Bölüm 7 (Rolls Royce.)

157 6 6
                                    

"Senin efendim varken nasıl kimsen yok oluyor?"

Wooyoung:

San Bey, bu sözünden sonra beni orada bırakmış oturma odasına gitmişti. Arkasından bakakalmıştım tabi. O andan sonra aradan bir hafta geçmişti. Daha konuşmadık zaten. Gerçi o konuşmadı, benim konuşmaya hakkım yoktu.

"Wooyoung! Neden kapıyı kilitledin? Yine kendini öldürmeye mi çalışıyorsun ha?!"

Kapıyı kilitlemek mi? Neden kapıyı kilitleyeyim ki?

"Wooyoung kapıyı aç hemen!"

Koşarak odanın kapısına gittim. Fakat kapıyı kilitlediğimi sanmıyordum. Anahtarı çevirdiğim an içeriye San Bey girdi.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen!"

Dediği anda yüzüme tokat attı. Ben kapıyımı kilitledim?

"Sana ben giderken kapıyı sadece kapat dedim. O anda acele ile çıktığımı görmedin mi? Herkes izin gününde, kimse de yok. Bir saat boyunca sana bağırdım. Neden kilitledin kapıyı? Toplantıyada geç kaldım zaten senin yüzünden."

"San Bey ben kapıyı kilitlemedim."

"Ne kafayı yiyeceğim. Hayaletler mi geldi? Yoksa periler mi? Aish, Wooyoung tepemi attırma. Arabanın anahtarını unuttum diye geldim ve şu anda yarım saat geç gitmek zorundayım."

Sadece San Bey'in suratına bakıyordum. Eminim ki o gözlerim korkuya alışmış olacakki bom boş bakıyordu. Belki de biraz telaşlı.

"Uff bana ne bakıyorsun aşağıya bak."

Hemen gözlerimi yere indirdim.

"Git hemen arabamın anahtarını getir."

Hızlı adımlarla her zaman astığı askılığa baktım. Birçok arabası vardı ve hangisine binip gideceğini bilmiyordum.

"Rolls Royce."

Hiç bilmediğim bir araba markası söylemişti ama hangisi bilmiyordum.

"Çekil şuradan bir işi beceremiyorsun."

Deyip beni itekledi. Anahtarı alıp aynaya baktı.

"Sana arabanın markasına kadae söyledim ama anahtarını bile veremiyorsun. Nasıl kölesin sen?"

Aşağıya bakıyordum. Ne de olsa gözlerine bakıp cevap versem canım acır, değil mi?

"Neyse, bak bakalım. Nasıl görünüyorum?"

Gözlerimi kaldırıp incelemeye başladım. Biraz acele hareketler ettiği için kravatı bozulmuş olmalıki hemen onu düzelttim.

"Kravatınız bozulmuş San Bey. Hemen onu düzelteyim."

"Acele et. Şanslısınki fazla umursamadığım birinin toplantısı. Eğer önemli olsaydı bir dakika bile geç kalsam seni buna pişman bırakmaz mıydım? Sence de öyle, değil mi?"

Göz göze geldiğimiz de, keskin bakışları ile, alay eder gibi sırıtıyordu.

"Haklısınız, San Bey."

"Bitirdin mi?"

Son kez daha bakıp bittiğini söyledim.

"Yine kapıyı kilitleme yoksa ben seni kilitlerim Wooyoung. Herkes izinli, evde kimse yok. Yemeğini kendin yap. Yapacaksan banyo da yap. Evden kaçmaya çalışırsan zaten seni korumalar tutarlar zaten, her yerdeler. Sıkıntı etme~"

Deyip çıkıp gitti. Belkide uzun zaman olmuştu normal sesini duymayalı. Çünkü hep bağırma, hep işkence, hep küfür, hep inleme sesleri. Konuşmasını unuttum.

Kendimi o yokken biraz yatağa atsam mı diye düşünmüştüm. Ama yatsam ne olacakki? Üstüm temiz, bir sorun olmaz ne olucak?

Yatağa kendimi attım. Çok uzun zaman oldu bu yumuşaklığı hissetmeyeli. Seks yaparken bile sadece sallanma hissi. Hissetmiyordum bu yumuşaklığı. Çok rahat~

Yorgundum. Acaba uyusam ne olur ki diye düşündüm. Aman uyuyum ne olucak derken midemden sesler geliyordu. Aşağı inmeme izin vermişti.

.....

Aslında yemek yapma konusunda fazla iyi değildim. Genellikle babam yapardı.

"Ne yesem~? Ah! Makarna var, hazır konserveler var sonra~ ne ıy, hazır konserveler mi? Nefret ediyorum onlardan!"

Dolaplarda bir sürü malzeme var ama dediğim gibi yemek yapmada iyi değilim. Hele köle olduğum evde hiç denememeliyim bile.

"Makarna iyi sanırım. Karnımı doyursun da."

Mutfak kocaman olduğu için uzun arayışlar sonra bir tencere bulup kaynaması için içine su doldurdum. Ocağı yaktım ve başında beklemeye başladım.

.....


Neredeyse aradan bir buçuk saat geçti ama ocak bir türlü ısınmıyordu. Karnımda çok açtı. Tabi derken, dış kapı açılma sesi geldi.

"Wooyoung, ben geldim."

"San Bey! Ben..."

"Wooyoung? Mutfakta mısın?"

San Bey mutfağa geldi ve bana bakmaya başladı.

"Ne hazırlıyorsun burada?"

"Şey, ıııımmm, makarna su."

Ocağın yanına geldi. Ocağı inceliyordu. Dedektif mi bu? Her şeyi inceliyor.

"Ocak sence yanıyor mu?"

"Yaktım yani, evet."

"Hmm."

Bir düğmeye bastı ve ocağın altı kızarmaya başladı. Mutfaktan anlamıyordum. Cidden bende kızarmaya başladım sanırım.

"Bu evde ve bu evin sahibi olan Choi San'ın evinde sadece makarna yemek mi?"

Tek kaşını kaldırıp baktı.

"Yakışmaz, birlikte hazırlayalım!"

7.Bölüm Sonu




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZENGİN ADAM VE KÖLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin