5.bölüm

113 50 95
                                    

edanur00baran ithafen yazdım
seviliyorsunn güzellik

GOSSIP -Maneskin
Kısa mesafe -Rafat Hasanlı

Satırlarımı okuyan değerli kişiye;
Şuan ne yapıyorsun bilmiyorum, ne yaptığını bırak ismini, yaşını, nerede yaşadığını ve seninle ilgili bir çok şeyi daha bilmiyorum.
Ama bunun bir önemi var mı? Hayır, yok.

Farklı kişiler olabiliriz, birbirinden tamamen ayrı şeylerden hoşlanıyor olabiliriz, zıt karakterlere sahip olabiliriz ama ortak bir yönümüz var, acı.

İkimizin de içinde gizli gizli yaşadığı bir veya birden fazla acısı var. Acımızın büyüklüğü önemli değildir ki zaten birinin acısıyla, başka birisinin acısını kıyaslamak doğru bir davranış değildir.

Başına her şey gelmiş olabilir. Kendi dünyan da çok acı verici şeyler yaşamış olabilirsin, bilemem ama anlayabilirim. Çünkü bizim seninle ortak yönümüz bu, acı.
Biz seninle acı ortağıyız.

Kırıldın, üzüldün, ağladın, düştün, mahvoldun şimdi ise kendi kırıklığını kendin onarma vakti.

Şimdi sevinme, gülme, yeniden ayağa kalkma vakti.

Bir insanın yaşadığı şeyler o kişiyi yıpratır ama aynı zamanda da güçlendirir.

Şimdi içindeki gücü gösterme vakti.

İyi bak, kendine.
Çünkü sadece sen önemlisin.

8 sene önce

Hâlâ söylemeye dilimin varmadığı, içten içe kabullenemediğim olayın üstünden sadece aylar geçmişti.

Süper kahramanımın gidişinden sonra hayatımda bir çok şey değişti. Annem uzun ve zor süreçli bir depresyona girmiş, abim ise ailemiz için son günlerde kendini biraz daha toplamayı başarabilmişti.

Ve ben, uzun bir süre babamın öldüğünü kabul edememiştim, sürekli yolda gördüğüm adamları süper kahramanım sanıyordum. Bir yerlerden sesini duyuyormuş gibi oluyordum.

Bunlar zamanla geçmişti ve geçmesi beni korkutmuyor da değildi, sürekli 'Ya süper kahramanımı unutursam' düşüncesi kafamda dönüp duruyordu, bu ihtimal beni mahvediyordu. Diğer yanım ise saçmalama sen hafıza kaybı yaşasan bile kahramanını unutumazsın diyordu.

Parkın çimenine oturmuş, gözlerimi bulutlara dikmiş bunları düşünüyordum, ta ki omuzumda bir el hissedene kadar.

Kafamı elin sahibine doğru çevirdim, benim yaşlarımda kumral saçlara sahip bir çocuk masum bir ifadeyle gözlerimin içine bakıyordu. Ona anlamsız anlamsız bakmayı bırakıp gözlerimi tekrar gökyüzüne çevirdim. Gözlerimi ondan çekmem ile eş zamanlı olarak yanıma oturduğunu hissettim.

Bakışlarını, bunaldığım için boynumdan çıkarıp yanıma bıraktığım beyaz atkıma çevirdi "Atkın güzelmiş." Cevap vermedim, bir daha tekrarladı cümlesini.
"Atkın güzelmiş." Yine cevap vermedim.

Bıkmadan yine konuştu. "Tamam madem atkını beğenmiyorsun bana ver o halde."
Bakışlarımı ona çevirdim ve güzel yüzünü inceledim.

Bu sefer de bana alttan alttan bakıp "Dilin mi yok acaba?" Diye kendi kendine söylendi, kaslarını çatıp bir kez daha konuştu "Konuşmayı bilmiyor olabilir misin?" İstemsizce dudaklarım iki yana kıvrıldığın da mutlulukla ellerini birbirine çarptı ve gözlerini kocaman açtı. "En azından gülümseyebiyorsun."

Benim bir şey dememi beklemeden sol elini uzattı "Benim ismim, Efe. Peki ya senin?" Uzattığı elini sıktım ve ağlamaktan kısılmış sesimle sadece "Elisa." Dedim.

Sanki sesimi daha dikkatli duymak istiyormuşcasına biraz daha yaklaştı, ben konuşurken. Sesimi duyduğunda gözlerini abartı bir şekilde açarak "Oha sesin çok güzel, neden konuşmuyorsun ki?" Dudaklarını ıslattı, renkli olan dudakları daha da renklendi.

"Ben senin yerinde olsam, hep konuşurdum." Diye tatlı tatlı söylendi.

İki dakika da tüm üzüntümü umutturmuştu bana, kendimce tatlı bulduğum gülümsememi yüzüme koymaya çalıştım, bunu o hakediyordu.

"İyi de sen zaten hep konuşuyorsun." Bunu dememle birlikte yüzü düştü. "Senin de mi başını ağrıttım, özür dilerim."

Kafamı hızla iki yana sallayıp aceleyle konuştum. "Hayır, hayır başımı ağrıtmadın." Yüzüne önceki gülümsemesini koyup hızla kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı. "Gerçekten mi?"

İçten bir şekilde gülümseyip kafamı aşağı yukarı salladım ve yavaşca ayağa kalktım. "Benim artık gitmem gerek."

"Kendine iyi bak, sulu göz."

Atkımı bilerek orada bıraktım, ona son kez gülümsedim ve parkın çıkışına doğru yürümeye başladım.

Atkımı unuttuğumu sandığı için arkamdan seslendi. Duymamış gibi yaparak yürümeye devam ettim. Zaten o da vermek istemiyormuşcasına bir kez daha seslenmedi.

💞

Kısa bir bölüm oldu farkındayım ama en kısa sürede bir düzene oturtacağım bölümleri

Bugün kitabım 1k okunmaya ulaştı
Bu zamana kadar yanımda olan varlığını hissettiren satırlarımda kaybolan herkese çok teşekkür ederim seviliyorsunuzz

Bölüm biraz garip gelmiş olabilir en başta yazdığım yazı olsun veya bölümün kendisi olsun bu bölümü böyle yazmamın sebebi bugünün benim için özel bir gün olması<3

İyi bak, kendine.
Çünkü sadece sen önemlisin.




SENİN UĞRUNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin