya tıklayıp içeri girdim karşımda gördüğüm görüntü ile dona kaldım "prensim.." demişti
felix'ten
"ş-şey yardım gereklimi" bi an üstüme ve ona baktım sonra "ee şey aslında fermuarımı kapatmaya çalışıyorum ama pek becerdiğimi söyleyemem" demiştim utanarak yavaşça yanıma gelip omuzlarımdan tutup arkamı dönmemi saçlarımı omzumun üstüne koymuş yavaşça fermuarı kapatmıştı önüme döndüğümde kravatımı değişik bir şekil vermişti istemsizce gözüm dudaklarına kayıyordu.
bitirip süzmüştü omuzlarımı tutup aynaya bakmamı sağlamıştı evet gerçekten güzeldik
"beğendin mi" hızla kafamı sallamıştım "teşekkür ederim" deyip reverans yapmıştım "hey bu kadar resmi olmana gerek yok" doğru bu kadar resmiliğe gerek yok nasılsa yakın da evleneceğiz " alışkanlık olmuş" dedim mahcup bir tavırla kıkırdayıp elimi tuttu "gitmemiz gerekiyor bizi bekliyorlar" dedi kafamı sallayıp ilerlemeye başladık o sırada elimi bıraktı. geldiğimizde annemin ve babamın gözlerinden ateş fışkırıyordu resmen kafamı eğip "geç kaldığımız için affedin " dedim geri yerimi oturdum annem kulağıma eğilip " ne o ilk günden altına mı aldı seni "
gözlerim sonuna kadar açıldı içtiğim su boğazım da kalkmıştı öksürmeye başladım. herkes endişeyle bana bakıyordu hyunjin tam ayağa kalkacakken elimi dur anlamında uzattım durup bana baktı "i-iyiyim" dedim zar zor nefes alıp verirken herkes yemeğe başladı daha bunun tatlısı da vardı yer açmak zorundayım yemeği yemiştim sırada tatlılar vardı AMAN TANRIM ÇİKOLATALI PASTA gözlerimin parladığına yemin edebilirim. onlar konuşurken ben pastayı yemekle meşguldüm üzerimde gözler hissetim kafamı kaldırıp etrafa baktım hem gülen hem de sırıtan bir prens görmeyi beklemiyordum ama bu fazla etkileyici utançla kafamı yere eğdim
adam akıllı konuşurken konu anlamadığım bir şekilde bize döndü " ee düğün ne zaman" dedi kraliçe sinirle gözlerimi kapadım zorla evlendirilmemiş gibi bide düğün olacaktı tanrım yardım et.
"bu olacak düğün herkes konuşmalı herkes bundan bahsetmeli" dedi kraliçem haklılar iki krallığın prensleri evleniyor tabi gösterişli olmak zorunda hyunjine baktığımda benden farkı yoktu ikizde istememiştik evlenmeyi zorlanmıştık buna "hyunjin prensi sarayı gezdirsene alışmış olur" dedi ben hyunjine bakınca yanıma gelip kolunu uzattı kolunun içine girip ilerlemeye başladık.
saraydan çıkıp ormanlık bir alana gelince hemen geleceğini söyleyip gitmişti evet yalnız kalmıştık. hala gelmemişti hava karamaya başlamıştı korkum gitgide artmıştı bi ağacın kenarına çöküp beklemeye başladım saraydan uzak olduğumuz belli olacak ki etrafta herhangi bir ışık kaynağı yoktu. hava kararmıştı, bilerek mi beni tek bırakmıştı, bilmiyorum hiç bir şey bilmeden yargılayamam ayağa kalkıp ilerlemeye başladım nereye gideceğim hakkında fikrim yoktu sadece gidiyordum, biraz ileride ateşlerle meşale gördüm oraya koşmaya başladım ama keşke koşmasaydım, bunlar bizlere inanmayan insanlar bizi gördükleri yerde öldürürler ve benim gücüm yok ama tacım başımda, yanıma gelmeye hatta koşmaya başlamışlardı ben korkudan yere çivilenmiştim beni süzüp kollarımdan tutup bir yere sürüklemeye başlamışlardı bi odanın önüne geldiğimizde beni içeri atıp kapıyı kapatıp kilitleyip gitmişlerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kraliyetin sunshine / hyunlix (omegaverse)
Fantasyiki krallık, iki farklı ırk, iki kavuşamayan beden... güç her şeydir öyle değil mi? bunu başaramayan bir prensin hikayesi bu, siz bu hikayede nereye kadar dayanabileceksiniz. kitabın sonunda kazanan taraf mı yoksa kaybeden taraf mı olacaksın? geçmiş...