Ben Apsis Venn.
Orta gelirli bir ailenin tek kızıyım.
18 yaşında lise son sınıf öğrencisiyim.
Herkesin herkesi tanıdığı küçük ve tatlı bir kasabada ailemle birlikte yaşıyorum. Annem ve babamdan oluşan küçük bir çekirdek ailem var. Babam bir bankada memur, annem ise ev hanımı. Babam emekliliği için küçük sahil kasabası hayalî kuran sıradan sakin bir adamdı. Annem ise evdeki her şeye söylenen aksi ve sinirli bir insandı. Her şeye rağmen süre gelen mutlu bir ailemiz vardı.Lisenin son dönemi her zaman ki gibi sıkıcı geçiyordu. Çalışkan bir öğrenciydim. Üniversiteyi büyük bir şehirde okumak ve pasta şefi olmak istiyordum. Bu rutin hayatımda her şey yolunda gibiydi. Ta ki dün geceki gördüğüm kabusa kadar...
Gözlerimi açtığımda bir kaç dakika neler olduğunu anlamaya çalıştım. Yumuşak bir yatakta yatıyordum. Benim yatağım gibi hisettiriyordu. Kendi odamda mı uyandım? Bedenimi hızlıca yatakta oturur hale getirdim ve kendi odamda olduğumdan emin olmak için etrafa hızlı bir bakış attım. Üstümden hafif bir titreme geçti. Kabus olduğunu biliyordum ama yine de çok etkilenmiştim. Gördüğüm kırmızı gözlü devasa kurdu hatırlayınca bir daha titredim. Kurdun yerde bıraktığı büyük pençelerindeki kan damlası benim bayılmama -uyanmama- sebep olmuştu. Derin bir nefes aldım ve bunun bir rüya olduğunu kendime hatırlattım.
Ellerim ve ayaklarım kabusta yaşadığım korkunç dakikaları hatırlayınca buz tutmuştu. Hemen kabusun etkisinden çıkmak için banyoya ilerledim ve yüzüme soğuk su çarptım. Soğuk su yüzümden damla damla aşağı akıp rahatlamamı sağlayınca aynadan kendime baktım.
Her zaman ki gibi görünüyordum. Sıradan hayatıma geri dönmüştüm işte. Sadece bu gecenin iyi geçmediğini gösteren işaretler gözlerimin altında mor torbalar oluşturmuştu."Hiçbir şey gerçek değildi."
Aynadaki kendi yansımama bakarak kendimi tatmin etmeye çalışarak konuştum. Bütün bu olanları düşündüm. Kabusumu baştan sonra kafamın içinde tekrar ettim. Aniden gelen tanıdıklık hissiyle sarsıldım. Bu kabus ve kocaman kurdu nerde görmüştüm acaba diye düşünürken aklıma okuduğum kitap geldi. Çok sevdiğim kitap...
Kitabın içinde geçen bir kurt türü kabusumda gördüğüm o kurda çok benziyordu. Çabucak banyodan çıktım ve odama girerek dün gece kitabı koyduğum rafa baktım. Oradaydı simsiyah eski deri kapağı ve yıllanmış ve eski rengini kaybeden sayfalarıyla duruyordu. Kendine ait evrenindeki karakterler ile birlikte yaşanılan olaylar olağanüstü derecede akıcıydı. Yazar bu karakterleri kategorik bir şekilde tanıtıyor ve bilgi veriyordu.
Kitabı elime aldım. Elimi kitabın kapağında gezdirdim. Kitabın kapağında hiçbir şey yazmıyordu. Bu yüzden en sevdiğim kitabın adını bile öğrenememiştim. Hatta kitabın yazarı bile belli değildi. Bunu şimdilik önemsemeden Kurtlar hakkında hakkında yazılan sayfaları bulmaya çalıştı. Ellerim ,değişik ot karışımı gibi tuhaf kokan fakat bir türlü ne olduğunu anlamadığım kırmızı bir sıvı dökülmüş sayfalarını son sürat çevirirken artık çevrilmekten harap olmuş sayfalar bükülüp birbirlerini itiyordu. Kurtların olduğu sayfaları bulunca gözlerimle hızlı bir tarama yaptım ve aniden gözlerim bir sayfada durdu. Paragrafı sesli bir şekilde okumaya başladım.
Kurt İder:
Kurtlar hiyerarşik olarak üçe ayrılır. Alfa, Beta ve Omegalar. Hiyerarşideki en yüksek basamak Alfalarındır. Alfa kurtlar bu hiyerarşinin en üstünde olmalarının hakkını verecek kadar iridir. Boyları bir buçuk ve iki metre arasındadır. Alfa kurtlar kendi aralarında da bir hiyerarşiye sahiptir. Kurt lideri olarak seçilen alfa bütün kurtların doğuştan lideri olarak kabul edilir. Tanrı'nın bir armağanı olarak lider seçilen bu kurt olağanüstü becerilerle sahiptir.
Acı kahve ve siyah desenleri bulunan kalın kürk rengi ve devasa cüsesi ile onu diğer kurtlardan ayırabilirsiniz. Boyu iki metre ile iki buçuk metre arasındır. Fakat bu kurtları diğer alfalardan ayırıp lider yapan kurt mühürü kollarının büyük bir kısmını kaplar.
Genellikle göz renkleri amber renginde olsa da avlandıkları esnada kırmızı bir şekilde parıldar. Bu benzersiz göz rengi onun tamamen bir tehlike olduğunun en önemli göstergesi olabilir.Lider alfa kurtlar ...
Kitabın benim için yeterli olan bölümünü okuduktan sonra derince soluklandım. Kitapta geçen kurt lider kabustumda gördüğüm büyük kurda acayip benziyordu. Kitabı her okuduğumda zaten kabusumdaki gibi canlandırırdım. Kabusumda gördüğüm kurt gerçekten iriydi kitaptaki gibi. Kürkünün rengi ve dişlerinin keskinliği, sakin ama korkunç bakışları kitapta ayrıntılı bir şekilde betimlenmişti. Gözlerindeki avlanmaya çıktığı zaman oluşan parlak ve kendine girdap gibi çeken o kırmızı ışığı unutmak mümkün değildi. Bu kabusumda gördüğüm kurtla kitaptaki lider kurt aynı olabilir miydi. Buna kesin olarak emin olmak mümkün değildi. Kolundaki liderlik mühürü onun gerçekten lider kurt olduğunu kanıtlardı. Yine de onun kitapta geçen kurt lider yani Jacob Black olduğunu düşünüyordum.
Jacob Black, düşmanlarına ve avlarına karşı gerçekten acımasız olan o kurt lider. Pençelerinin bir kere bile ıskalamadığı dillere destan olan o vahşi kurt. Vampirlerle katıldığı her savaşta tüm kurt sürüsünü bu zamana kadar en iyi yöneten, Tanrı tarafından kutsanan seçilmiş kurt. Kitabı her okuduğumda cephedeki o hallerine, sürüsündeki kurtlara karşı merhametli davranışlarına hayran olduğum kurt lider.
Dün onu kabusumda görmüştüm. Bu benim bir hayalim miydi? Olamazdı. Fakat bu nasıl mümkündü?
----
Saygıdeğer okuyucularım nasılsınız?
Bende iyiyim teşekkürler.Normalde bir önceki bölümü taslakta bırakıp dün atacaktım ama bir bakalım kim yanlışlıkla yayınladı. Ben.
Neyse yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Seviliyorsunuz görüşürüz.
Kurt liderin yani Jacob'un kolundaki dövme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Pençe
WerewolfKız hassas küçük bir yaprak gibi titreyerek rüzgarla birlikte oradan oraya savruluyordu. Korkuyordu ve nereye gideceğini bilmiyordu.Gecenin karanlığı üstüne bir pus gibi çökerken ne yapacağı hakkında en ufak fikri yoktu.Her an akmaya hazır halde dur...