Sonraki sabah...
Abdullah Amca kahvaltıdan sonra Fatih'le beraber öte beri almak için çarşıya çıktı.Bizim zamanımız gibi değildi.Her şey el emeği göz nuru.Abdullah Amca tezgahlarda oyalanırken Fatih'in dikkatini kılıç çarpan yeniçerileri gördü.Kılıç kullanmayı biraz biliyordu ama o kadar iyi değildi.Abdullah Efendi onun yeniçerilere merakla baktığını gördü.
-Biliyor musun kılıç kullanmayı?
-Biraz.
-E git söyle.
-Terslerlerse...
-Terslemezler.
Fatih,yeniçerilerden birinin yanına gitti.
-Selamun Aleyküm.
-Aleyküm selam.Buyur.
-Ben bu kılıç işine meraklıyım da bana da biraz öğretir misiniz?
-Olur.Ahmet,benim kılıcı getirsene.
-Sağolun.
-Ne demek,yetenekliysen iyice öğretiriz.
İsmnin Osman olduğunu öğrendiği yeniçeriyle çarpışacaktı.Fatih kılıcı eline aldı ve çarpışmaya başladı.Yeniçeriler onu izlerlerken şaşırmışlardı.Osman'a böyle karşı koyabilen birini daha önce hiç görmemişlerdi.Kılıcı çok iyi kavrıyordu ve hamleleri çok iyiydi ama sonunda Osman onu alt etti.Yerden kaldırdı Fatih'i.
-Helal olsun valla.Şu ana kadar yeni başlayıp da Osman'ı bu kadar zorlayanına ilk defa rast geldim.
-Estağfirullah.
-Nereden öğrendin böyle kılıç kullanmayı?
-Ya bir arkadaşım nasıl tutacağımı göstermişti.
-Vay anam vay.Seni alalım daha çok öğretelim sana.İyi kullanıyosun.
-Olur.
-O zaman yarın buraya tekrar gel.
-Peki.Görüşürüz.
-Hadi selametle.
Çarşıdan bir kaç bir şey daha alıp eve gittiler.Yolda Fatih İstanbul'u görmek için o ormana döndü.Sonra İstanbul'un bağırışını duydu.Hemen o tarafa koştu.Bir adam İstanbul'u zorla kulübeye sürüklüyordu.Fatih adamla kavga etmeye başladı.İstanbul kenardan onları izliyordu.Adam birden bıçak çekti ve Fatih'in kolunu çizdi.Fatih kıvrak bir hareketle bıçağı yere düşürdü.Adam kaçtı.İstanbul hemen Fatih'in yanına koştu.
-Yaran çok kötü.
-Önemli değil.
-Hemen saralım,gel.
-İstemez.
(yalvarır gibi bakarak)-Lütfen!
-Peki
Kulübeye girdiler.Fatih sedirin üstüne oturdu.İstanbul gömleğini çıkarmasını söyledi,Fatih de gömleğini çıkardı.İstanbul bazı yağları karıştırdı.Fatih'in yarasını temizledi ve o yağ karışımını sürmeye başladı.Kolunu sarıyordu.Fatih hayranlıkla ve küçük bir tebessümle onu izliyordu.İstanbul da birden ona baktı.Donakaldılar.İstanbul'un saçları dağılmıştı.Ufak dokunuşlarla düzelttiği belliydi.Fatih yine gözlerinde kaybolmuştu.Aynı şeyi İstanbul da yaşıyordu.Fatih'in yeşil gözlerinin gökyüzü olduğunu farketti.Kendi gökyüzü.Sadece ona ait...
Sonra kendine geldi İstanbul ve yarayı sarmaya devam etti.Utanmıştı.Fatih de utanmıştı ama hoşuna gitmişti.Sevgilinin gözlerinde kaybolmuştu.Kahverengi gözlerinde.Yarayı sarmayı bitirince Fatih'in gömleğini giymesine yardımcı oldu.Sonra Fatih merakını dile getirdi.
-Kimdi o adam?
-Bilmiyorum.Bu son birkaç aydır peşimdeydi.Bugün de babamın yokluğunu fırsat bildi.
-Bundan sonra seni hep kontrol edicem.
İstanbul hiçbir şey diyemedi.Başını önüne eğdi.Sonra Fatih'i uğurladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarihe Kazınan Aşk
Novela JuvenilBir adam... Yıllarca tarih peşinden koşan bir adam. Bir gün bir yanlışlığa kurban gider. Ama bu onun için iyi olacaktır.Yıllardır karşısına çıkmayan şeyi "aşk"ı bulacaktır. Macera dolu serüvenler eşliğinde heyecanlanacak ,sıcak bir aşk hikayesiyle ı...