Karanlığın İçindeki Beyaz Leke

9. Bölüm

Bu kitabı yazmaya başladığımda hiç sevilmeyeceğini sanıyordum maşallah ELEMENTLER serisinden daha hızlı yükseldi, hepinize teşekkürler. İyi okumalaaarrr..

Sabah bilin bakalım niye uyandım? Alarm. OKUL VAR GENEEEEE! Alarmın zorlaması üzerine yataktan kalkıp oturur pozisyona geçtim. 2 dakikalık duvarla bakışmamın ardından telefonumu alıp banyoya işlerimi halletmeye sürüne sürüne gittim.

Allah affetsin aynaya bakınca 2 saniyelik bi kalp krizi geçirdim, uyanınca beni görmek istemezsiniz.

Ufak bir krizin ardından elimi yüzümü yıkayıp dişlerimide fırçaladıktan sonra biraz daha hızlı sürünerek okul kıyafetlerimi giymek için giyinme odasına gittim.

Okul kıyafetimin üstü siyah hafif sert bir kumaşı vardı, yakası beyazdı. Alt ise serbestti. Okul kıyafetimi giyip altıma ona uygun siyah bir pantolon giydim ve formamı pantolonumun içine koydum.

Sırt çantamı da alıp aşağı indim, herkes salonda oturmuştu. Anlaşılan ailem biraz sabah kuşuydu.

"Cümleten hayırlı sabahlar canlar." dedim neşeli bir sesle. Salondaki herkes kafasını kaldırıp bana baktı, mal mı gördünüz oğlum? Annem;

"Günaydın kızım. Şöför kahvaltıdan sonra seni bırakacak." dedi.

"Tamam annem." dedim ve gidip yanına oturup kucağına uzandım. Annem hemen saçlarımı okşamaya başladı.

"Anne, istersen Moon' u ben bırakabilirim. Daha sonra işe geçeceğim zaten." dedi Dark.

"Bana uyar." dedim uykulu uykulu. Benim ayık olmam için bir kova buzlu su gerekiyor.

"Ha bir de.." abilerime bakarım "Beni ve anamı götürmediğiniz görev nasıldı?" diye sordum hafif sinirli bir şekilde.

William sanki korkmuş gibi kendini resmen koltuğa gömdü.

İkizler birbiriyle bakıştılar.

Dark abim ise sorumu tepkisizce cevapladı;

"Görev başarılı. Tüm mafya çetesi yakalandı." dedi. Şerefsiz ya.

"Mhm. İyi iyi." dedim ve anama daha sıkı sarıldım.

Birkaç dakika sonra Lana içeri girdi.

"Efendim, kahvaltı hazır." dedi güler yüzle.

"Tamamdır Lana. Çocuklar ve eşcağızım, herkes marş marş yemek odasına hadi." dedi anam emrivaki bir sesle. Ben bu karı olmak istiyorum lan.

Annem, babam, ben ve 4 anim yemek salonuna geçip kahvaltımızı yapmaya başladık.

"Kızım sen arkadaşlarını ne zaman çağıracaksın yemeğe?" diye sordu annem.

Bilin bakalım kim boğazına sağ tuttuğu gergedan yüzünden öksürmeye başlamış bir boa yılanı gibi öksürmeye başladı? TABİİ Kİ BEN!

Yanımda oturan ikizler aynı anda Çanakkale Ordusu gibi sırtıma girince normale dönüp annem baktım.

"Ha?"

"Ha?" Ne lan davar!?

İç sesime aldırmayıp anneme sorusunun cevabını verdim.

"Onlara söylemeyi unutmuşum anam, bugün okulda söylerem." dedim. Sanki köydeyim ha!

Annem bu halime gülümsedi,

"Tamam canım. Onları bu akşama bekliyorum. Haber et." dedi. Lan kadının içinde alfadan tut köylüye kadar var ya!

Başımı sallayıp az önce anamın sorusu üzerine geviş getirerek boğazımdan çıkardığım sigara böreğini geri ağzıma tıktım. Evet biraz ağzım büyüktür.

Kahvaltıdan sonra çantamı savaşa gider gibi kapıp Dark abimle birlikte arabaya bindim.

"Pekâla, sen bana yolu tarif et bende süreceğim, tamam mı?" diye sordu. Yoo.

"Tamam abem." dedim sırıtarak. Hafifçe gülümsedi ve arabayı çalıştırdı.
 
Biraz sonra sağa dönmemiz gerektiğini fark ettim.

"Kaptan sağ yap." dedim.

"Tır şöförüne mi benziyorum ordan bakınca?" diye sordu direksiyonu sağa çevirerek.

"Olabilur." dedim şerefsiz gülüşümle.

Sadece gözlerini devirdi ve arabayı sürmeye devam etti. BAK ÇOCUK SENİ YERE SEREN BİRİ VAR KARŞINDA BUNDAN SONRA BANA EFENDİ DİYECEKSİN!

Ya sende bi s-

Sus lan sapını ağzımla koparıp çöp kapağına tükürdüğüm!

2-3 dakika sonra okulumun önüne gelmiştik. Ben arabanın kapısını açıp indim fakat o da ne? A BU 1 NUMBERLI ABEM BENİMLE BERABER İNDİ!

"Sende mi bu okula gidiyorsun?" dedim sinsice.

"Ne alakası var? Arkadaşlarınla bizzat tanışmak istiyorum." dedi.

LAN SEN KİMSİN?!

Aben?

Yok e-

"Eee.. Onları bu akşam yemeğe davet edeceğim zaten, anam öyle dedi ya." dedim. Abemdir saygılı olmam lazım.

"Hayır, şimdi tanışmak istiyorum. İtiraz yok." dedi ve okulun kapısına doğru yürümeye başladı. Bende Bay Laf Geçirenin arkasından koşarak okula girdim.

Tate, Fred ve Sunny beni kapıda bekliyorlardı. Hemen onların yanına gittim.

"Cümleten hayırlı sabahlar ey sınavda kağıtlarını kopyala yapıştır taktiğiyle geçtiklerim." dedim. Biraz orangutanla hamam böceği ilişkimiz olabilir.

"Sanada günaydın yargı dağıtarak 7 müdür döven Mümin kardeşim." dedi Fred. Bu çocuk çok iyi lan.

"Günaydın canom. Bu arkandaki koruma abi kim?" diye sordu Sunny. Arkamda ellerini arkasında birleştirmiş arkadaşlarıma röntgen çeken Albus Dumbeldoor gibi bakan abeme baktım.

"Bu benim en büyük abim, Dark." dedim.

Üçünün birden çenesi düştü. En büyük abimi koruma sanmalarına şaşmamalı, maşallahı var.

"O çenelerinizi eski boyutlarına getirin lan. Nazar değecek abime." dedim üçünün çenelerini teker teker kapatarak. Sunny konuşmaya başladı.

"Tepkimizin kusuruna bakma Dark abi. Moon' nun böyle heybetli bir abisi olduğunu bilmiyorduk. Ben Sunny." dedi. Bu kız var ya dünyayı fethi eder bu yılanlıkla.

"Tanıştığıma memnun oldum Dark abi. Ben Fred. Grubun baş soytarısı." dedi Fred elini saçlarına götürüp kendini beğenmiş bir şekilde sırıtarak. Elimi alnıma vurdum, mal bu çocuk.

"Bende Tate Dark abi. Bu ikisinin kusuruna bakma, her sabah beyinlerini evde unutup gelirler." dedi Tate. Adam be, bir insan gibi tanışan bu oldu.

Dark abim üçüne gülümsedi ve başını hafifçe eğip selam verdi.

"Tanıştığıma memnun oldum gençler. Annem bu akşam üçünüzüde akşam yemeğine davet etti, umarım gelirsiniz. İyi dersler Moon, sizede." dedi ve kıçını dönüp gitti. LAN BENİ 3 DELİRME EŞİĞİNDE GERGEDANLARLA BIRAKIP GİTTİ!

Sunny, Fred ve Tate bana şokla baktılar. Üçü aynı anda;

"NE?!" diye bağırdılar.

"Açıklayacam ama derse gitsek iyi olur ha?" dedim masumca sırıtarak.

Üçü elini alnına vurdu ve yine aynı anda;

"Moon ben senin.." dediler. Oğlum bunlar bana sövme konusunda level atladılar gözümün önünde. Valla helal olsun (!).

Üçümüz beraber sınıfın yolunu tuttuk.

Uzun zamandır bölüm atamadığımın farkındayım ama emin olun herşeye zor yetişiyorum. Okuduğunuz için teşekkürler :)