"Başka bir yol bulamıyorum." Taehyung elindeki kitabı yere fırlattı. Jimin'i yanına getirmek için bir yol arıyordu ancak güvenli olan bir yol yok gibiydi. Babalarını mezarından çıkarıp ona sormayı bile düşünmüştü. İki aydır çözüm yoktu. Bir tanrı olarak nasıl bu kadar aciz hissedebilirdi ki?Gidip onu görsem iyi olur, diye düşündü kendi kendine. On gündür yanına gitmemişti ve sarışının o gelmeyince morali bozuluyordu. Gül kurusu dudaklarında açacak gülümsemeyi düşündükçe yerinde duramayarak ayaklandı. Ayaklanmasa da olurdu gerçi oraya gitmesi tek bir düşüncesine bakıyordu. Öyle de yaptı, hep buluştukları bahçeye indiğinde etrafına bakındı. Genelde burada temizlik yapıyor olurdu ama belki de bugün erken başlamıştı. Fazla hızlı adımlar atmamaya çalışarak tapınaktan içeri girdi. Rahibeler iş yaptıkları yerden başlarını kaldırıp gördükleri tanrıyla hemen tekrar eğilip selam verdiler.
"Jimin nerede?" diye sordu Taehyung lafı uzatmadan.
Rahibeler birbirlerine bakındı.
Taehyung fazla yumuşak davranmıştı belki de.. ona saniyesinde cevap vermemek de ne demekti? "Jimin nerede diye sordum." diye tekrarladı. "Hepinizin kafasını uçurmamı mı istiyorsunuz?"
"J-jimin'i Tanrıça Athena yolladı." dedi ufak tefek bir kız.
Tanrının kaşları çatıldı. "Ne demek yolladı?"
"A-thena konuyla ilgili konuşmamamızı emretti."
Ölüm tanrısı öfkesi köpürerek kızın gırtlağına yapıştı. "Kafanın içindeki bilgiyi söküp çıkarmam konusunda beni zorlayacak mısın?"
"Taehyung."
Tanrı başını çevirdiğinde yeğeni olan tanrıçayla karşılaştı. "Demek geldin. Bana ne olduğunu söyle."
"Zavallı kızı bırak ve beni takip et."
Taehyung kızı yere atıp Yoongi'nin peşinden yürüdü. Tanrı korusuna çıktıkları anda kimse onları duyamayacaktı. Ufak tefek tanrıçanın karşısında durup yüzüne baktı.
"O günahkar mahluk artık burada olmayacak. Adını tapınağımda söyleyip durma."
Tanrının kaşları çatıldı. "Ne demeye çalışıyorsun? Günahkar mahlukat mı?"
"Onu yolladım. Artık asla buraya girmeyecek."
"Benimle birlikte olduğu için mi? Sen asla böyle şeyleri dert etmezsin."
Yoongi yutkundu. "Bana olan yeminini bozdu."
Taehyung derin bir soluk verdi. "Pekala, her neyse. Bana nerede olduğunu söyle. Onu göremiyorum."
"Onu artık ben de göremem."
Tanrı, kafası karışarak tanrıçaya baktı. "Ne demek göremem?"
"Günahın bedeli ölümdür."
"Ne?" Yoongi'nin yakasına yapıştı. "Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne yaptın Yoongi?"
"Artık git." Taehyung'un ellerini itti. Ancak tanrı onu daha sıkı tutmuştu.
"Beni delirtme. Jimin nerede?"
"Hepiniz ne diye o aşağılık fahişeye bu kadar kapıldınız?" Yoongi beklenmedik bir şekilde bağırmaya başlamıştı. "S.ktiğimin or.spusunu geberttim tamam mı? Onun adını bir daha burada duy-"
Taehyung'un yakasındaki eli boğazına çıktı ve ayakları yerden kesildi. "Laflarına dikkat et." diye tısladı dişlerini sıkarak. "Ölmüş olsa ilk benim haberim olurdu aptal. Benim diyarıma gelmesi gerekirdi ve kimin giriş yaptığını kaçırmam mümkün değil. Ona ne yaptın? SÖYLE!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Medusa
FantasyEfsanelerde çokça anlatılan yılan saçlı varlığın hikayesi... Jimin Tanrılar katında bile en değersiz halde yaratılmıştı. Bütün ailesinin içinde ölümlü olan sadece oydu Taehyung'un istediği gibi. dillere destan güzelliği ve ışıltısı ise bütün tanrı v...