"Perseus." çocuk onuncu defa kendi adını söyledi. "Zeus oğlu Perseus."Cehennem geçidinde duran zebani onu pek sallıyor gibi durmuyordu.
Tanrıça Athena ona gümüş bir kalkan vermiş ve cehennemin prensinin orağını çalması gerektiğini söylemişti. Bir orak? Kendisi kılıç konusunda çok daha ustaydı, neden bir orak?
"Seni içeri alacak gibi görünmüyor Eunwoo." ormandan beri peşinden ayrılmayan satir o sinir bozucu sesiyle konuştuğunda yüzünü buruşturdu.
"O ismi kullanma. Ben perseus'um."
"Evet, evet. Ben de Hades."
Eunwoo gözlerinden ateşler çıkarak satire baktı. Gerçek babasını söylese kapılar açılır mıydı? Poseidon'un buralarda daha fazla sözü geçiyor olabilir miydi? Athena'nın ona tembihlediği gibi küçüklüğünden beri Zeus'un oğlu olduğunu iddia ediyordu.
Bir kez daha zebaniye baktı ve son kozunu kullandı. "Eğer aşağı inmeme izin verirsen sana bunu vereceğim." cebindeki inciyi çıkarıp boynuzlu yaratığın yüzüne tuttu.
Bu defa bir fark yaratılmış gibiydi. Zebaninin gözleri büyüdü ve inciyi almak için uzandı.
"Önce geçmeme izin ver."
Zebani garip sesler çıkararak kenara çekildi. "Cehenneme giren kimse çıkamaz."
"Ben kimse değilim."
***
"Hala burda mısın sen? Kocanın yanına dönsene."Annesi Jennie'nin canını çok sıkıyordu. "Sana beni kovduğunu söyledim. O küçük erkek sürtükle beraber olmayı tercih etti."
Annesi onaylamazcasına başını salladı. "Onun karısı sensin. Kimi yatağına alırsa alsın odadan çıktığında ilk seni görmeli.
"O iğrenç şeyle aynı yataktan çıktığını görmeyi reddediyorum."
"Persephone! Kalk ve defol. O eve gidecek, o cehennemin piçinin gönlünü alacaksın."
Jennie yerinden sıçramıştı ve annesi ters ters bakmaktan geri durmasa da eve dönmek için hazırlanmak üzere odasına geçmişti.
*
Taehyung odasındaki kitaplarda Jimin için araştırma yaparken tüylerinin ürperdiğini hissetti ve başını kaldırdı. Yanındaki küçük bebek, küresinin içinde uyumaktaydı. Ondan uzaklaşıp çıkışa yöneldi. "Kim izinsiz giriş yaptı bulun ve bana getirin."
Zebaniler toplaşıp bütün cehennemi taramak için yola koyulurken arka kapıdan çıkan Jennie'ye yüzünü buruşturdu.
"Yine mi buradasın?"
"Burası benim evim."
"Hayır, burası cehennem ve bana ait."
"Sen de bana aitsin. Dolayısıyla sana ait olan her şey otomatikman benim oluyor." kalçasını duvara yaslayıp ipek elbisesinin bacak yırtmacını daha görünür hale getirdi. "Uzun zamandır ortalarda görünmüyorsun. O sarışın sürtük de burada değil."
Taehyung'un gözleri karardı. "Bu evden neden kovulduğunu unutmuş gibisin."
Kız duruşunu dikleştirip gözlerini kaçırdı. Taehyung sinirlendiğinde korkutucu oluyordu.
"Burada değil." dedi esmer adam saçlarını karıştırarak.
"Yine onu iyiliği için yolladın mı? İstersen tekrar unutmana yardım edeyim."
Taehyung burun kemerini sıkarken bir anlık duraksadı. "Tekrar unutmama yardım mı edeceksin? Ne demek istiyorsun?"
"Onu en son dünyaya yollattığımda ambrossiana hafıza silici iksir dökmüştüm. Tekrar yapabilirim. Malzemeler var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Medusa
FantasyEfsanelerde çokça anlatılan yılan saçlı varlığın hikayesi... Jimin Tanrılar katında bile en değersiz halde yaratılmıştı. Bütün ailesinin içinde ölümlü olan sadece oydu Taehyung'un istediği gibi. dillere destan güzelliği ve ışıltısı ise bütün tanrı v...