Kavuşma

49 5 0
                                    

En erken Fatih kalktı.Sabah ezanı okunurken.Abdest alıp namaz kıldı.Dua etti.

-Allah sen ol dersin olur.İstanbul'a çok aşığım.Bu aşkı bana bahşeden sensin.İstanbul'u da bana ver.Amin.

Fatih hemen İstanbul'un evine doğru yola çıktı.Etrafı kolaçan etti.Yavaşça mutfağın camına yaklaştı.İçeride sevdiği yemek yapıyordu.Onu izledi bir süre.Sonra gözünden yaşlar süzüldüğünü fark etti.Hemen camı tıkladı.İstanbul şaşkın şaşkın arkasını dönüp cama baktı.Camı açtı.

-Ne işin var burada?Babam görürse odunla kovalar seni!

-Bir şey olmaz.Sen cevap ver.Niye ağlıyorsun?

-Ağlamıyorum,soğan doğradım.

-Ben de ağlıyorsun sandım.

-Noldu niye geldin?

-Sana bir sürprizim var.

-Sürpriz ne?

-Yani güzel bir haber.

-Nedir?

-Bu akşam seni istemeye geliyoruz.

(İstanbul heyecanla bağırdı.)-Ne?

İstanbul'un babası içeriden bağırdı.

-Kızım,ne oldu?

-Hiç baba.Kedi içeri girmiş de görünce korktum.

-Yemek ne alemde?

-Az kaldı baba.Getiriyorum.

İstanbul Fatih'e döndü.

-Ne sırıtıyorsun?

-Güzelliğine bakıyorum.

-Hadi ordan.Git artık babam yakalayacak.

-Nasıl olsa akşama benimsin artık.

-Yürü.

Fatih arkasına bakarak koşa koşa gitti.

İstanbul'un kalbi gümbür gümbür.Elleri titriyor.Çorbayı götürdü içeri.Babasıyla beraber karınlarını doyurdular.

************

Abdullah Dede İstanbul'un babası Rıza Bey'le konuştu.O da buyurun gelin şeklinde yanıt verdi.


Yeniçeri ocağına gitti Fatih.Heyecanını onlar da fark etti.

-Noldu kardeşim?Bir farklısın bugün.

-Heyecanlıyım biraz.

-Hayırdır!

-Kız istemeye gideceğiz de.

(Tüm yeniçeriler)-Vay yakışır kardeşime vs..

-Seviyor musun kızı?

-Hem de çok.

-Kardeşimiz aşık olmuş bizim haberimiz yok.

-Görüşemedik sizinle de.

-Görüşürüz şimdi.

Orada biraz vakit geçirdi.Havanın kararmaya başladığı vakit eve gidip hazırlandı.İstanbul da o arada hazırlanıyordu.İkisinin de kalbi çok hızlı atıyordu.

Abdullah Dede kapıyı tıkladı.

-Hazır mısın evlat?

Fatih odadan çıktı.

-Hadi gidelim.

Yola koyuldular.İstanbul camda onları bekliyordu.Gelenleri görünce gülümsedi.Heyecanı arttı.Etrafa baktı.Her şey düzgündü.Bir o yana bir bu yana yürüyordu.

Kapıya tıklandı.İstanbul babasına seslendi.

-Geldiler baba.

Babası geldi hemen.

İstanbul kapıyı açtı.

-Hoşgeldiniz.Buyurun.

Heyecanı çok belli oluyordu.Herkesi içeri aldı.En son Fatih girdi.Göz göze geldiler.Biraz yatıştılar.O an kalpleri aynı anda çarpıyordu.Onu da içeri aldı.

İstanbul mutfağa gitti.Kahveleri yaptı.Elleri titriyordu.Tuz katacaktı Fatih'in kahvesine ama kıyamadı.

Kahveleri götürdü ve servis etti.Kahveler yarıda iken Abdullah Dede mevzuya girdi.

-Efendim,sebeb-i ziyaretimiz bellidir.Allah'ın emri Peygamber Efendimiz'in kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz.

Rıza Bey kızına baktı.İstanbul kafasını olumlu anlamda sallayınca cevabını verdi.

-Kızımı üzmeyesin delikanlı.Artık o sana emanettir.

-Sağ olun efendim.

Önce Fatih arkasından İstanbul büyüklerinin ellerini öptü.

-O zaman yarın nikahı kıyalım.

-Peki,bizim ev müsaittir.

-O zaman Allah tamamına erdirsin.

(hep beraber)-Amin!

Kahveler bittikten sonra kalktılar.İstanbul onları uğurladı.Fatih en son çıktı.İstanbul'un ellerini sıkıca tuttu.Bir süre bakıştılar.

-Allah'a emanet ol!

-Sen de!

Fatih,diğerlerine yetişti.Sık sık arkasına bakıyordu.İstanbul da gözden kaybolana kadar onları izledi.Rahatlamışlardı.Mutlu uyudular.

Tarihe Kazınan AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin