Yazım yanlışları olabilir haber verirseniz düzeltirim
Yorum yapın!!!
Aradan dokuz ay geçmişti ve yavruların boyu şimdiden beni geçmişti. Kışın gelişi yüzünden avlanmak giderek zorlaşsa bile kurtlar kendi başına avlanmayı öğrenmişti ve avlarının bir kısmını bana getirdikleri için aç kalmıyordum. Ayrıca yazın yaptığım kuru etlerde olası durumlarda işimize yarıyordu.
Bu zamanda öğrendiğim şeylerden biride ne kadar mantıksız gelsede geçmişte olduğumdu. Sadece tarih kitaplarında nesli tükenmiş olarak geçen canlılar ve insan eli değmemiş ormanlar bunun en büyük kanıtıydı.
Yüzümü yalayan dev dil sayesinde uyanırken üzerimdeki ağırlığı zorla üstümden atıp yerimden doğruldum.
Yavrular ne kadar büyümüş olsalarda yanımda yatmaktan vazgeçmiyorlardı. Gerçi bu durumdan pekte rahatsız olduğum söylenemezdi gece soğuğa karşı şu ana kadar kullandığım en sıcak battaniye olabilirler.
Üzerime aldığım daha önceden yapmış olduğum beyaz deri mont ve botları giyip hazırlandıktan sonra son olarak ağladığım dev kurdun kafatasından yapılmış başlığıda takıp yavrulara döndüm hazırda bekleyen yavrulara işaret vermemle dışarıya çıktık. Yeni hobilerimden biri kurtlarla beraber ormanda avlanmaktı.
Kurtlar onların üstünde seyahat etmeme izin veriyorlardı. Bunun nasıl olduğunu anlamasam bile bir şekilde bi anda kendimi onların üstünde buluvermiştim ve o günden itibaren üstlerindeyken onları nasıl yönlendireceğimi de öğrenmiştim. Aslına bakarsanız bunların hepsini kendileri yapmıştı onları yönetmeme izin vermişlerdi.
İlk başta bu ne kadar garip gelsede alışmıştım ve şu an en büyük eğlencem buydu. Dışarıya çıktığımızda kışın üstüne çıkmam için eğilmesiyle vakit kaybetmeden üstüne çıkıp onunda hazır olduğunu belirtmesi ile koşması için yönlendirdim. Önde biz arkada diğer yavrular koşarken ormanın derinliklerinde son sürat ilerliyorduk.
Yüzüme vuran rüzgar tüm vücudumu uyarırken bu bana sadece keyif veriyordu.
Sonunda ormandan çıkıp düzlük alana geçmemizle kafamı gömdüğüm tüylerin arasından çıkartıp etrafa bakmaya başladım.
Kurtların hepsi bir yerlere dağılırken bende kışla beraker ilerdeki dereye doğru ilerlemeye başladım.
Dere kıyısında gördüğümüz geyik sürüsü ile bizi farkedemeyecekleri bi mesefade durup diğerlerinin konum almasını bekledim. Sonunda kış herkesin hazır olduğunu bildirmek için yaptığı kuyruk sallama hareketini yapınca okumu hazırlayıp nişan aldım.
Oku bıraktığımda geyiklerden birinin düşmesiyle tüm sürü tedirgin olup etrafa kaçışmaya başlamıştı. Onların bu hareketiyle beraber kurtlarda etraflarını sararak kaçanlardan yakalamaya başladılar.
Komutumla kışta harekete geçerken bende üstünde okumu hazırlayıp gözüme kestirdiklerimi vurmaya başladım. Bir tane daha vurunca kurtlarında yeterince avlandığını farkedip hepsini bir araya toplamak için ıslık çaldım.
İsligim karşılığında kurtlar sürünün gitmesine izin verirken yakaladığımız hayvanların bize iki gün yeteceğini bilmek beni keyiflenfirmişti.
Tüm sürü toplanınca sevinçle kıştan inip hepsini sevmeye başladım. Oyun oynamayı hepsi çok sevdikleri için bunu bi dövüş olarak algılayıp benimle canımı acıtmayacak şekilde güreşmeye başladılar. Bir süre sonra benim aralarından çekilmemle onlar kendi başlarına güreşirken bende derenin kenarına gidip biraz su içtim. Geri arkamı döndüğümde hepsi oturmuş beni bekliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri (Mpreg)
Historical FictionGenç adam yavaş yavaş gelen şuuru ile göz kapaklarını aralayıp görüşünü netleştirmeye çalışsada bir süre bunu başaramamış ama buna rağmen yerden destek alarak kalkmaya çalışmıştı. Hafif o hafif doğrulurken görüşü ve bilincide yerine geliyordu. Etraf...