hlsllgldlbldlg7 bölüm senin için tatlım
Yorum yapın
Atar'dan
Krallığa kuz ile gittiğimiz için iki günlük mesafedeydik. Kampta yeterince nitelikli şifacılar olsada en iyileri krallıkta olduğu için kampla vakit kaybetmeden direk krallığa gitmeye karar vermiştim.
Kamptakilere ise atımla krallığa gelmelerini söyleyen bi mektup yolladım.
Akşam olmasına yakın her ne kadar istemesemde mecburen kamp kurmak zorunda kalmıştım. Kuz'un göğsüne yaptırdığım beden hâla kıpırtısız uyurken nefes alıp vermek dışında hiçbir yaşam belirtisi göstermiyordu. Bu düşünceyi aklımdan def edip ateşle ilgilenmeye döndüm çok geçmedense uzun zamandır uykuya aç olan vücudum karanlığa gömülmüştü.
Sabah hayran kaldığım ama bir süredir özlem duyduğum kıkırtı sesiyle uyanmıştım. İlk başta rüya olduğunu sansamda önümdeki kanlı canlı ve ayaktaki beden tüm güzelliğiyle güneşin ilk ışıkları altında parlıyordu.
Ben şokla ona bakarken bi ikinci şoksa onun kurtlarla konuşması olmuştu. Normalde de konuşurdu ama şu an sanki onları gerçekten anlıyormuş gibi konuşuyordu. Kuz kısık sesle garip bi ses çıkarınca merakla bana dönen bi çift yeşil göz ormanın tüm güzelliğini içinde barındırıyordu.
Parıl parıl parlayan gözler neşeyle kısılırken konusmaya başlaması bende ikinci bi şok dalgası yaratmıştı.
"Günaydın Atar. Sanırım bir iki gündür uyuyormuşum ve bu sürede beni sen iyileştirmişsin. Sana çok teşekkür ederim"
Normalde de konuşabiliyor olsada bu kadar akıcı ve fazla konuşamıyor sadece temel bir iki kelime konuşabiliyordu. Kendi dilimi onun ağzından kendine has aksağanıyla duymak kesinlikle mükemmel bişeydi.
"G-günaydın. Sorun değil... Sen iyi misin?"
Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra kafasını inanılmaz sevimli bi şekilde aşağı yukarı sallayıp gülümsedi.
"Evet gayet iyiyim"
"Buna sevindim. Ama sen nasıl yani?"
"Nasıl sizin dilinizi konuşabiliyorum mu? Yada nasıl yaralanmadın mı?"
"Nasıl yaralanmadın?"
Hiç düşünmeden sormuştum. İki saniye sonra aklıma dank eden diğer şeyle onuda söyledim.
"Ama diğer soruyuda cevaplarsan sevinirim"
Tekrar kıkırdamasıyla tüm odağım kayacak gibi olsada hemen kendime gelip yattığım yerden kalktığım gibi önüne geçip hasar kontrol yapmaya başladım. Bu hareketin onu güldürürken kuz ve diğerlerinin hafif mırıltı sesleriyle bu kıkırtı kahkahaya dönüşmüştü.
Hasar olmadığını farketmemle kuz'un hırıltısını duyup ondan uzaklaştım.
Bazen nedendiz bir şekilde yakınlaştığımız zaman hırlayarak veya havalayarak buna engel oluyorlardı.
Önümdeki beden tekrar kahkaha atınca bu sefer tüm odağım onun o mükemmel gülüşü olmuştu.
Minik dudaklarının bi yarım ay halini alıp o inci gibi dişlerini ortaya çıkarmasına bayılıyordum.
Bı süre sonra gülmesi durduğundan beni kolumdan çekip yerdeki yan yatmış bi ağaç gövdesine oturttu ben merakla ona bakarken o elleriyle dur işareti yapıp ardından boğazını temizledikten sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki nereden başlamalıyım bilmiyorum. İlk önce düştüğüm andan başlayalım. Düştükten sonra kafamı vurmamla bilincim gidip kendimi çok garip bi yerde buldum... İşte böyle. Bu sayede artık seninle iletişime geçebilecem ayrıca kurtlarlada öyle."
O sevinçle kıkırdayıp ışıldayan gözleriyle bana bakarken ben şokla açılmış gözlerimle ona karşılık veriyordum.
Evet onun kutsal olduğuna emindim ama tanrının çocuğu olmayıp Aziz olduğunu kesin olarak duymak daha bi garip gelmişti.
Bir iki saniye sonra kendime gelirken onun tanrının çocuğu veya aziz olup olmamasının benim için hiçbir öneminin olmadığını farkettim isterse bi çöpçü bile olabilirdi o o olduğu için özeldi.
Sanırım ona gerçekten aşık olmuştum.
~~~
Selam nasılsınız bakalım?
Normalde bölüm salı günü gelmeliydi ama o gün bazı arkadaşlara da söylediğim gibi gibi benim için kötü bi haber aldım ve dünde arkadaşım bana geldi o yüzden bölüm atamadım kusura bakmayın lütfen.
Sınavlarım bitti sonunda bunun şerefine bayramdan sonra bu bölüm kısmına bi ayar geçip düzene oturtmak istiyorum.
Her neyse bölüm nasıldı?
Umarım sevmişsinizdir.
O zaman şu anlık aklımda başka bişey olmadığı için size görüşüyoruz diyorum. Oh ve ayriyeten bayramda minik sürprize ekstra bi bölüm atmayı düşünüyorum onuda okuyanların haberi olsun tabi bu İnternet bulabilirsem olacak bişey
Her neyse görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri (Mpreg)
Tiểu thuyết Lịch sửGenç adam yavaş yavaş gelen şuuru ile göz kapaklarını aralayıp görüşünü netleştirmeye çalışsada bir süre bunu başaramamış ama buna rağmen yerden destek alarak kalkmaya çalışmıştı. Hafif o hafif doğrulurken görüşü ve bilincide yerine geliyordu. Etraf...