TB <7>

331 20 1
                                    

Koşuyordum ama sanki onu yakalamamı istiyormuş gibi birden yavaşlamaya başladı. Ben ise daha da hızlandım. Aramızda az bir mesafe kalmıştı ve birden sola iki binanın arasındaki bölüme saptı.

Burası da neresiydi. Hemen arkasından ben de girdim ve küçücük bir kapıdan iki binanın taşlı duvarları arasında kalan ve denize bakan harika bir yere geldiğimi fark ettim.

Binaların arasında da ne gizemler ve güzellikler varmış.

Çocuğun hala arkası dönüktü ve eğilerek ellerini dizlerine koymuş. Hızlı nefes alıp vermeye çalışıyordu. Yavaş adımlarla yanına yaklaştım kim olduğunu bilmiyordum ve tenha bir yerdeydik.

" Hey!"

Daha çok yaklaştım. Ve ellerinden sarkan çantamı sinsice kapmaya çalıştım.

" Nasıl! Nasıl çantamı alabilirsin. Terbiyesiz, şimdi polisi arayacağım. Allah belanı versi...."

Diyerek sırtına vurmaya başladım. Tam o anda derin nefes almayı bıraktı ve ani bir refleksle bana doğru döndü.

Kalbim hıpızlı atıyordu ve itiraf ediyorum çok korkuyordum.

Korkumdan suratına bakmadan çantayı almaya çalışıyordum.

" İyi koşuyorsun bravo"

Bu ses...Kuzey!!??!!

" Sen!"

" Evet ben, 'baş belası Kuzey'di' dimi?"

" Nasıl böyle bir şeyi yaparsın."

diyerek göğsüne yumruklar yağdırmaya başladım.

" Güzel ve tenha bir yer buldum. Senin de görmeni istedim o kadar."

" Söyleyebilirdin!! Yüreğim ağzıma geldi farkında mısın?"

" Senin gibi inatçıya söylesem gelir miydin? Sence?"

" Haklısın, gelmezdim!" Elinden birden çantamı kaptım.

"Hatta şimdi de gidiyorum. Beni bayağı iyi tanımışsın, tebrikler."

" Hey, hey!" arkamdan koştu ve kolumu tuttu.

" Bugünkü son dün geceki son gibi olmasın lütfen."

" Kuzey! Bırak beni! Otobüsü kaçırıyorum!"

" Umrumda mı Öykü? Umrumda olan tek şey sensin."

Bu sözü üzerine ona döndüm. Ne? Ne dedi?

" Öykü...Sen...Sen beni etkiledin." Gözlerini benden kaçırarak ve gülümseyerek konuşuyordu.

"Bu gece yemeğe çıkalım mı? Lütfen beni kırma. Bu adama bir şans ver." ellerimi tuttu.

Kalp atışlarım göğüs kafesinden fırlayacakmış kadar hızlanıyor ve canımı acıtıyordu.

Ellerini bıraktım ve cevap veremedim. Koşarak arkamı dönerek küçük kapıdan çıktım.

Arkamdan da sesini duydum.

" Seni bekleyeceğim. Birkaç metre aşağıdaki Sahil Restorant."

----------------------------------------------------------------------------------------

Durağa vardığımda tahmin ettiğim gibi otobüsü kaçırmıştım.

Ama bu sefer o kadar takmıyordum. Birkaç dakika olanlar yüzünden olmalı. Hatta içimden okula gitmek bile gelmiyordu. Durağı geçerek yavaş yavaş yürümeye başladım.

TATLI BELA (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin