Tanıtım

143 12 16
                                    


Mezarlıktan çıkıp arabaya bindim, buraya kaçıncı gelişimdi bilmiyorum. Dört koca sene olmuştu. Hala onun gittiğine inanamıyordum, yatağımın sol yanı buz tutmuştu. Derin bir nefes alarak yola koyuldum.

Bu dönemde ablam bana çok destek oluyordu, sevdiğim adamı toprağa verdim vereli ablam ve kızı bana çok iyi geliyordu. Tabii eniştemde bir dağ gibi arkamda durmuş, bir saniye olsun beni yalnız bırakmamışlardı.

Şimdi de yeğenimi okuldan almaya gidiyordum. Rüya. Büyümüşte küçülmüş dedikleri küçük kızlardandır
, bıcır bıcır konuşur, gününüzü güzelleştirirdi.

Arabayı anaokulunun önüne çektiğimde son kez derin bir nefes aldım, artık Rüyaya ağladığımı belli edemezdim.

Arabadan inip hızlıca anaokulunun girişine yürüdüm, hava soğuk aynı zamanda yağmurluydu. İçeri girdiğimde beni kapıda montunu giymiş sıkıca ayıcığına sarılmış bir Rüya bekliyordu.

Yanına doğru gidip önünde eğildim. "Teyzecim, çok beklettim mi güzelim."

"Hayır" dedi kısık bir sesle, "Yemek yemeye gidelim mi? Acıktın mı?"

"Birazcık" dedi gene kısık sesiyle.

Kafam karışmıştı, cıvıl cıvıl olan kızın sesi çıkmıyordu, sanki bir şeylerden rahatsız olmuş gibiydi. Elinden tutup arabaya bindirdim. Arabayı çalıştırıp Rüyayla birlikte dinlemeyi sevdiğimiz şarkı listesini açtım, ama Rüyanın bağıra çağıra şarkı söyleyen halleri yoktu. Ta ki kırmızı ışıkta durup dikiz aynasından Rüyaya bakana kadar.

Sessini çıkarmadan ağlamaya çalışıyordu. İleride ilk bulduğum boşluğa park edip Arabayı durdurdum. Hemen arabanın arka kısmına geçip Rüya'nın kemerini açıp kucağıma aldığımda bana sıkıca sarıldı.

"Rüyacım bir şey mi oldu canımın içi?" Hiç bir söylemedi, "Okulda bir şey mi söylediler güzelim?"

Hala sesi çıkmıyordu, arabadaki ısıtıcıyı yükseltip, üstündeki montu çıkardım. Düzgünce kucağıma oturduktan sonra saçlarını okşadım. Biraz daha sakinleşmiş, ağlamaları iç çekmeye dönmüştü.

"Annene bana babana her şeyi anlatabilirsin bebeğim tamam mı? Saklaman gereken bir şey yok? Kötü bir şey de olsa söyle ki sana yardım edelim tamam mı?"

Başını sallayıp gözlerini sildi, "Okulda öğretmen bana dedi ki...ben kötü kızmışım" dedikten sonra daha çok bağırarak ağlamaya başladı.

"Bence bir yanlış anlaşılma var, sen kötü değil çok çok iyi hem de tap tatlı bir kızsın!' deyip yanaklarını öptüm, "Hem böyle bal gibi yanaklı bir kız nasıl kötü olabilir ki!"

Gülümsedikten sonra daha fazla soru sorarak canını sıkmak istememiştim, o kısmı da ablama bırakıyordum artık. "O zaman birlikte şarkı söylüyor muyuz?"

"EVEET!"

...

Son şarkıda bittikten sonra arabayı kapattım. Rüya'nın kemerini çözüp arabayı kilitledikten sonra AVM'nin içine doğru yürümeye başladık. Rüya kendi gününü anlatırken bende onu dinliyorum.

"Acıktın mı bir tanem?"

"Çoook" dedi abarta abarta, "Ne yemek istersiniz hanımefendi?"

Düşünüyormuş gibi işaret parmağını yanağına yaslayıp 'hmmmm' yaparak düşünmesine rağmen onun ne diyeceğini adım kadar iyi biliyordum.

"Hamburger yiyelim."

...

"Düzgün ye cadı yanakların mı yedi sen mi?"

"Yanaklarım aç mı kalsın teyze?"

"Kalmasın bir tanem haklısın."

Bütün yemek Rüya'nın şirinlik yapmalarıyla geçmişti. En sonunda yemeğini de bitirince kendisine küçük bir çikolata alıp evin yolunu tutmuştuk. E tabii gene yol boyu şarkılar söylemiştik.

Her ne kadar Rüyayla bunları yapmak bana iyi gelse de bir yerde içimi yakıyordu, dört sene önce hem sevdiğim adamı, hem de ondan kalan son parçayı kaybetmiştim. Kendi kızımın adı olacaktı Rüya. Sevdiğim adam istemişti, "Sen benim rüyalarımın kadınısın, bir gün kızımız olursa adı Rüya olsun." diyordu.

Gene bir mezarlık dönüşü bunu ağlaya ağlaya ablama anlattığımda onun anısını yaşatmak istediğini söyledi. Ve biricik Rüyamız dünyaya geldi.

Eve vardığımızda rüyanın uyuya kaldığını gördüm. Evet bu küçük fare şarkı söylerken bile uyku kalıyordu.

Şansımıza yağmur durmuştu. Arka kapıyı açıp dikkatlice kemerini çıkardım ve kucağıma aldım, arabayı kilitledikten sonra evin kapısına gelip kapıyı tıklattım.

Ablam gülümseyerek kapıyı açtı, "Küçük hanım uyuya mı kaldı gene?" dedi hiç şaşırmamış bir şekilde.

"Bir üzüldün sanki abla." dediğimde omzuma vurup "Sus sus." deyip kapıyı kapattı.

ೃ࿔*:・°❀⋆.ೃ࿔*:・°❀⋆.ೃ࿔ ೃ࿔*:・°❀⋆.ೃ࿔*:・°❀⋆.ೃ࿔

İlk Bölümüyle Yara 8 Haziranda!

Daha fazla gelişme ve bölüm alıntıları için;

Instagram: velmasgarden 

Link Bio'da!

YaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin