🔥💧
yazardan
felix sabah kalkmış yemek için aşağı inmişti ama sorun vardı? jeongin, chirs, seungmin hiç kimse yoktu.
bir omega yemeği getirmiş önüme koymamış adeta fırlatmıştı, felix kim olduğunu görmek için baktığında ise, o kadını görmüştü hyunjin ile öpüşen kadını, kadının gözlerinden adeta öfke fışkırıyordu.
"teşekkür ederim...."
demişti tam yemeğe başlayacağı sırada kadın elinin tersi ile yemek tabağını yere itmişti. felix ise hala tepkisiz bir şekilde kadına bakıyordu kadın sinirle konuşmaya başladı "kralı nasıl çaldın ha!, büyü mü yaptın yoksa onu ayarttın mı? o benimdi anlıyor musunuz ve onu geri alıcam bedeli ne olursa olsun" demiş ve yemek salonunu terk etmişti.
kadın tam mutfağa giderken biri tarafından çekilmişti bağıracağı sırada ağzı kapatılmıştı, kim olduğunu anlamaya çalışıyordu ama onu hiç görmemişti, el ağzından yavaşça çekilmişti "k-kimsin sen ne istiyorsun" demişti korkuyla,
"kaderlerimiz aynı sen istediğini al ben istediğimi alayım" kadın anlamaz gözlerle ona bakıyordu adam oflayarak konuşmaya başladı. " salak falan mısın? hyunjini istiyorsun değil mi?" kadın kafa sallamıştı, "bende felixi bu akşam felixi götürmem gerek, bir yolunu bul ve onu etkisiz hale getir, bende onu alıp götüreyim hyunjinde sana kalsın, nasıl fikir..."
"maria" demişti soğuk sesiyle adamın bir dudağı yukarı kıvrılmıştı "woojin" demişti aynı şekilde maria biraz düşünüp fikrini söylemişti "tamam, o işi bana bırak yeter ki al götür onu" demişti kadın umursamaz şekilde, "öyleyse görüşürüz" demiş ve çekip gitmişti.
hyunjinden
sabah olmuş olmalıydı güneş ışıkları gözüme vuruyordu gözlerimi açıp odada gezdirmiştim. yanımda bir haraketlilikle oraya döndüm, gözlerim prensesi gördüğü gibi yataktan fırlamıştım. siktir üstüm çıplaktı "s-senin burada ne işin var"
prenses gözlerini açıp bana bakış atmış sonra ise bakışlarını yerle buluşturmuştu "beni bu hale nasıl getirdin prenses!!" artık bağırarak konuşuyordum. "tütsü ile etkisiz hale getirdim" demişti. derin bir nefes alıp konuşmaya başladım "neden, bunu neden yaptın, bana tek bir neden söyle" prenses bakışlarını yüzüme çıkartınca derin bir nefes almıştı.
"b-ben böyle olsun istemedim, z-zorladılar beni lütfen kralım size yalvarıyorum, beni götürün bu saraydan b-bana işkence ediyorlar, o anlaşmada biz varız biz küçükken yapmışlar. sevdiğim vardı benim ö-öldürdüler onu g-gözümün önünde, lütfen daha fazla acı çekmek istemiyorum, yeter ki götürün beni buradan lütfen..."
"ve...gece hiçbir şey olmadı merak etmeyin sadece" kafasını aşağı eğdi "soydum o kadar dokunmadım size yemin ederim" deyip bana yalvarır gözlerle bakmıştı. kafa salladım "tamam sen babana söyle o şeyi yaptığımızı sonra seni götüreyim, ama sana yemin olsun seni kendi sarayımda yaşatmam bir çiftliğe gideceksin tamam mı?" tamam anlamında başını sallamış bir anlık durdu.
"a-ama kanıt lazım o zaman ne yapmalıyım?" gözlerimi devirip yanına ilerledim, belinden tutup kendime çektim kafamı boynuna yaklaştırdım, yavaşça dişlerimi geçirip ısırdım, ısırdığım yeri emmeye başladım "mmh acıyo..." biraz daha emdikten sonra geri çekildim. İzi kalmıştı "oldu mu?" utanmış olacak ki kızarmıştı, kafasını sallayıp ayağa kalmıştı eşyalarını alıp banyoya gitmişti bende üstümü giymeye başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kraliyetin sunshine / hyunlix (omegaverse)
Fantasyiki krallık, iki farklı ırk, iki kavuşamayan beden... güç her şeydir öyle değil mi? bunu başaramayan bir prensin hikayesi bu, siz bu hikayede nereye kadar dayanabileceksiniz. kitabın sonunda kazanan taraf mı yoksa kaybeden taraf mı olacaksın? geçmiş...