Babamın cenaze törenindeydim. Hiçkimse gelmemişti bir tek ben vardım. Çalıştığı mafya çetesi onun cenaze törenini hazırlatmıştı. Babamın fotoğrafı karşımda duruyordu ve etrafında bir sürü çiçekler vardı. Fotoğrafın aşağısında duran tütsü etrafa ince bir duman yayıyordu. Ağlamaktan moraran ve şişen gözlerim ile babamı uğurluyordum.
[cenaze töreni]
Babam beni bırakıp gitmişti. Onunla yapacağımız daha çok şey vardı. Sahilde ev yapıp birlikte orada yaşayacaktk. Verdiği sözleri yerine getirmeden beni tek bırakıp gitmişti. Beni bırakmayacağına söz vermişti ama bırakmıştı. Ben onsuz ne yapacağımı bilmiyorum.
İçimi çeke çeke ağlıyordum. Arkamdan birkaç kişinin ayak sesi geldiğini duydum. Bu tarafa doğru birileri yaklaşıyorlardı. Arkamı dönüp kim olduklarına bakdığımda hiç tanımadığım birkaç adam vardı.
Hepsinin en önünde duran adam Babamdan birkaç yaş küçük duruyordu. Önde ki adam bana bir kere bile bakmadan Babamın etrafı çiçeklerle kaplı fotoğrafına bakıyordu. Başını eğip cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal çıkartıp aralıklı olan dudaklarının arasına yerleştirdi. Elini yine cebine koyarak çakmağını çıkartıp sigarayı yaktı.
Çakmağı tekrar cebime koyduğunda yaktığı sigaradan içli bir nefes içine çekti. birkaç adım atıp fotoğrafa daha fazla yaklaştı. Elindeki sigarayı fotoğrafın aşağısında duran tütsülerin yanına dikine koydu. Tütsü dumanına karışan sigara dumanıda odanın içine yayılıyordu.
Ben öylece onu izliyordum. Geri adımlar atıp tekrar eski yerini aldı. Arkasında duran adamları hafif eğilerek selam verdiğinde önde duran adam arkasını döndü. Adamları sağa ve sola ayrılarak ona yol verdiklerinde adam bir adım atmıştıki,"uyuşturucu çetesinin patronu sen misin?" Dedim çatallanmış Sesim ile. Adam yavaşça arkasını döndüğünde onun birşey demesine izin vermeden,
"Babama ne yapmasını emrettin?" gözümden akmaya başlayan göz yaşlarını umursamadan "insanlar dövmesini... tehdit etmesini ve bıçaklamasını mi emrettin?" Dediğimde hiç konuşmadan beni dinliyordu. "babamı kim öldürdü?" Diyip tekrar ona soru sordum.
"Baban..." diyip seslice yutkundu tekrar devam devam edip; "en güvendiğim dostum ve kardeşimdi. Ayrıca Donghoon... iyi bir babaydı. Bunu unutma." Diyip arkasını dönüp buradan ayrıldı. Onun çıkmasıyla adamları da sırayla arkasında çıktı. Onlar buradan uzaklaşırken arkalarından onları izliyordum.
...
Beyaz maske takan ve beyaz önlük giyen doktor Babamın üzerindeki beyaz çarşafı göbeğine kadar açıp "yaklaş" diyince olduğum yerde durup babama baktım. Doktor bakışlarını babamdan ayırıp bana baktığında "lütfen yaklaş... Onu son görüşün olacak, o yüzden ona veda et ve ahirette huzur dile... Elini tut ve onu uğurla." Dediğinde babama veda etmem için geriye çekilip kapının yanında durdu. Birkaç adım atıp Babamın yanında durduğumda bakışlarım çıplak göğsünde kenetlendi. Göğsünde büyük bir yara, bir sürü derin yaralar ve morluklar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY NAME
Mystery / Thriller"Babamın katilini bulmak için geleceğimden ve ismimden vaz geçtim" *** "Çıktığım bu zorlu yolda, bir katile dönüşmüştüm" [My name dizisinden uyarlanmıştır]