Etki Alanı

2.0 - Tasma

Lori birileriyle buluşmak için flört uygulamalarını kullanıyordu. Son bir kaç yıldır tanıştığı erkeklerin huysuz tavırlarından ve anlayış eksikliklerinden bıkmıştı. Onu duygularını önemsiyormuş gibi davranıyorlardı sadece. Lori ise sadece sorumluluğu üstlenecek gerçek bir adam arıyordu.

Ona ne istediğini söyleyecek biri, uyması gereken bazı kuralları ona verecek birisini istiyordu. Nereye gideceğine, ne yapacağına kendi karar vermek istemiyordu. Onun istediği hayat bu şekilde değildi. Geçen yıl bir kadının kendisini bir erkeğe evcil bir hayvan gibi ait olduğunu anlattığı bir siteye rastlamıştı. Bu onun ilgisini çekti. Artık Lori bütün gün kızların ve erkeklerin köpek, kedi, tavşan, ayı ve hatta midilli olarak paylaştığı reddit gönderileriyle meşguldü.

Güçlü bir erkeğin ya da kadının, tercihen bir erkeğin küçük köpek yavrusu olmanın eğlenceli olabileceğini düşündü. 

Bu sefer flört uygulamasıyla işi yoktu. Kendisinden emin o tavırla restorana gelen o adama reddedileceği o teklifi yapacak kadar salakça davranacaktı. Ama neden olduğunu bilmediği bir şekilde bu adama yakın hissettmişti.

Şimdi çarşamba saat 14:00 idi ve buluşmada nasıl giyineceği konusunda aklı çok karışıktı.

Ona "Ne giymeliyim?"  diye sormuştu.

Adamın cevabı "Giyinmek isteğe bağlı." olmuştu. 

Bu ona kendi karar vermesini söylemekten daha kötüydü. Çıplak olabilir miydi? Yine de onun için ilk bakışta bir sürtük olmak istemiyordu. Lanet olsun, ne giymeli?

Lori, kısa, pilili eteğin altına bir yoga taytı giymeye karar verdi ve göğüslerinin altından bağlanan ekose desenli bir gömlekle bel kısmını açığa çıkardı. Dantelli transparan bir sütyen ve ona uygun g-string giydi. Soluk teni ve çilleriyle hiçbir zaman pek makyaj yapan bir kız olmamıştı, bu yüzden biraz göz kalemi ve biraz pembe dudak parlatıcısı ve yoga taytıyla uyumlu 4 inç topuklu, sivri uçlu siyah deri botlarını giydikten sonra hazırdı.

Adam muhtemelen çok sıradan biriydi zaten. Onun dairesine gidecekti ve o da fena halde sıkıcı olacaktı. Lori otobüse küçük evinden üç blok ötede bindi. Geldiği yer üniversitenin hemen yanındaydı. Merdivenlerden çıkıp kapıyı çaldığında saat üçe 5 dakika vardı. Bir dakika sonra uzun boylu, sağlam görünüşlü adam kapıyı açtı.

"Erken geldin, bu hoşuma gitti. Bu benim zamanıma saygı duyduğunu ve senin açından istekli olduğunu gösteriyor." dedi Jim. 

"İçeri gelmek ister misin? Benim adım Jim." diyerek elini uzattı.

Lori önce ayakkabılarına baktı, sonra başını kaldırıp şöyle dedi: 

"Ben Lori, adını bilmek güzel. Normalde böyle değilim; kahvaltıda sana telefonumu vermemin sebebinin ne olduğunu bilmiyorum."

"En azından birbirimizi tanıyabiliriz. Kötü bir adam olduğumu düşünmüyorum. Seni falan öldürmeyeceğime söz veriyorum." dedi Jim gülerek.

Lori derli toplu ve temiz bir eve adım attı. Kendikine çok benzeyen iki yatak ve iki banyo olduğunu tahmin etti. Onunki bir apartman dairesiydi, kendine ait bir garajı vardı ve kendine ait bir binaydı ama hoşuna gitmişti. Arka bahçe çitlerle çevrili ve güzel gibi görünüyordu.

"Eğer gelirsen arka bahçede öğleden sonra mangal yaparız diye düşündüm. Henüz alışveriş yapmadım çünkü gelip gelmeyeceğini bilmiyordum."  diye dürüstçe söyledi Jim.