Köşeye Sıkışmak

75 7 123
                                    

Genç üsteğmen karşısında gördüğü manzaraya bakarken işlerin nasıl bu kadar çığırından çıktığına, her şeyin nasıl da bir anda tersine döndüğüne hayret ediyordu. Kendisi için yolun sonunun burası olduğuna emindi. Kalbinin ritmi o kadar hızlıydı ki, sağ koluyla boynunu sıkıca kavradığı bu çelimsiz kadın net bir şekilde her atışı duyuyordu muhtemelen. Gözü kadına kaydı, darmadağın görünen bu pespaye kadın, bu bakımsız, yüzü gözü kan revan içerisinde kalmış, Işık Birliği'nin adeta modifiye edilmiş kusursuz kadınlarının yanında harabe sayılan bu kadın tüm bunlara değmiş miydi?

Harabe... Ne kadar ihtişamlı, uğruna savaşmaya değecek bir harabe... Blake böyle düşündüğü için hala kendine kızıyordu.

Onca göz alıcı şeyin arasında, Blake gözünü bu harabeden ayıramamış, sonunda da hayatında uğruna çaba harcadığı her şeyi, bir çırpıda silip atmıştı.

Karşısında yerde yatan onlarca asker, öfkeyle Blake'e bakan Akira ve onun arkasında da endişeyle olacakları bekleyen Brown vardı. Ortam o kadar gergin ve boğucu bir hal almıştı ki sonunda öleceğini bilse de Blake bu atmosferi dağıtmak istedi ancak Gölge kollarının arasında olduğu için bu düşüncesinden vazgeçti. Kendisi için ölüm kaçınılmaz bir sondu artık ve bunu kabullenmişti, ancak Gölge geride kalırsa konuşana kadar akla gelmeyecek onlarca eziyete katlanması gerekecekti. Yaklaşık iki ay öncesine kadar böyle bir şey umurunda olmazdı, şimdiyse tam tersi kadının güvende olduğundan emin olmadan ölmeyi dahi göze alamıyordu.

Üsteğmen yaptıklarıyla sadece Işık Birliği'ne meydan okumakla kalmamış, aynı zamanda dostluk bağına en yakın ilişkiyi kurduğu iki insanı, Akira ve Brown'u da ezip geçmişti. İşlerin nasıl bu noktaya geldiğini düşünürken buldu kendini.

Her şey Gölge'nin sorgusunu izlemeye gitmesiyle başlamıştı. Akira'nın Gölge'ye yaklaşmasını bağırarak izlerken, Brown da Blake'in bu işe bulaşmamasını sağlamak için onu zorla uzaklaştırmayı denemiş ancak başarılı olamamıştı. Blake tıpkı sorgu odasındayken Gölge'yle konuşmasında olduğu gibi içinde kabaran yakıcı öfkeyle önüne geçemediği bir sel gibi vücudunun kontrolünü kaybetmeye başlamıştı.

Aniden iki elini arkasında kelepçe gibi tutan, ve Blake'in uzun boyuna rağmen ondan iki kafa boyu daha uzun olan Brown'u kendisiyle birlikte içerisinde bulundukları koridorun duvarına doğru savurdu. Darbeye hazırlıksız yakalanan Brown'un elinden kurtulur kurtulmaz genç üsteğmen, askerinin diyaframına bir yumruk indirdi, amacı onun yerde kalmasını ve zarar görmemesini sağlamaktı, ancak askerin ağzından gelen kanı ve nefes alamadığını görünce içini korku kapladı. Birkaç saniye sonra Brown normal bir şekilde nefes alabilir hale gelince Blake "Yerinden ayrılma koca çocuk, bu senin iyiliğin için." diyerek askerini uyardı. hemen arkasını dönüp Gölge'nin tutulduğu odaya doğru koşmaya başladı. Ancak işi pek kolay olmayacağa benziyordu çünkü karşısında sorguyu izlemek için oraya toplanan ve içerisinde rütbelilerin de bulunduğu bir asker grubu vardı. Birkaç bilgesoy da vardı ama canları tatlı olduğu için onların bu kavgaya karışmayacaklarından emindi genç asker.

Odanın kapısına iyice yaklaşınca zaten az önce Brown'la yaşadığı arbededen dolayı üzerinde olan gözler, düşmanca kendisine bakmaya devam etti. Rütbesinden yüzbaşı olduğu anlaşılan, ve ortamdaki en üst düzey asker olan kişi konuşmaya başladı.

"Asker, önce rütbeni sonra da az önceki o tantananın nedenini açıklamaya başla bakalım." Blake'in arkasında hala nefesini düzeltmeye çalışan Brown'a bakarak sormuştu soruyu.

Blake tam ağzını açıp cevap verecekti ki, sorgu odasının camından içeriyi gördü. Gölge bitap bir şekilde yerde uzanırken bir yandan da hala elleriyle Akira'yı durdurmaya çalışıyordu. Buna karşılık Akira, Gölge'nin bileklerini tek eliyle kavrayıp başının üzerinde sabitledi, diğer eliyle zaten paçavraya dönmüş kıyafetinin üst kısmını yırtmaya başladı, vücudunun açıkta kalan bölgelerine dokunmaya başlarken Blake daha fazla bakamayıp gözlerini yumdu. Üsteğmen öyle öfkeliydi ki şakaklarındaki damarlar neredeyse patlayacak seviyeye gelmiş, çenesi kaskatı kesilmişti. İçeri girmek için hareketlenirken bir yandan da karşısındaki yüzbaşıyı ikna etmek için konuşmaya karar verdi.

Av Çizgisi - AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin