Lee Minho, bir pazar sabahı evinde haberlerde korkarak izlediği seri katillerin hedefi olacağını tahmin edemezdi.
Kan ve Vahşet ⚠︎
Cinsellik ⚠︎
Küfür ve Hakaret ⚠
Rahatsız olacaklar okumasın ⚠︎
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bütün güzel hikâyeler, bir meleğin bir şeytana aşık olmasıyla başlar."
1. Bölüm; Her Şeyin Başlangıcı
♬Still With You (Piano Solo) ♬
⭐
Lee Minho'nun Anlatımıyla;
Kahve kupasına kaynattığım sütü dökerken bir yandan da salondaki televizyondan sabah haberlerini kontrol ediyordum. Haberlerin ana konusu uzun süredir başkent Seul'da faaliyet göstermeyen 248 Seri Katilleri hakkındaydı. Zira şehirde büyük katliama yol açmış bu çete son bir haftadır hiçbir cinayet işlememişlerdi. Ve tabii bu da insanların ve emniyetin dikkatini çekmişti.
Sütü döküp tezgahın diğer tarafına geçtim. En üstteki çekmeceyi açıp içinden bir çay kaşığı çıkardım. Kaşıkla beraber tekrar kupanın başına geçtim ve sütü karıştırmaya başladım. Sütü dökmeden önce kupaya attığım kahve tozu sütle karışırken kalçamı tezgaha yasladım ve gözlerimi tekrar televizyona çevirdim.
"Emniyetten gelen son açıklamaya göre, 248 Seri Katilleri resmi olarak artık Seul'de değiller."
Bu yüzümün gülmesine sebep olmuştu. Çünkü başkentte küçük kardeşim Felix yaşıyordu. Bir yıl önce hukuk okumak istediğini ve bu yüzden Daejeon'dan Seul'e taşınması gerektiğini söylemişti. Bir ev kiralamış, orada kalmaya başlamıştı ve bu 248 yüzünden uzun süredir huzursuz olduğunu söylüyordu. Bu onun için iyi haberdi.
Tabi, sevincim kısa sürdü. Çünkü spiker konuşmasına devam etti.
"Emniyet, 248 Seri Katillerinin artık Daejeon'da bulunduğuna dair kesin deliller buldu."
Şaşkınlık ve korku bedenimi iyice sararken kahve kupası titreyen parmaklarımın arasından kayıp yeri boyladı. İçindeki sıcak kahve ise üzerime sıçradığı için bacaklarımda ufak bir acı hissettim. Şokla televizyona bakmaya devam ederken kendime gelmem gerektiğinin farkına vardım.
Başımı iki yana doğru sallayıp kendime geldim. Ayaklarımın dibindeki kahveye basmamaya çalışarak banyonun yolunu tuttum.
Beyaz kapıyı aralayıp içeri girdim ve suyu açtım. Avuçlarımı birleştirip suyun altına uzattım. Su dolu avuçlarımı yüzüme vurarak kendime gelmeye çalıştım.
Tekrar suyu yüzüme vurup bu kez ıslak ellerimi saçlarıma attım ve karıştırdım. Kafamı kaldırıp aynaya baktım.
Saçlarımdan dökülen su damlacıkları tişörtümün omuz kısımlarını ıslatmıştı. Yüzümü yıkarken fazla sert olduğum için dudaklarım şişmişti. Yaklaşık birkaç gecedir uykusuz olduğum içinse gözlerimin altı morarmıştı.
