13- kalbe zarar

404 44 67
                                    

hlsllgldlbldlg7 bölüm senindir (bu kadar kısa bi bölümü vermek istemezdim ama bir sonraki bölümde telafi edicem inşallah)

Yorum yapın!!!

Kuvars'tan

Uyanmamım üstünden bir iki saat geçmiş bu sırada kuz ve diğerleri bişeyler avlayıp getirmiş bizde şu anda onları pişiriyorduk.

Bu sırada da bolca muhabbet etmiştik. Uzun zamandır beraber olmamıza rağmen ilk defa doğru dürüst iletişim kurabiliyorduk. Bu yüzdende saçma salak konulardan muhabbet açıyorduk ve bu inanılmaz bi şekilde sarıyordu.

Örneğin ben ona menemen'i soğanlı mı yoksa soğansız mı seversin diye sormuştum menemen'in ne olduğunu bilmediğini öğrendiğimde ise aşama aşama menemen yapımını anlatmıştım oda bıkmadan usanmadan beni dinlemişti.

"Ee peki sen genel hayatında naparsın? Yani kabiledeyken?"

Biraz durduktan sonra sanki önemli bişey değilmiş gibi omuz silkip anlatmaya başladı.

"Aslına o kabileye babamın zorlamasıyla gittim. İmparatorluğu yönetmek için halkın durumunu bilmem gerektiğini söyledi o yüzden gitmiştim gerçi seninle karşılaşınca işi gücü bıraktım."

Son cümlesini gülümseyip gözlerimin içine bakarak söylemesi karşısında kalbim anlık olarak işlevini sorgulamıştı.

Tekleyen kalbim yüzünden dediklerine odaklanamazken aceleyle kendime gelip boğazımı temizlediğim gibi gözlerimi ondan çektim. O yüz kalbe zarar.

Bir iki saniye sonra dedikleri kafama şimşek gibi düşerken gözlerim şokla açılıp şaşkınlıkla ona döndüm.

"NE DEDİN SEN!?"

bana şaşkınca bakıp tek kaşını sorgularcasına kaldıp konuştu.

"Kötü bişey mi dedim?"

"İmparatorluk mu? Dur daha da garibi imparatorluğu yönetmek mi? O zaman sen prens mi oluyorsun? Madem insanlar bu kadar gelişmiş ve çoksa ben neden şu ana kadar sizden başkasıyla karşılaşmadım?"

"Şey teknik olarak prensim. Diğer olayda ise sen yasak topraklarda bulunuyordun. Orda canavarlar olduğu için kimse yaklaşmaz. Tabi canavarlar senin için pek sorun değil gördüğüm kadarıyla."

Gülerek dedikleri kafamı karıştırmıştı. Canavarlar mı varmış? Hemde benim yaşadığım yerde?

Daha sonra kafama dank eden şeyle gozlerim tekrar şokla açıldı.

"Şaka yapıyorsun? Kurtlar mı?"

Gülerek kafa sallamasıyla koca bi kahkaha atmıştım.

Bu tatlı şeylere canavar demek doğru muydu ki?

Anneleri aklıma gelince gülmem durdu. Belkide gerçekten canavarlardır.

"Peki şimdi napacaksın?"

"Aslına bakarsan babam geri çağırıyor ama gitmeyi düşünmüyorum yanında durmak daha güzel. Tabi sende benimle gelmek istersen ayrı."

Bana beklentiyle bakan gözler karşısında seslice yutmunup gözlerimi kaçırdım. İstesemde istemesemde gitmem gerekiyordu. Tanrıyla anlaşma yapmıştım.

Biraz durduktan sonra cesaretimi toplayıp kararlılıkla ona döndüm.

Kararımı anlamış olacak ki gözlerindeki minik endişe pırıltıları gitmiş yerini büyük bi mutluluk almıştı.

O zaman şimdiden gazamız mübarek olsun.

~~~

Nasıldı?

Ben söyliyim kısaydı.

Biliyorum üzgünüm bı arkadaşa yazmak için söz vermiştim ama bugün aynı işi 9-10 defa yaptım ve uygulama habire sildiği için onunla uğraşıyorum hâla. Bu arada bir sonraki bölüm haftaya Pazar veya pazartesi. (Pazar sabahtan bana hatırlatın mutlaka)

Evet bı sonraki durağımız imparatorluk sarayı.

Neyse o zaman görüşmek üzere kendinize iyi bakın 😘

Geçmişin İzleri (Mpreg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin