Sabahın erken saatlerinde kapımın kırmak istercesine çalınmasıyla uyandım. Alacaklı gibi kapıma dayanmışlardı resmen. Yataktan kalkıp üstümü düzelttim. Yatarken yamulmuştu heryerim. Kapıyı açtığımda karşımda uyuz komutanı görmem bana da şok oldu. Bu niye geldi şimdi? Gözleri ile beni uzun bir süre süzüp öksürdü. Saçlarım salık, üstümde ise pijama takımım vardı sadece? Üstüme bir an baktığımda tavşanlı takımı görmemle yanaklarıma ateş bastı. Komutanın karşısında tavşanlı pijama ile durmak tam benlikti, bayılırım böyle şeylere(!)
"Beş dakika içinde müdürün odasında ol asker."
"Emr-"
"Oyalanma."
Cidden mi? Lafımı da bölüyor bu ama?! Yok arkadaş birdaha mı düşünsem tim işini? Yok daha neler bu adam için tim'den vazgeçemem. Aklımdaki düşünceleri kovup hemen üstümü değiştirdim. Askeri üniformam hala yoktu. Tim'lerin kendi üniformaları vardı ve time göre vericeklerdi. Üniforma benzeri bir kıyafet alıp giymiştim. Saçlarımı da toplayıp odadan koşar adım çıktım.
Müdürün odası hemen üst kattaydı. Merdivenleri atlayarak çıktıktan sonra koridorda ilerledim. Kapının önünde durduğumda içimde bir heyecan vardı. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. İçerden gir emri verilince nefesimi bırakıp girdim. Odada sadece komutan ve Faruk amca vardı. Karşılarında hazır ola geçip asker selamı verdim. Faruk amca oturmam için işaret verince geçip oturdum.
"Dün sınavın nasıl geçti?"
"Daha iyisini yapabilirdim."
Daha iyisini yapardım... Heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı ama yinede iyi bir sonuç aldığıma inanıyordum.
"Sonucu merak ediyorsundur tabi. Kendine güvenmen hoşuma gitmedi değil. Ama yinede sana sorucam. Sence Tim'e alındın mı?"
"Alındığımı düşünüyorum efendim."
Kendimden o kadar emin konuştum ki ikisinin de bakışları değişti. Alınmadım mı acaba diye düşünmek istemiyorum. Adaylar içinde en iyisi bendim, alınmış olmam gerekiyor.
"Aferim Pera. Son test olan kararlılık testini de geçtiğine göre artık resmi olarak Gölge Timi'nin bir askerisin. Odan değişecek Tim ile aynı yatakhane de kalıcaksın. Eşyaların çoktan taşınmıştır. Üniforman da yeni ekip arkadaşlarına teslim edildi onlardan alabilirsin."
"Tim ile tanışmadan kendine bir isim bul çaylak."
Karşımda sadece gözleri görünen adam sırıtıyor olabilir mi? Gözleri gülüyor gibi kısıktı çünkü şuan. İsim lazımdı dimi. Evet evet isim. Babam'dan kalan soyadı kullanıcaktım tabiki. Babam için bu yola baş koydum şimdi de onunla bu yolda devam edicem.
"Güneş ismini kullanmak istiyorum. Bir sıkıntı olmaz umarım."
"Güneş... Sıkıntı olmaz. Hadi gidelim tim ile tanışma zamanı."
Beklemeden kalkınca mecbur Faruk amca ile konuşamadan bende kalktım. Bu adamın peşinde sürüklenip duruyordum resmen. Bir üst kata çıkıp ortalarda bulunan bir kapının önünde durdu. Bana dönüp baktıktan saniyeler sonra kapıyı direk açtı. Kimse üstünü değiştiriyor olamaz mı? Niye kapıyı çalmazsın be adam! İçeriye girdiğimizde herkes asker selamında duruyordu. O sırada odada gezindi gözlerim. Oldukça geniş bir alanı vardı ayrıca başka odalara açılan iki kapıda. Tahminimce tuvalet ve giyinme odası olması lazım. Kadın erkek aynı yerde kaldığımız için sorun olmaması açısından genelde öyle oluyordu. Komutanın beni tanıtması ile kendime gelip baş selamı verdim hepsine yüzümdeki gülücük ile. Onlarda beni aynı gülümseme ile karşılamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım
Fiction généraleAilesi dağılan bir kız. Babasının kurduğu hayali gerçekleştirmek için çabalayan bir kız. Peki bu kız o hayalleri gerçekleştirirken neler yaşayacak?