🔥💧
Sabah uyandığımda ilk kez yeterince uyumuş gibi hissetim çünkü her uyandığımda ya uyuyamıyordum ya da geç uyanıyordum ama bugün tam vaktinde uyandım ilk dakikalarım tavanı seyretmekle geçti sonra kapı çaldı "gir" komutunu verince içeriye biri girdi.
"Günaydın efendim yemek saati yaklaşıyor hazırlanmanız gerek prens sizi almaya gelecek" gülümseyip kafamı salladım.
"Teşekkür ederim, rica etsem valizimi getirebilir misin?" ilk başta gözleri kocam olmuştu hızla kafasını sallamış koşarak odanın köşesinde olan bavulu yanıma getirmişti "tüm valizi dolaplara yerleştirin lütfen, ben duşa giriyorum hemen çıkarım"
"tabi efendim merak etmeyin"
^^
duştan çıktığım gibi saçlarımı kurutup şekil vermiştim üstümü giyip tacı takmıştım. 1,2 dakika sonra kapı çalmış içeri veliaht prensi girmişti.
"günaydın hazırsanız çıkalım" kafamı sallayıp koluna girmiştim hiç konuşmadan yemek odasına girmiştik 2 aile de buradaydı yerime geçip ellerimle oynamaya başlamıştım " felix nasılsın ne oldu anlatmak ister misin" gözlerimi kraliçeye çevirdim "maalesef hatırlamıyorum" kafasını sallayıp yemeğini devam etti. başım hala çok ağrıyordu hyunjine baktığımda sıkılmış gibi hali vardı yalandan öksürme numarası yaptım hyunjinle göz göze gelmiştim bakışlarımı yukarı kaldırdım ne demek istediğimi anlamış olucak ki aynı anda ayağa kalktık "biz çıkıyoruz sizi iyi günler" demişti hafif eğilip çıkmıştık. hyunjin beni odamın önüne bırakıp gitmişti acelesi vardı sanırım, odama geçmiştim
ya şimdi n'olucaktı yatağın üstüne oturup belki bir 10 dakika hayatımı sorguladım aniden kapı açılmış içeri tüm ailem girdi. annem üstüme yürüyerek işaret parmağını bana uzattı " biz gidiyoruz" ne "ne, biz derken yani ben.."
"Evet sen gelmiyorsun artık bir daha da gelmiyeceksin burada kalacaksın bir sonraki görüşmemiz ise düğün günü" o kadar korkmuştum ki hiç bilmediğim sarayda hiç tanımadığım kimselerle ne yapacaktım
"Efendim ben tek başıma ne yaparım yalvarırım beni de alın yanınıza ben burada kalmak istemiyorum" demiştim çaresizlikle o an da yüzüme bir tokat indi, bedenimi daha fazla tutamamıştım yere düşmüştüm hıçkırarak ağlıyordum
"Haddini bil karşında bir kraliçe var saygısız, yarın sabah yola çıkıyoruz. sana oğlum demekten utanıyorum" o sırada abim lafa atlamıştı. "Kraliçem bu biraz erken değil mi evlenmelerine daha çok var" demişti
"Sen buna karışma ben ne yaptığımı biliyorum" kafasını eğip geri çekilmişti sonrada herkes odadan çıkmıştı, şimdi ne yapacaktım artık tek başımayım o gün ağlamaktan uyuyamamıştım akşam yemeğine katılmak istemediğimi söylemiştim
......
Uyanmıştım gözlerim çok acıyordu yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim o esnada kapım çalmıştı. Gelmesini söylemiştim içeri tanımadığım biri girmişti reverans yapmıştı "kimsin sen" demiştim
"Ben sizin yeni rehberinizin efendim adım yang jeongin" demişti kafamı salladım küçük bir tebessümle "anladım şey omega krallığı gitti mi?"
Kafasını sallamıştı."evet efendim sabah erkenden çıkmışlardı yemek iç-" sözünü kesmiştim" yemek yemek istemiyorum" bakışları yere düşmüştü"efendim dünden beri birşey yemiyorsunuz aşığı inmeye çekiniyorsanız buraya getire bilirim" ahh çok tatlı yüzümde ki gülümseme gittikçe büyüyorken"teşekkür ederim ama aç hissetmiyorum başım çok ağrıyor rica etsem bana şurup getiri bilir misin?"
Kafasını sallamış eğilip çıkmıştı bende duşa girmiştim.
™
Erken kalkıp hazırlanmıştım bugün boştum o yüzden kesinlikle atölyeme gidicektim, üstümü giymiştim felixi alıp yemeğe gidicektim dün akşam neden gelmediğini merak etmiştim kapısına geldiğimde uyuduğunu söylediler ondan rahatsız etmek istememiştim.
Odamdan çıkmış alt kata inmiştim felixin kapısında ki muhafızlar eğilip "tünaydın efendim" demişlerdi tam içeri giricekken kapı açılmıştı içeriden jeongin çıktı ne arıyordu bu burda ağzı kulaklarında' "ne yapıyorsun burda?" Dedim soğuk çıkan sesimle eğilmiş, "ben prensin yeni rehbercisiyim"
"Neden bu kadar mutlusun?" Dedim o ise utanmış gibi yanakları kızarmıştı " şey prens hakkında söylentiler duydum çirkin diyenler mükemmel diyenler onu gördükleri gibi aşık olanlar ona hayran olanlar, tüm krallık onun iyim severliğini konuşuyor bende prensi çok merak ettim zaten bu aralar hiçbir işle uğraşmıyorumdum bu benim için iyi oldu, söyledikleri gibi o mükemmel ve çok ama çok saygılı" demişti ona side eyes atmış olabilirim " sakın bana aşık olduğunu söyleme"
Bi anda hızla gözleri büyümüş daha da kızarmıştı "h-hayır efendim prense aşık değilim" gözlerime bakmadan konuşuyordu bi anda kafasını hızla kaldırdı gözlerime bakarak "efendim prens yemeğe gelmek istemediğini söyledi başının ağrıdığını söyledi bende ona şurup almaya gidiyordum" kafamı sallamıştım zaten sabah yemeklerini sevmiyordum direk atölyemin yolunu tuttum.
( ꈍᴗꈍ)
Huh uzun zamandır yeni bölüm atmıyordum özür dilerim
Oy vermiyi unutmayın ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kraliyetin sunshine / hyunlix (omegaverse)
Fantasyiki krallık, iki farklı ırk, iki kavuşamayan beden... güç her şeydir öyle değil mi? bunu başaramayan bir prensin hikayesi bu, siz bu hikayede nereye kadar dayanabileceksiniz. kitabın sonunda kazanan taraf mı yoksa kaybeden taraf mı olacaksın? geçmiş...