Merak etmeyin bu kitap benim göz bebeğim bunu unutmam :D
Artık sınır koymuyorum çünki bu kitaba bölüm attıktan sonra diğer kitaba bölüm atıyorum yani bölümler kitaplara sıra sıra gelecek merak etmeyin :D iyi okumalar
________________________________Gece kurduğum alarmla sabahın köründe kargalar bokunu yemeden kalktım. Ne kadar yorgun olsamda hazırlığımı boşa çıkarmamam gerekti. Bu yaptığımı hatta ailem bile bilmemeliydi yoksa onlar bildiği an Parsda bilirdi.
Yataktan kalkıp kısa duş aldım ve dolaptan seçtiğim kıyafetleri giyinip saçımı başımı düzeltdim. Dün geçe bilet işini halletmiştim. Beni bu dertden kurtaracak tek yer Ankaraydı. Gerekli şeyleri alıp evi turladım hızla. Evde tehlike barındıracak birşey yoktu ve tertemizdi bavulumuda alarak koridorda ayakkabılarımı ve montumu giyinip seri adımlarla evden çıktım ve ses yapmamaya çalışarak bloktan da uzaklaştım. Arkama bile bakmadan koşarak mahalledende uzaklaştım. Nefes nefeseydim. Kalbimde hem rahatlama hemde berbat bi sıkışma vardı.
Boş verip bir taxi tuttum ve hava limanına yol aldım. Her an karşıma çıkma ihtimali beni manyak geriyordu. Zaten şimdiye uyanmış ve bütün mahalleyi ev ahalisini falan ayağa kaldırmıştır ama telefonuma arama gelmediği için bence hala uyuyordur.
Hava limanına varıp taxi ye parasını ödefim ve araçdan indim. Uçak saat 07:21 de kalkacaktı ama ben iki saat erken gelmiştim. Ne yapa bilirdim ki, bizimki sabahın köründe hortlayıp beynimizi sikiyordu.
Evden biley işini hallettiyim için uçağa ilerledim. Yerime rahatca yerleşip sadece uçağın kalkma saatini kulaklıktan müzik dinleyerek beklemeye başladım. Bu zamanda içerisi yavaş yavaş dolmaya başlamışdı. Artık bu manyaktan kurtulmuştum bir süre hayatım yolunda olacaktı. Her şey yatıştıktan sonra da geri gelecektim. Geri dönmeye mecburdum çünki Pars ruh eşimdi ve eşler bir birinden uzun müddet uzak kalınca kazınan isim yanmaya başlıyordu.
Gözlerimi kapattım ve kendimi rahat uykunun kollarına bıraktım. Bu zamandada uçak çoktan harrkete geçmişti...
(Sıçtığımın 6 ay sonra)
Gözlerimi lanet sabahın lanet gün ışıklarının suratımı acımasızca yakmasıyla açtım. Ulan gece serin olsun diye pencereyi falan açmıştım.
Evet o lanet yerden kafa dinlemek için kaçtım ve şu anda yeni evimde yeni yatağımda gevşiyordum. Cafede çalışıyordum ve okulu falan da dondurmuştum bir sürelik. Şu anda siktiğimin haziran ayındayız ve hava deli gibi kaynıyo. Şu anda lanet sıcakta yatağımda terlemek berbat hissetdirdiği için yataktan hızla kalkıp duşa girdim. Soğuk suyun bedenimden akıp gitmesi sanki zehirli düşünceleride bedenimden siktir ediyordu. Saçımı falan şampuanladıktan sonra durulayıp çıktım banyodanAynadan kendime bi bakış attım. Kahverengi saçlarım ıslak ve dağılmış halde kendi yansımama bile aza bilirdim şu an başkasını düşünemiyorum.
Dolaptan kıyafet seçip giyindim ve biraz aynada yüzümle ilgilendim. Bu 6 ayda baya bi yaşlandım aq gözlerim kızarmış ne haldeyim lan ben. Acaba ruh eşimden uzak kaldığım içinmi bu çöküntüm? Nah. BaneSaçımı başımı düzeltip telefonumu ve birazda para alarak çıktım evden. İş yerim evime çokta uzak olmadığı için araçsız da gidebiliyordum. Gerçekten burada çok rahat bir hayat kurmuştum ve arada eve dönme düşüncesinden bile ani vazgeçişler yaşaya biliyordum. Oraya gidince cehennemin dibini göreceğimi de çok iyi biliyordum.
Kapıyı açıp içeri girdim ve kahve kokusunu içime çektim. Çok seviyordum işimi. Çok rahat ve elit bi ortamı vardı. Herkes buranın kahvelerini çok severdi en çokta benimkileri severler övünmek gibi olmasın ama bu gerçekten böyle. İzin günümde patronum beni arayıp ' Efe yalvarırım bir saatlik bile olsa gel bak zam yaparım sana. Buradaki müşteriler seni istiyor nolur'
Diye işe geleyim diye tutturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
_Zorbam Benim Ruh Eşim_∞{B×B}
RomansaEfenin hayatı zaten boktandı ha bide bu boktan dünyasına soulmate yani ruh eşi eklendi ve ruh eşinin korktuğu kişi çıktığı an hayatının en büyük korkusunu yaşadı. bide bununla uğraşamazdı "Bileklerini yıka" Dedi sert sesiyle. İsmini görürse yanardı...