2❀

644 36 4
                                    

Buraya başlama tarihlerinizi alabilir miyim ? 🫶🏻

Umarım beğenirsiniz, keyifli okunmalar..

Yazar anlatımıyla:

Deniz eve girerken bugün gördüğü kızı düşünüyordu, o kız senelerdir aradıkları kız kardeşine benziyordu, hatta benzemek ne kelime annesinin tıpatıp küçüklük haliydi...

Akşam yemeğine kadar düşünen Deniz ne yapması gerektiğini bilmiyordu, evet bugün o kızı görmüştü ve şüphelenmişti ama kıza dair hiç bir şey bilmiyordu, onu şu an bulmak istese bile yine başaramayacaktı çünkü bulundukları yer bir koşu parkıydı ve orda güvenlik kameraları bulunmuyordu.

Bu düşüncelerle Deniz kendine lanet etti. Kıza adını ya da soyadını sormalıydı ama o anın şokuyla birlikte ne olduğunu anlamadan kız arkasını dönüp gitmişti.

Akşam yemeğinde Denizin dalgın olduğunu gören aile bireyleri ne olduğunu anlamak için birbirlerine baktılar ve ilk adımı attan ailenin en küçüğü Gece oldu.

"Ne o abi, dalgın duruyorsun?" diye bir soru yönelttiğinde, Deniz daldığı yerden bakışlarını Gece'ye yöneltti sonra ise tüm aile bireylerine.

Söyleyip söylememek arasında gidip geliyordu çünkü bu konuda herkesin ne kadar hassas olduğunu biliyordu, ortada hiç bir şey yokken onları umutlandırmak istemiyordu üstelik kıza ismini bile sormamıştı, söylese bile onu yine bulamayacaklardı.

Bu düşüncelerle derin bir nefes alan Deniz söze nasıl başlayacağını düşündü, sonra ise düşünmeden direkt söylese daha iyi olacağını düşünüp konuşmaya başladı.

"Bugün her zamanki koşu parkında koşu yaparken bir kızla çarpıştım, önce çok önemsemeden önüme dönüp koşmaya devam edecekken kızın köpeği üstüme atladı," devam edecekken araya annesi girdi, "Oğluşum bir yerinde bir şey var mi yavrum?" diyip yanına hızla gelirken Denizi süzüyordu.

Deniz annesine bir şeyi olmadığını söyleyip yerine gönderirken devam etti "kız köpeğini üstümden aldı ve özür diledi, bende sorun olmadığını söylemek için yüzüne baktım ve-" tam devam edecekken ailenin şakacısı Cihan lafını böldü.

"Oha lan aşık mı oldun yoksa, olum o koşu yerine boşa gitmiyormuşsun demek ki, bundan sonra her sabah bende koşuyorum seninle." derken Deniz ona göz devirdi. "Lafımı bölmeseydin ne olduğunu anlardın Cihan."

Cihan hemen atladı "Cihan değil, abi diyeceksin canım kardeşim benim." diyip göz kırparken. Deniz ona sen olmamışsın bakışı atıp devam etti kaldığı yerden.

"Kız kaybolan kız kardeşimize çok benziyordu... annemin gençlik hali gibiydi." diyip susarken tüm aile nefesini tutmuştu.

İlk kendine gelen Koray bey bir kaç dakika sonra hemen oturduğu yerden kalkıp oğlunun karşısına geçti "Ne? Nerde oğlum? İsmi neymiş? Konuştun mu onunla bu konu hakkında? Nerde yaşıyormuş?" diye bir sürü soru ardı ardına sorarken Deniz kafasını eğdi.

"Baba.. o anın şokuyla ben bir şey soramadan arkasını dönüp gitti." dedi üzgünce. Nasıl sormak aklına gelmemişti anlamıyordu.

Ortamda koca bir sessizlik oluşurken, birden annelerinin hıçkırık sesi doldurdu yemek odasını.

Koray bey eşinin yanına giderken onu teselli etmeye çalışıyordu, ama sadece çalışmakla kalıyordu çünkü şu an o odada olan herkes gibi onunda bir kere daha umudu kırılmıştı.


Dila'nın anlatımıyla:

Bax'ı aldığımız günün akşamı evde büyük bir kargaşa çıkmıştı, babam evde esip gürlemişti, ben ise ne olduğunu anlamadığım için ve odama gönderildiğim için pek ilgilenmemiştim.

DİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin