Birbirlerini tanıyorlardı demek. Peki ya Ateş niye gerilmişti bu kadar?
"Evet, uzun zaman oldu."
"Yanındaki hanımefendi ile tanıştırmayacak mısın?"
"Kendisi sevgilim, Pera. Yakın zamanda evlenmeyi düşünüyoruz."
Karım demeyerek iyi yapmıştı çünkü ikimizdede yüzük yoktu ve adam direk olarak elimize bakmıştı. Hatta evlilik belgeleri bile yoktu. Faruk amca bunlara gerek duymamış olmalıydı ama adamın sadece evli olanlarla iş yaptığını söylemişti. Kafam çorba gibiydi şuan. Fotoğraflardan hatırladığım kadarıyla aradığımız adam buydu. Belki de tanıdığı birisi olduğu için evli rolü yapmak istememişti Ateş.
"Bende Pamir Turan. Memnun oldum Pera hanım."
Adam elimi tutup birden öptüğünde hala elimi tutan Ateş daha da sıkmaya başladı. Anlaşılan bu eski dostunu pek sevmiyordu. Elimi bırakmamasına rağmen hızla geri çektim.
"Evet, bende. Biz başka yere bakalım mı Ateş? Burası şuan meşgul gibi."
Ateş'e dönüp bir cevap bekledim ama beklediğim cevap karşımdaki adamdan geldi.
"Hayır, lütfen geçin. Kardeşim kendine birşeyler bakıyordu öylesine. Hem bizde kaynaşmış oluruz lütfen bizimle durun."
"Biz gidelim Pamir. Etkinlikte görüşürüz."
"Israr ediyorum ama. Bu eski dostunu kırma Ateş."
Ateş bana dönüp bu sefer o benden onay veya red bekledi. Bense omuzlarımı silkip fark etmez olarak cevap verdim. Ateş biraz bıkkın bir halde benimle beraber içeri girdi. Pamir denen adamla birlikte kalktığı yere oturdular. Beni ise çalışan kadınlardan biri aceleyle soyunma kabinine getirdi. Kabin oda genişliğindeydi resmen. Bir tarafı aynalarla kaplı diğer tarafta askılıklar. Duvarlar ışıklı siyah gri tonlarında zarif bir şekilde düzenlenmişti. Büyülemişti beni resmen. Ben odayı incelerken bana denemem için bir yığın elbise getirdiler. Tamı tamına üç askılık dolusu elbise...
Hepsine şok içinde bakarken kadınlar çoktan kıyafetler için yardım etmeye başlamıştı. İlk gri elbiseyi denediğimde gözlerime inanamadım. Miniye yakın etek boyu ve kısa yırtmacı ile çok göze çarpıyordu. Askılı kolları ve belinde siyah deri korse vardı. Model dardı ve çok hoşuma gitmişti açıkçası. Altına da ayakkabı getirdiklerinde şaşkınlığım arttı. Bu kadar detaylı ilgileneceklerini bilmiyordum. Ayakkabı olarak birkaç seçenek vardı. Siyah gladyatör model ayakkabıyı seçtim. Fazla yüksek olmayan ince bir topuğa sahipti. Ayakkabıyı giydikten sonra kadınlar ipleri yukarı doğru bağlamaya başladı. İşleri bittiği sırada aynaya döndüm. Karşımdaki kadın mükemmel görünüyordu. Kendim olduğuna inanamadım bir an için.
Kadınlar bir süre benim kendime bakmamı izledi daha sonra kendime gelip soyunma kabininden çıktım. Ateş'in olduğu tarafa dönmem ile onun zaten bana baktığını fark ettim. Beni görür görmez dona kalmıştı. Gözlerinde anlam veremediğim bir derinlik vardı. O bana ben ona bakarken araya başka bir ses girdi.
"Üstünüzdekiler çok yakışmış Aden hanım."
Gözüm Pamir denen adama döndüğünde onunda bana farklı baktığını fark ettim. Tam olarak anlam verememiştim ama farklıydı işte. İlk gördüğü zamanki gibi değildi bakışları. Kafasında bin türlü tilki dolanıyor gibiydi ama sebebini bilmiyordum. Hafifçe gülümseyerek teşekkür ettim. Sonra beklenti ile Ateş'e döndüm. Pamir'e öldürecek gibi bakıyordu. Bakışları onda fazla oyalanmadan bana dönüp ayaklandı ve yanıma geldi. Eli anında belimdeki yerini bulup beni sarmaladı. O kadar hızlı yanağımı öpüp çekildi ki ne olduğunu algılamam zaman aldı. Şaşırmıştım, beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanım
Ficção GeralAilesi dağılan bir kız. Babasının kurduğu hayali gerçekleştirmek için çabalayan bir kız. Peki bu kız o hayalleri gerçekleştirirken neler yaşayacak?