6

31 1 0
                                    

Ankara'yla Bozuşuruz-Perdenin Ardındakiler
Halil Sezai-İçim Paramparça

Uyandığımda Uraz evde değildi. Üzerimdeki yorgunlukla ayaklarımı yataktan sarkıttım. Komodonimin üzerinde yine ilaç ve su vardı. Yanımda değilken bile 'Ben buradayım!" diye bağırıyordu. İlacı yutup suyu içtim.

Salondan gelen tıkırtıyla kaşlarımı çattım, ayağa kalktım. Şaşkın kusmuş birde mama kabını devirmişti.

"Anneciğim, neyin var güzelim?" Kucağımda mırlayan kediyle odama geçerken holde, aynada gördüğüm görüntü beni şoka sokmuştu. Sadece bir tişört vardı üzerimde! Lanet adam buna neden izin vermişti? Ağzım açık odama geçip dolaptan elime geçen birer parçayı üzerime geçirdim.

Şaşkın fazla kusan, huzursuzluk çıkartan bir kedi değildi. Bu beni biraz endişelendirmişti. Çantasına koyup evden çıktım. Ayakkabılarımı giyerken gelen kokuyla kafamı merdivenlere çevirdim. Geliyordu. Kendisinden önce kokusu tabii ki..

"Günaydın keçi."

"Asabımı bozma benim Uraz." Elimdeki çantaya bakıp bakışlarını bana çevirdi. "Ne oluyor? Şaşkın nereye?"

"Sen benim kedimin ismini nereden biliyorsun?"

"Konu bu mu Alaca? Neyi var?"

"Kusup mama kabını devirmiş. Bir huzursuzluk var."

"Ben bırakayım sizi."

"Gereği yok."

"Sormadım Alaca, bırakayım dedim. Düş önüme." Ruh hastası inatçı domuz. Bıktım senden. Bıkmadım. Bıkmaya yakınım. Asla bıkmayacağım.

"Tamam Uraz." Dudağı yukarı kıvrıldı elini belime atıp beni ilerletmeye başladı. Elini nereye attı? Belim mi?

"Uraz ne yapıyorsun çeker misin elini?"

"Cık."

"Sana cık, beyinsiz."

Arabada sessizce ilerlerken radyoya uzandı. Rastgele bir şarkı doldu kulaklarıma.

Bekle beni, bekle beni.
Bekle beni, geleceğim.
Bütün gücünle bekle,
Karlar tozarken bekle,
Ortalık ağarırken kimseler beklemezken.
Soluk sıkıntılarla ağırlaşan yağmurla içinde..

Şarkıyı mırıldanıp parmaklarıyla ritim tutuyordu. "Bekleyen beklediğini bulur mu?" Sorum onu afallatmış gibiydi.
"Bulur. Beklenen bir gün gelir. Hatta belki de, bekleyen de beklenendir." Cevabı göğsümde bir şeyleri hareket ettirmişti. Kırık kanatlar hareket mi etmeye çalışıyordu?

"Tek acı çeken bekleyen midir?" Kafamı yavaşça ona çevirip profiline bakakaldım.

"Bilmem. Beklenenden de dinlemek gerekir belki. Bekleyen acı çok çekmiştir, tartışılacak bir şey değil fakat beklenen de yorgun olabilir."

Arabayı sağa çekip bana döndü. Henüz gelmemiştik.

"Alaca, belki ben de iyi değilimdir." Gözyaşlarım sınıra gelmişti bile.

Aşık olduğum adam karşımda, kendini açıklamaya çalışıyordu. Bunca yıl bana bıraktığı tek şey yalnızlıkken gelip selam verip kazanıyordu beni. İçimde canlanan hisler beni gurursuz kılıyordu. Ben bunca şeyden sonra nasıl bu adama aşkımı verirdim? Bunca acı, yalnızlık ve sonrasında sadece bir bakış, bir gülüş beni hapsediyordu.

"Anlat bana kendini. Belki dinlerim." Buruk bir gülümsemeyle arabayı çalıştırdı.

"Şaşkın hanımı doktora götürelim de bir."

Zaman YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin