Dün yoğun birgün olmuştu ve eve geldiğimde direkt uyumuştum.Gözlerimi açıp yataktan çıkmakta çok zorlansam da zar zor kalkıp kendimi duşa atabilmiştim. Duşta düşündüğüm tek şey Ferhat'tı. Yakınlaşmasından,iltifatlarından etkilendiğim için mi inanmak istiyordum yoksa bunlarla bir alakası yok muydu bilmiyordum. Ama söyledikleri sorularımın cevaplarını almama yetmemişti. O üvey abisi midir nedir daha onunla görülecek hesabımız vardı. Ve o anda çözümümü bulmuştum.
Hemen duştan çıkıp kurulandım ve hazırlanmaya geçtim. Saçlarımı kurutup at kuyruğu yaptıktan sonra klasik makyajımı yaptım,üzerime gri renk altın düğmeli mini etek ve blazer ceket takımımı giydim. Çorap şeklinde olan topuklu botlarımı ayağıma geçirdim ve çantamı alıp aşağı indim. Uzun zamandır ev halkıyla görüşemediğim için kahvaltı masasına geçtim. Haftasonu olduğu için herkes evdeydi ve oturmuş toplu kahvaltı yapılıyordu. Babannem beni görünce hemen lafa girdi."Birce yavrum kaç gündür nerelerdesin sen özlettin."
"İşlerim uzuyor geç giriyorum biraz yoksa buralardayım babannecim."
"Çıkıyor musun hemen otur kahvaltı yap."
Masadaki herkese selam vererek oturdum."Günaydın Birce hayrola haftasonu tatili yok mu sana?" dedi Amcam imayla.
"Gezip,eğlenmekte hakkım dimi amcacım." dedim zoraki bir gülümsemeyle.
"Tabiki tabiki."
"Birce abla niye resim çizmiyoruz artık?" dedi evin tatlı üyesinden biri.
"Belinaycım yarın yapalım olur mu canım?"
"Bende istiyorum bende bende."
"Tabiki küçük cadı sensiz olur mu."
İkiside ellerini birbirine çarparak sevinçle güldüler. Kuzenimin kızlarıydı evinde en küçük üyeleriydi birisi 5 birisi 4 yaşındaydı. İkiside dünya tatlısı çocuklardı,Belinay Açelyadan büyüktü. Evin en küçük üyesi minik prenseste Açelyaydı. O kadar akıllı bir çocuktu ki laflarıyla herkesi gülme krizine sokuyordu. Evde bu iki bücürde olmasa matem havasından farkı olmazdı.
Sanem,yani anneleri araya girerek kızlara kızdı ve onlar da hemen bana süt dökmüş kedi gibi bakmaya başlamışlardı."Birce ablanızın işi vardır belki üzerine gitmeyin kızlar."
"Sorun yok Sanemcim biz kızlarla anlaştık." diyerek kızların tekrar sevinmesini sağladım.
"Ah Bircecim keşke şöyle seninde mürüvetini,çocuklarını görsek artık."
"Nasip diyelim yengecim." Yengeminde tek derdi olan evlenip bu evden gitmemdi zaten herkesin buydu bir tek babannem var diye kimse sesini çıkaramıyordu. Kurtarıcım araya girerek odağı üzerimden çekti.
"Rahat bırakın torunumu." dedi babannem ona gizli öpücük atarak güldüm o da hemen gözlerini kırparak karşılık vermişti.
Kahvaltımı bitirdikten sonra izin isteyip masadan kalktım. Kapıya doğru ilerlerken babannemin arkamdan seslendiği duydum,dönüp baktığımda yanıma gelmişti ve ellerimi tutarak bana baktı bende sımsıkı sarıldım onu gerçekten özlemiştim."Yavrum masada bir şey demedim ama kaç gündür bir şey demeden çıkıyorsun geç giriyorsun noluyor başın belada değil dimi güzel kızım?"
"Hayır canım babannem bir sorun yok yeni bir ortaklıkla uğraşıyorum emin olmaya çalışıyorum o yüzden yoğunum bu aralar."
"Tamam sana inanıyorum Bircecim aman kuzum dikkat et."
Yanaklarından öpüp evden çıkmıştım. Musa'nın kapıda beklediğini gördüm.
"Günaydın.""Günaydın Birce hanım."
"Naber Musa?"
"İyiyim sağolun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZLUĞUN UYUMU
ChickLitAynı kaderler,bambaşka karakterler.. Birbirlerine ait olamayacaklarını bilmelerine rağmen uyumsuzluğun uyumunda kaybolan iki insan.