JOSHUA BURNUN KANIYORRR!

6 1 0
                                    

Dokyeom yardım eden Joshua'ya şaşkınlıkla bakıyordu.
Hayır, yardım etmesinden dolayı şaşırmamıştı. İyi bir insandı demek ki... yardımsever felan.
Dokyeom'un buna karşı her hangi bir lafı yoktu. Hatta yardımına koştuğu için minnettardı.
Onun şaşkınlığı yardım etmekte olduğu meseleydi.
Utançtan elleriyle yüzünü kapattı.
Daha sonra da kaşlarını çatıp dört kişi bir tuvalet kabinine girmek zorunda kalmalarına vesile olan arkadaşına bakıp gözlerini devirdi.

"Off Hyunjin!"

Hyunjin kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı. Gözlerini kısıp mızmızlanan arkadaşına burnunu hafif havaya kaldırıp baktı.

"Ne var? Fermuarım açılmıyor dedin geldim denedim ben de açamadım. Gidip yardım çağırdım işte."

Felix tuvalet kabininin kapısını tutarken yukarıya bakıp kahkaha atmamak için kendini tutuyordu.
Birkaç dakika önce Hyunjin 'Acil tuşum acil tuşum' diye koşup sınıfını basmıştı.
Felix'te eline kokulu peçetesini alıp acil müdahale diyerek ona koşmuştu. Tabi o sırada ne sınıftakiler ne de yanında ki Joshua birşey anlamamıştı. Garip hareketler yapan ikilinin akıl sağlığını sorgulamıştı bir süre.
Hyunjin Felix'e; bu sefer bana değil 'Dokyeom'a' yardım dediğinde Joshua da hızla ayaklanmıştı. Geçen gecenin telafisini yapmak için iki gündür Dokyeom'u izliyordu, herhangi bir yardıma ihtiyacı olursa koşmak için. Hatta o kadar fazla takip etmişti ki Dokyeom akşamına ona mesaj atmıştı.

'Bende gözün mü var ???? Avını kovalayan aslan gibi peşimdesin okulun etrafında 4 tur attık Joshua!
Bi ara benle kabine gireceksin sandım ödüm bokuma girdi.'

Joshua bu mesajdan sonra düşünüp fazla abarttığını farketmişti. O sebeple de sadece pencereden takip etmekle yetiniyordu. Tabi şimdi yardıma ihtiyacı olduğunu duyunca hiç durur mu uçmuştu. Fırsatlar değerlendirmek için vardı ne de olsa. Böyle düşünüp hevesle gitmişti, kabinle karşılaşasaya kadar.

Dokyeom'da yardıma gidiyorum deyip kendi arkadaşları yerine yeni tanışıp daha yeni yeni arkadaş olduğu insanları getirince biraz rüyada olup olmadığını sorgulamıştı.
Daha sonrasında da hep beraber kabine girmişlerdi. Joshua da şuan eğilmiş fermuar açmaya çalışıyordu.
Dokyeom daha iki günün korkusunu atamamışken şimdi Joshua ile ortak kabinde olduğu için hiç memnun değildi.

Joshua bir süre daha uğraştıktan sonra kalkıp Dokyeom'a baktı. Başını olmadığını belirtmek için iki yanına salladı.
Dokyeom altına işese ne kaybederim diye sorgularken Joshua cebinden yumulu bir bıçak çıkartıp açtı.
Dokyeom gözlerinin önünde ki bıçağın uzunluğuna bakarken yutkundu.
Joshua'ya bakıp gülümsedi.

"Bu küçükmüş yanında kılıç taşısan ya sen ?"

Joshua'nın dediklerini düşündüğünü gören Dokyeom bıçak tutan elini korkuyla tuttu.

"Bununla fermuar mı açacaksın Joshua, ha?"

Joshua başını birkez salladı. Dokyeom diğerlerine bir bakış attı. Kaşlarını havaya kaldıran Dokyeom burukça gülümserken bıçağa bakıyordu.

"Joshua boşverelim ben izin alıp eve gideyim en iyisi."
Joshua kaşlarını çatmıştı. Bıçağa baktı.
Dokyeom kullanmak için kesinlikle emin olan çocuğa bakarken yutkunmadan edemedi.
"Sen kesersin onunla beni."

Joshua Dokyeom konuşurken çoktan eğilmiş işe koyulmuştu bile. Dokyeom kafasını çevirip kabinin duvarına baktı. Herhangi bir acı için hazırda bekliyordu.
Joshua birkaç denemenin ardından sonunda fermuarı açabilmişti.
Yukarı baktığında Dokyeom'un korkudan gözlerini yumup sıktığını gördü.
Joshua bıçağı geri yumup Dokyeom'un vücuduna sapladı.
Bu sırada da Hoshi, Minho ve Han tuvaletten bir türlü gelemeyen arkadaşlarını aramaya gelmişlerdi.

I'm homop-ŞŞŞH!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin