1.Bölüm

5.2K 171 42
                                    

Medya = bizimkilerin evi
Medya 2 = sertap erener olsun

Ben bu kitabımı öylesine heveslenerek yazdım ama okunmasını çok istiyorum yorum ve oylama yapmayı unutmayın
.
.
.
.
.
TOMRİS'TEN

Bugün Berfu ile dışarı çıkıcaktı. Sabah kahvaltıda öyle karar aldık. Durun ben size kendimi tanıtmayı unuttum dimi. Hemen kendimi tanıtim size.

Ben Tomris Aslan. 30 yaşındayım veee 2 çocuk annesiyim. Bir şarkı da ne demişler 'evli, barklı, çocukluu'. Hehe

1.bebeğim Berfu 6 yaşında. Fazla konuşmaz ama bizim yanımız da hareketli ve eğlenceli olur. Yeri gelince kendince kendisini çok güzel savunabiliyor. Ondan hiç şüphem yok zaten. Kendisi eğer isterse çok konuşur. Ama resim çizmek hobisidir.

Onu 4 yıl önce yakın bir arkadaşım şehit olduğun da himayemiz altına almıştık. Arkadaşım Leyla ve eşi Ahmet'in ailesi yoktu. İkisi de yurtta büyümüştü. E doğal olarak ta akrabaları olmadığı için Berfu benim ve eşim Mirzan'ın himayesindeydi.

Çocukken çok yaramazdı tabi büyüdükçe bana benzemeye başlamıştı. Aslında Leyla şehit olmadan önce Berfu'yu gördüğüm için bana alışmalta çok zorluk çekmemişti. Evlendikten somra ise Mirzan'a karşı başta zorluk çeksede sonradan alışmıştı.

Ve son olarak içi gittiği meyve olan çileğe alerjisi vardı.

Sonra oğlum Bulut. Kendisi 3 yaşında ama evimizin neşesidir. Bulut ise benim değil Mirzan'ın kopyasıydı.  Bulut'ta bebekken biraz zorlansamda 3 yaşında artık sakin bir çocuk olmaya başlamıştı. Daha tam konuşamasa da bazen kendince birşeyler söylüyordu.

Son olaraksa sevgili eşim Mirzan Aslan. 33 yaşında ünlü mimar. Kendisi Mardin'li  ve Aslan ailesinin 3.ağası . 1.babası 2. ise abisi ama o şuan İstanbul da.

Mirzan hiç bir zaman Berfu'yu, Bulut'tan ayırmamıştı. Bütün sevgisini eşit bir şekilde veriyordu. Tabi diğer yandan Aslan ailesi de öyle. Berfu'ya karşı hiç bir zaman kötülüklerini görmemiştim.

Benim mesleğime gelicek olursak Ben askerim. Rütbem binbaşı. Şimdi dersiniz siz 'bu yaşra bu rütbeyi nasıl erken aldın?' Erken almamı sağlayan şey önemli ve büyük görevler olmasıydı. Veya bazıları da önemli kişileri koruduğum için aldım. Aynı zamanda MİT'çiydim. Şuan ise son görevim de ağır yaralandım diye bana verilen 2 aylık izindi .

Hayır ne olmuş sanki ölmedik ya. Doktorun saçmaladığından dolayı neymiş efendim 'kalbinin yanından vuruldun 2 ay izindesin asker'. Peh

Beni izne çıkartmak için her şeyi deniyorlar anasını satayım.

İzninde olduğumdan maalesef ki karargaha gidemiyordum. Ama şimdi şöyle bir şey var ben hafta da bir ordaydım. Çok sevgili(!) komutanımsa benim içtimaya katılmama izin vermiyordu. Benim oraya gidiş nedenim ise biriken dosyaları eve getirip bir sonra ki hafta geri hötürmekti. Tabi oraya bir yokluyordum. Bakmazsam olmaz.
Öyle yani.

Diğer mesleğim ise takı tasarımcısıyım ve kendime ait ünlü bir şirketim var. Tabi takı şirketini bana Duygu annem devretti. Bir diğeri ise mimarlık üzeindeydi. Bu şirketi ise Ali babam bana devretmişti.

Şimdi siz dersiniz 'bu şirketlere nasıl bakıyorsyun' aslında mantıklı düşünce aslımda. Şimdi ben bu şirketlerle izin günlerim de ilgilenirim. Mesela görevdeysem eğer abilerimden biri yada ablam bakar. Tabi karargahta bir işim olmadığı zaman orkan çıkar şirkete giderim.

Benim zamanım da böyle geçiyor.

Aileme gelicek olursak. Ben gerçek sanılan ailemi hiç görmedim. Kendileri beni doğumdan 3 hafta sonra yetimhaneye bırakmışlar ve ben 5 yaşıma kadar orda kaldım. Tabi çok acı çektim diyebiliriz.
Sonra Ali babam beni evlat edindi ve bana baktı. Beni kendi çocuklarından beni asla ayırmadı. Hatta anne tarafım ve baba tarafım beni hiç ayırmadı. Tersine kıskanıyorlar. Ellerin de olsa Mirzan'la evlenmememiz için her şeyi yaparlardı. Ama ailede asker be polis olunca istediklerini elde edemediler.

Binbaşı AslanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin