24

2.1K 181 33
                                    

"Sen.. nasıl? Hyunbin?"

Onunla buluştuğu zamanı hatırladı. Jungkook onun bir dava da şüpheli olduğunu söylemişti ama hangi dava olduğunu söylememişti.

Peki neden şuan kaçırılmıştı?

"Park. Her zaman ki gibi, çok safsın." Hyunbin'in sesi bile eski Hyunbin gibi gelmiyordu. "Neden seni kaçırdığımı düşünüyorsun, değil mi?"

Jimin bir cevap vermedi, öylece onun yüzüne baktı.

Hyunbin de bunu bir evet olarak algıladı ve hemen açıklamaya koyuldu. "Sevgilin ve kan bağınız olmasa da çok yakın olduğun hyungun." Jimin tek kaşını kaldırınca devam etti. "Sevgilin FBI ajanı, hyungun herkes tarafından sevilen, çok başarılı bir komiser."

Jimin, Hyunbin'in nereden bildiğini sorguladı. Jungkook'un ajan olduğunu nasıl bilebilirdi?

"Beni bu ülkeden çıkarmak zorundalar." Hyunbin'in son cümlesi, Jimin de gözlerini devirme isteği oluşturmuştu.

Ne yani, sadece bir rehine miydi?

Jungkook'u ve Seokjin'i ikna etmek için kullanılan bir yem. Jimin, yem olamayacak kadar değerli bir varlıktı kendisine göre. "Bende Kore'nin en iyi savcısıyım. Bende işine yarardım. Neden yem oluyorum ki."

Hyunbin kahkaha attı ve başını iki yana sallayarak, Jimin'e doğru yaklaşmaya başladı.

Dibine kadar girdiğinde, elini Jimin'in çenesine yerleştirdi ve Jimin o an kaskatı kesildi. "Çünkü sen.. onların gözbebeğisin. Senin için herşeyi yaparlar."

Hayır,  Hyunbin bunu yapmazdı.

Yapmazdı, değil mi?

Jimin'in gözleri dolmaya başladığında, Hyunbin zafer kazanmış gibi gülümsedi ve diğer elini de Jimin'in boynuna yerleştirdi.

Ürperdi ve gözlerini Hyunbin'e çevirdi. "Kimsin sen?"

Evet, asıl sorması gereken soru buydu.

Hyunbin, Jimin'i duymamazlıktan gelip, ellerini çekti ve onun beline yerleştirdi. Okşamaya başladığında, Jimin kusmamak için kendisini zor tutuyordu.

"Yapma." Fısıldadı Jimin ama sesi duyulmamıştı bile. Gerçi Hyunbin duysa bile onu duymamazlıktan gelir, ellerini daha çok dolardı Jimin'e. "Hyunbin. Yapma."

Şuan her şeyi içine atıyordu ve bu berbat bir şeydi aslında. Çığlık atmak, ayağa kalkıp ona haddini bildirmek istiyordu ama.. yapamıyordu.

Hyunbin, Jimin'in gömleğini açmaya başladığında Jimin gözlerini yumdu ve nefes almaya çalıştı.

Nefes alamıyordu.

Ellerini kaldırmaya çalıştı, belki Hyunbin'i itebilirdi ama ellerini de kaldıramıyordu.

Gözünden bir damla yaş düştüğünde, nefes alamadığı için mutlu oldu o an. Ölürse, kurtulurdu.

Ölürse, bunları yaşamak zorunda kalmazdı.

Ölürse, rehine olarak kullanılamazdı.

Ölürse, Jungkook kahrolurdu.

Aklına Jungkook geldiği an gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı. Onun için nefes almalı, onun için yaşamalıydı.

Ama nasıl yapacağını bilmiyordu.

Ellerini bile kaldıramıyordu çünkü. "Jungkook." Kendi kendine fısıldadı.

FBI | JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin