4. Bölüm

485 20 0
                                    

  Size bir çizgifilm önercem izleyin: Lego Monkie Kid. İyi okumalaaarrr..

  Sabah saat 7' de uyandım. Garibime gitmişti çünkü normalde hep 5' te uyanırım. Her cumartesi bu olur. Yataktan kalkıp duşa gittim. Duştan çıktıktan sonra hazırlanmaya başladım. Üstüme siyah bir boğazlı kazak altıma ise siyah İspanyol paça bir pantolon giydim, üzerimede siyah uzun deri ceketimi aldım.

  Valizimi ve çantalarımı alıp odadan çıktım. Çok stresliydim, insan her gün ailesinin gerçek kızı olmadığını öğrenmiyor.

  Saat 07:58' de kapımızın önüne siyah bir jip geldi. Evden çıkarken sadece Lisa' ya sarıldım, annem ve babamda zaten bana sarılmak için can atıyora benzemiyorlardı.

  Kapının önüne çıkıp Jipin yanına gittim, arabadan annemlerin yeni kızı indi bana baktı, gözlerinde annemin bana karşı olan bakışları vardı. Yanımdan geçip valizlerini alıp eve girdi. Kapanan kapının arkasından baka kaldım. Şöför koltuğundan bir adam indi.

  "Efendim, izninizle valizlerinizi alabilir miyim?" diye sordu. Höst! Kraliyet ailesinden miymişim ben lan? Şaşkın bir şekilde valizimi ve çantalarımı verdim ve kapıyı açıp arabaya bindim. Şöför Bey valizimi ve çantalarımı bagaja yerleştirdikten sonra arabaya bindi.

  "Beklettiğim için kusura bakmayın efendim." dedi. Ay ne kusuru ayol.

  "Önemli değil." dedim. Şöför dikiz aynasından bana şaşkın gözlerle baktı sonraysa arabayı çalıştırdı.

  Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra koskocaman bir malikanenin önünde durduk. Malikanenin dışı full beyaz mermerdendi, etrafi yüksek duvarlarla çevrilirdi ve giriş kapısının önünde 2 tane koruma vardı. Lan gerçekten kraliyet ailesinden miyim ben?!

  Şöför arabadan inip kapıyı benim için açtı.

  "Teşekkür ederim." dedim. Ben nazik biriydim, sadece çok pis kızarsam dalan biriydim.

  Şöför yine bana şaşkın şaşkın bakarken arabadan indim. Benden 6-7 yaş kadar büyük, filmlerdeki hizmetçiler gibi giyinmiş bir kız yanıma geldi.

  "Anne ve babanız içeride sizi bekliyor efendim." dedi ve eliyle eğilerek kapıyı işaret etti.

  Başımla selam verip evin içine doğru yürüdüm, kızda arkamdan geldi.

  Malikanenin içi dışından çok daha güzeldi, her tarafta altın renkli detaylar vardı, yukarı çıkan sağda ve solda merdivenler vardı. Yerler ve duvarlar altın parıltılarla kaplı olan krem rengi boya ve halılarla kaplıydı.

  Kız karşıdaki büyük bir salona yöneldi, salonda tam 3 tane koltuk takımı vardı. Mavi, kırmızı ve krem renklerindeydiler. En köşede ise bir piyano vardı.

  Yeni annem, babam ve tanımadığım 4 erkek orada duruyorlardı. Dördüde annem ve babama inanılmaz benziyorlardı. Annem beni görünce yanıma gelip bana sarıldı. Çok garibime gitti, çünkü sevginin ne demek olduğunu unutmuştum. Yeni annem benden ayrılıp bana gülümsedi, gözleri yaşlardan parlıyordu.

  "Ailemize hoş geldin canım. Gel hadi." dedi ve beni kolumdan tutup yeni babamın yanına getirdi. Babam ayağa kalktı.

  "Moon, bunlar abilerin. Dark, William, James ve Sirius." dedi 4 erkeği göstererek. Oha! 4 abim mi var?! Ben bir tane kız kardeşle zor dayanıyordum!

  Abilerime baktım. Dark, uzun boylu siyah saçlı ve gözlü biriydi, en katıları o gibi duruyordu ama bana bakarken gözleri çok mutlu olduğunu gösteriyordu. William, kahverengi saçlı ela gözlüydü, 32 dişini göstererek bana sırıtıyordu. Fred onu görse kankası yapardı. James ve Sirius sanırım ikizdiler. İkiside mavi gözlü siyah saçlılardı ve onlarda bana gülümsüyorlardı.

Karanlığın İçindeki Beyaz Leke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin