:D hayat nasıl lan?
İyi okumalar benim sexy okuyucularım:D okurken depresyona girmeyin aq_____________________________❄️
Aradan dört gün geçmişti. Beni ayağa kaldırmıyorlar lan. Korumalar bana istediklerimi getiriyor tek ayağa kalktığım zaman ise tuvalete gitmem oluyor. Onuda Pars kendisi gelip bana yardım ediyor başkada kimseye izin vermiyor aq. Alt tarafı siktiğimin ayağına kurşun yedim ne bu tantana.
Sinirle nefesimi verip ayağa kalktım. Ayağım tamamiyle iyileşmişti. Acı falan da hissetmiyordum ama bu mala anlatmak zor işte. Doktor günde beş kez gelip kontrol ediyor lan o bile hayatına küstü. Babamlar arada bir gelip özlem giderip giderlerdi. Evleri çok uzak değildi max yarım saatlik yoldu işte arabayla kolay tabii. Annemin durumuysa tamamen başkaydı. Bildiyiniz züleyha hanım anamı kaçırtmıştı lan. Şimdi bizim bile bilmediğimiz yerde yaşıyordular ve gelmek gibi düşünceleri yoktu galiba. Annemin kaçmamdan haberi bile yoktu. Eğer olsaydı şimdiye beni yere gömmüştü.
6 ay önce emirin Parsa verdiği siyah kedi de buradaydı. Hatta büyümüş inek kadar olmuştu ya. İsmini bide ben koymuştum 'gece' diye. Pars bana ne istersen koy demişti adam ilk kez bana adamlık taslamıştı la ne güzel günlerdi ya tabii içine ben sıçtım.
Kapıyı açıp odadan çıkmamla kapıda dikilen korumalardan biri olan ferit bana döndü. " Efe abi çıkamazsın bak Pars beyin kesin emri var."
Yalvaran bakışlarına aldırmadan omuzlarımı silktim. "merak etme ferit ayağım artık tamamiyle iyi sorun yok zaten ben de o çok sevdiğin efendinin yanına gidiyorum" yanağından makas alıp diğer tarafa ilerledim. Oksijen bozukluğu yaşadım lan o odada ben. Klimada adam gibi soğukluk vermiyor tüm sinirlerimi sikip attı resmen.Bu ev Parsa miras kalan evdi. Buraya da çok gelirdik. Pijama geceleri, dert geceleri, içki geceleri, hatta boş boş gelip oturduğumuz ama konuşmadığımız günlerde oldu. Bu eve gizli geçit ismi vermiştik aq oysaki bizden başkalarıda burayı görüyordu. Çok maldık lan biz... Şimdi de ayn- neyse.
Odaları bir bir gezip bizim çok sevilen efendimizi bulmaya çalışıyordum. Bu saatlerde çalışma odasında olması gerekirdi aslında. Parlak kahve renginde kapıyı açtığımda gri tonlarında iş odası karşıladı beni. Masa beyaz rengteydi. Halı siyah, yanlarda duran iki üç tane koltukta siyahtı. Duvarlar açık griydi. Sol duvarda mona liza nın resmini görmemle gözlerimi devirdim. Buda resim aşığı aq.
Kitaplıklar falan filan güzel güzel dizilmiş göz okşuyordu. Kısaca odada onun gibi mükemmeldi aq ama neden oda boştu lan. Dur dur yandaki kapı ne, odada birtane daha kapı var. O da açık gri lan zor görünen birşey aq dikkatli bakmasam göremezdim. Aslında gizlenmek için güzel bir alan. Sanki normal duvar gibi kapı falan yok.
Arkamdaki kapıyı kapatıp gri kapıya yaklaştım. Kulpu indirip açtığımda bir yığın kağıtla karşılaşmayı beklemiyordum. Hatta kağıtları elinde düzenli toplayıp bana çatık kaşlarla bakan Parsı hiç beklemiyordum. Burada o kadar çok kağıt varki bu beni bunaltmıştı.
"Ne arıyorsun burada Efe?" Dedi hala çatık olan kaşlarıyla bana bakarken. "senin şu anda yatağında olman gerekmiyormu?" Hadi ama aq düşündüğün tek şey bumu.
"Pars, ayağım gayet iyi durumda yani sorun yok"
Bakışları yüzümde biraz turladıktan sonra kafasını tamam anlamında salladıp yüzüme bakmadan odadan çıktı. Tripmi atıyor lan bu bana ? Bir bokta yapmadım ne tribi atacak ki."Sen iyimisin?" Bana bakıp yeniden kağıtlara döndü. Masasına oturup kalemini eline aldı. Ulan cevap versene it.
"Pars?"
"Ne istiyorsun efe?"
Kaşlarımı çatarak ona baktım ama o bana bakmadan sadece işiyle ilgileniyordu.
"Buradan Gitmek istiyorum"
Dediğim anda anında bakışları yüzümü buldu. Hızla kaşlarını çatıp ayağa kalktı ve yanıma geldi. "sen galiba neden kurşun yediğini anlamadın ha?" Ne yani lan zorlamı tutacan burada aq. "hadi ama Pars zorla beni burada tutamazsın sana ihtiyacım bile yok" ruh eşim olması umrumda bile değil aq. İstemediğim yerde duramam ben. "demek ihtiyacın yok ha?" Alayla gülüp yerine geçti ve işine geri döndü. Ne sakinlik var lan bunda. Normalde bu kadar rahat olmaz bu. Ayrı zaman olsa buraları yıkıp benide altına alması lazımdı. Şimdiyse sadece alayla gülüp geçiyor. Acaba mafyalık bunu olgunlaştırdımı la? Ne yaptısa iyi yaptı bari zararı az olur. Aslında daha kötü aq el yerine silahla vuruyor.
"Görürüz kim kime muhtaç" ağzında birşey mırıldanmasıyla gözlerimi devirdim. Sinirle odadan çıkıp alt kata gittim. Sakin olmalısın efe. Sinirlerini bozmasına izin verme. Derin nefesler alıp kendime geldim biraz. Acıkmıştım aslında. Karnımı doyurmak lazım aq.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
_Zorbam Benim Ruh Eşim_∞{B×B}
RomanceEfenin hayatı zaten boktandı ha bide bu boktan dünyasına soulmate yani ruh eşi eklendi ve ruh eşinin korktuğu kişi çıktığı an hayatının en büyük korkusunu yaşadı. bide bununla uğraşamazdı "Bileklerini yıka" Dedi sert sesiyle. İsmini görürse yanardı...