Lee Minho, bir pazar sabahı evinde haberlerde korkarak izlediği seri katillerin hedefi olacağını tahmin edemezdi.
Kan ve Vahşet ⚠︎
Cinsellik ⚠︎
Küfür ve Hakaret ⚠
Rahatsız olacaklar okumasın ⚠︎
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yanılıyorsun, kaybolmak seninle güzeldi."
8. Bölüm; Evin Yolu
♫Lost Without You - Freya Ridings♫
⭐
Yazarın Anlatımıyla;
Saat gece 02.43'ü gösterirken Daejeon sokakları Minho'nun gözyaşlarıyla süsleniyordu.
Tam olarak iki saattir evinin yolunu bulmaya çalışıyordu ama zor olan bu değildi. Zor olan, Jisung'u unutmaya çalışmaktı.
Yıllar önce, Minho ilk kez birine karşı hisler beslemişti. Bir kızdı, o zamanlar Minho sadece on yedi yaşındaydı. Kızın ismini hatırlamak istemese de hiç unutmamıştı, Hayoun.
Âşık olduğu kızla bir randevuya dahi çıkmayı başarmıştı. Yani en azından randevu teklif edebilmişti. Tabi aldığı karşılık bir onay değil, alay dolu bir kahkahaydı.
Minho'nun ona çıkma teklifi etmesini küçümsemiş, onunla alay etmişti. Bu da yetmezmiş gibi Minho'nun teklifini bütün okula yaymış, dalga konusu olmasına sebep olmuştu. Üstüne üstlük sırf Minho'ya acı çektirebilmek için hiç tanımadığı birini öpmüştü. Öyle ki Minho, neredeyse intihar etmeyi bile düşünmüştü.
Minho bütün bunlar yüzünden okulundan ayrılmış, hattâ şehir değiştirmişti.
İşte bu yüzden, iki saat önce Jisung'un belini kavradığında bu travma aklına gelmişti. Bir anlığına Jisung'un güzel yüzünün yerinde o kızın yüzünü görmüştü. Jisung'a karşı bir adım atmak onu o kadar çok zorlamıştı ki. Şimdi kesinlikle yaptığı şey yüzünden pişmandı, Jisung'u orada öylece bıraktığı için pişmandı, çok pişmandı.
Yaklaşık iki saattir evin yolunu bulmaya çalışıyordu. Telefonundan navigasyonu açmış robotik sesin dediklerini uyguluyordu. Kafelerin arasından geçti, etrafta dolandı. Telefonu neredeyse kapanmak üzereydi ve evine daha iki saat vardı. Minho'nun gözleri doldu.
Telefonundaki son şarjı kullanarak en yakın dostuna -Chan'a- telefon açtı.
“Chan...” Chan arkadaşının ağlamaklı sesini duyduğunda panikledi.
“Minho, ne oldu? Neden sesin ağlamaklı geliyor?” Minho derin bir nefes aldı.
“S-sana bir konum atacağım, gelip beni alır mısın? Ben, telefonum kapanmak üzere...” Chan'dan onay geldiğinde Minho şarjı altıyı gösterirken hızla Chan'a konum attı. Ve beklemeye başladı.
Kırk dakika kadar sonra siyah araba sokağa girdiğinde Minho koşarak arabaya doğru koştu. Chan hızla arabadan çıkıp kollarını açtı ve Minho'nun kollarının arasına girmesine izin verdi. Minho kollarını Chan'ın boynuna dolarken Chan'da kollarını Minho'nun beline sardı.
