Ta ki kafesime tekme yiyene kadar...
Wooyoung:
Sarsıntı ile gözümü açmam bir oldu. Vuran kişiye baktım. Bu San Bey değildi! Kim bu?!
"Vay canına! Bu köle bayağı sevimli."
"Dur Rex!"
Bu bağıran San Bey'di. San Bey yanımıza gülerek gelip.
"Ne yapıyorsun dostum?"
Diye Rex denen adamın elinden tutup omuzlarını vurdu.
"Biraz deneme yapayım dedim. Biliyorsun bir sümüklü böcek almayı ben de düşünüyorum."
"Evet biliyorum. Fakat bu sümüklü böcek değil gibi duruyor. Elinden her iş geliyor. Temizlikte başarılı ve itaat biri... Hem işkenceye de dayanıklı gibi duruyor."
"Hmm demek işkence. Bu işkenceye sikilmekte giriyor mu?"
Böyle deyince ikiside kahkaha attı. İğrenç insanlar. İkiside iğrenç... Rex denen adam dizlerinin üzerin de bana doğru çöktü.
"Adın ne?"
Tereddüt ile San Bey'e baktım. Gözünü açıp kapattı. O öyle yapınca ona geri döndüm.
"Wooyoung."
"Wooyoung... Hmm iyi bir isimmiş."
Biraz daha kafese yaklaştı.
"Wooyoung, sekste iyi misin?"
"Bilmiyorum efendim."
"Nasıl? Hayatın da hiç biri ile seks yapmadın mı?"
"Hayır yapmadım."
"Aww San~ Görünüşe bakılırsa onun ilk seks partneri sen olacaksın. Bu çok şirin."
"Ahh kes sesini Rex."
Diye kıkırdadı San Bey. Rex, benden ayırmadığı gözlerini San'a çevirdi. Sonra geri bana döndü.
"Biliyor musun Wooyoung? Bu adam var ya, kölelerini bir sikti ki... Anlatamam. Birkaç kez izlediğim de kölelerin hepsi zevk ile inliyordu. Sen de hayran kalıca-"
Sonunu bitirmeden San Bey onun kafasına küçükçe bir şaplak attı.
"Neyse ne Rex. Aşağıda senin yemeğin hazır. Gidip yesene."
Rex afallayarak kalktı.
"San! Neden biraz oyun oynamama izin vermiyorsun?! Görmüyor musun? Nasıl da korktu."
Evet korkmuştum. Hem de çok. Nasıl insanlar bunlar böyle.
"Rex~"
"Tamam tamam sustum. Zaten aptal köleni de kimse almıyor elinden."
Diye ıslık çalarak odayı terk etti. Normal de konuşmamam gerekiyordu fakat bu sefer titrek sesim ve ıslak gözlerimle San Bey'e doğru konuştum.
"S-San Bey. C-Cidden neden bu a-adam böyle s-söyledi. N-normal de konuşmamam g-gerek b-biliyorum ama neden?"
Bu hâlime dayanamayıp kafesi açtı.
"Çık."
Hemen çıktım. Kalkacak iken durdurdu.
"Yok kalkma otur."
Oturdum. Yanıma oturdu. Elimi saçıma koydu. Çekecek sandım ve ellerimi sıkıp gözlerimi kapattım. Ama yumuşakça saçlarımı okşuyordu. Buna anlam veremedim. Şaşkınlık ile ona baktım. Ama bakmamam gerektiği aklıma geldi. Gözlerimi yeniden yere çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZENGİN ADAM VE KÖLESİ
General FictionBabası Wooyoung'u çok seviyordu. Fakat oğlunu satması gerekiyordu. Gerekiyordu çünkü onların töresinde ailenin ilk çocuğu olamayan erkekler belli bir yaşına gelince köle olarak satılıyordu. Sonunda köle olması için onu da esirleri içine aldı. Wooyou...