2

48 3 0
                                    

Uraz'dan

Ne hissettiğimi bilmiyorum. O kadını gördüğümde ne hissettim? O kadın bana bir gecede neler hissettirdi? Ah Alaca, nereden çıktın? Neden çıktın karşıma, gereği var mıydı seni görmemin?

Hava yine yağmurluydu. Arka sokağa park ettiğim arabama ilerledim. Eğer dün onunla gitmeseydim de ıslanmayacaktım. Neden gittim? Arabaya binip çalıştırdım. Bu kadın beni allak bullak etmişti. Gidemedim. Arabayı hareket ettiremedim. Ya onu bir daha göremezsem korkusu kapladı içimi. Saat 10.22 idi. İndim. Evinin oradaki caddeye ilerledim. Oradaydı! Yakalamıştım. Gözleri kıpkırmızıydı, yağmura rağmen üzerine bir mont bile almamıştı. Alaca kafayı mı yemişti?

Arkasından kolunu tutup kendime çevirdim. Beni gördüğünde bozguna uğramıştı. Beklemiyordu. "Ne işin var burada? Gideceksen tam git Uraz. Benim gitgele sabrım yok." Sinirliydi, halbuki çizdiği adamı gören bendim. "O adam kimdi Alaca? Defterine özenle çizdiğin adam sevgilin miydi?" Kaşlarını çatıp sinirle gülümsedi. Alt dudağını dişleri arasına alıp ısırdı. Yapma Alaca. "Babam. O adam babam Uraz." Kafasını iki yana sallayıp arkasını döndü. Gidecekti. "Alaca dur. Ben bilmiyordum o an ne düşüneceğimi bilemedim." Hızla yanıma gelip omzuma vurdu. "Bilemedin ve siktir olup gittin! Alaca ne hisseder demedin siktir olup gittin Uraz! Neden geldin Uraz?" Ağlıyordu, bağırıyordu. Omuzlarından kendime çekip sıkıca sarıldım. "Gidemedim Alaca, geri geldim. Özür dilerim. Gel hadi arabaya gidelim, ıslaksın yine kedi yavrusu gibi. Nereye gideceksen bırakayım." Onayladı. Hiç beklemeyeceği bir şey yaptım, kucağıma alıp koşmaya başladım. Kahkaha atıyordu. "Uraz düşeriz bak indir beni, ağırım zaten ben!" Bende gülmeye başladım. "Kızım tüy gibisin ya ne ağırı? Dün odana da ben taşıdım seni hatırlatırım." Gelmiştik bile. Sağ tarafa geçtim, kapısını açıp ön koltuğa oturttum. Hızla sol tarafa geçip sürücü koltuğuna oturdum. "Kemerini tak, iyi bir sürücü olabilirim ama bu herkesin iyi olduğunu göstermez." Kafasıyla onaylayıp söylediğimi yaptı. Klimayı sonuna kadar açtım. Ben soğuktan korkmazdım ama o hasta olmamalıydı.

"Neden gitmedin Uraz? Madem sinirliydin, neden gitmedin?

"Korktum, seni tekrar görememekten korktum. Bu arabaya binip gitseydim, bir daha sokağına gelemezdim." Eli radyoya uzanıp açtı. Çalan şarkıya eşlik etti.

"Düşünme artık bunları bak oldu bitti." Çok güzeldi. Bu yüzü izlerken kaza yapmaya razıydım.

"Kaderimde varmış de geç bak bitti gitti." Kusursuz bir kadın. Kusursuz..

"Dayanmak kolaysa bırak onlar da yansın, sen nerdesin kim nerde orada kalsın."

Gülümsedim. Sesi çok güzeldi. "Seni nereye bırakacağımı sormayı unuttum." Güldü "Fakülteye." Onayladım. Parmaklarımla direksiyonda ritim tutuyordum, şarkıya eşlik ederek parmaklarımı izliyordu.

Yarım saatin sonunda fakültenin önündeydik. Saçları neredeyse kurumuştuı, fazla üşütmeyecekti. "Bıraktığın için teşekkür ederim."

"Akşam seni ben alayım. Bugün teşekkür sırası bende. Kaçta çıkıyorsun?"

"Üç gibi çıkmış olurum muhtemelen." Kafamla onayladım. Arabadan indi dışarıdan bana el sallayıp ilerledi.

Alaca'dan

Ne oluyor bana? Bu hissettiklerim de nesi? Ben şemsiye taşımayı hiç sevmem. Neden şemsiye alıyorum yanıma? Neden onu yanıma ağırlık yapıp kendimi yavaşlatıyorum?

Arabadan inip gülümseyerek el salladım. Fakülteye ilerlerken Selin ile karşılaştım. Selin, benim güzel kızım. Tek ailem.

"Bebeğim, nasıl bir günde bu kadar özleyebilirim seni?" Kollarıma atlayıp beni öpücüklere boğmaya başladı. Gülümseyerek ellerimi beline doladım. "Aslında özlenecek bir yanım yok ama garip kızsın neyimi özlüyorsan.." Kaşlarını çatıp omzuma vurdu. Bana en fazla bu kadar kızabiliyordu, kızınca ise çok şirin oluyordu. En büyük zevklerimden biri Selin'i sinirlendirmekti her zaman.

"Ya ben sana konuş demedim Alaca. Konuşma rica ediyorum. Sadece gülümse bende mutlu olayım." Gülümseyerek ona cevabımı vermiştim. O beni anlıyordu. Koluma girip beni içeri soktu. Sonuçta hava yağmurluydu.

Kaldırımda onun gelmesini bekliyordum. Gecikmişti. Yaklaşık üç saat kadar. Beklemeye devam ettim. Geleceğini söylediyse gelirdi. Gelirdi değil mi?

Gelmedi.

Uraz'dan

Gelirken mırıldandığı şarkıyı açmıştım onu almaya giderken. Yağmur çok yağıyordu, onun ıslanmasını istemediğimden elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyordum. Onun için evde bir sürü şey hazırlamıştım. İçtiği sigaradan üç dört paket almıştım, bu gece onu anlayacaktım. İçindeki derdi söküp alacaktım ondan. Onunla konuşarak iyileştirecektim onu.

Kırmızı ışığın yandığını görseydim.

Zaman YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin