Cenandan
Son günlerde cidden yorgundum niyemi? Eski sevgilim bir yerden telefon numaramı bulmuş ve beni rahatsız ediyor. Neden birden gelip bütün hayatımı mahfetmek zorundaki neden mutlu olamıyorum neden sadace Arifimle yalnız kalamıyorum?İşte bu sorular yüzünden kendimi iyi hissetmiyorum, bana sadace Arif iyi geliyordu sanki bütün yaralarımı iyileştiriyordu. O olmasa ben ne yapardım....
Bunları sadace uyurken düşündüğümü gözlerimi açtığımda anladım. Rahatsız ediyordu bu konu. Bu rahatsızlığımı gideren Arifim vardı yanımda.
Hala uyuyordu, çok tatlıydı mükemmeldi bütün güzel anlama kelen kelimelerin vücüt bulmuş haliydi. Onu ilk gördüğümde sadace bir arkadaşım olucağını sanmıştım ama şuan canımı verebileçeğim biri oldu.
Tekrardan ona baktım, dağılmış olan saçlarını elimle düzelttim, yüzünü sevdim, sarıldım doyamıyordum Arife. 'Neden bukadar tatlı olmak zorundasın?' Dedim kendimce.
Ona kahvaltı hazırlama fikri geldi aklıma. Küçük şeylerden mutlu olan insandı bir çikolata bile yetiyordu saatlerce mutlu olmasına.
Yatakdan onu sarsmadan kalktım ve mutfağa doğru ilerdim. 'Acaba ne yapsam?' Diye kendime sordum en sonunda klasik bir yemek olan patates kızartması hem kolay hem lezzetliydi.
Kim sevmezdiki zaten? Ocağı yakıp tencereye yağı koyup kızdırdım. Patatesleri mükemmel şekilde doğrayıp kızgın yağa atmak için tencereye yöneldim.
Tek tek atmaya başladım. Görünmez kaza değilmi koluma yağ sıçradı o anki acıyla bağırdım. Ne az dı ne çoktu sıçrayan yağ oyüzden canım yanıyordu. Çıkardığım sese Arif uyanmıştı hızlı adınlarla yanıma geldi.
"İyisin demi Cenan istersen hastaneye gidelim?"
Altı üstü bir yanıktı neden bukadar strese girdiki şimdi bu?
"İyiyim Arifim geçer bir kaç güne, aslında nemi istiyorum? Hmm"
Düşünür gibi yaptım. Meraklı gözlerle bana bakıyordu Arif.
"Aha buldum yaklaş bi"
Krizi fırsata çevirme zamanıydı, ne yapayım hoşuma gidiyordu onu öpmek.
Ona bir şey söylüyormuş gibi eğildim ona hızlıca dudağına öpücük kondurdum.
"CENANN!!"
"Ne bukadar tatlı olma sende şapşal"
Bir insanın sinirli hali nasıl tatlı olabilirdi? Arifi yemek istiyordum. Konu Arifse benim için dünya dururdu.
Herneyse kendimi toparlayıp "kendimi yakmadan" patatesleri kızartmaya geri döndüm.
Kızarttıklarımı büyük bir tabağa koyup masaya götürdüm tabii yanında kahvaltıda yenilcek herşeyi de götürdüm.
Arifde oturmuş beni izliyordu. Uykusundan yeni uyandığı için bir bebekten farksızdı.
"Arif iyisin demi?"
"İyiyimde kendimi yeni uyanmış bebek gibi hissediyorum"
"Koca bebek seni bide istersen yemeğinide ben yedireyim"
Arif kısa bie süre düşündü.
"Aslında biliyor musun fena fikir değil"
Uzun zamandır sevgiliydik ama bunu ilk defa kabul ediyordu bu konuda bir titizliği vardı. Arife döndüğümde yanıma gelmişti.
"Eğer şuan bebeksem kuçağında oturmam lazım değilmi?"
Karşımda duran kisi Arifmiydi yoksa başka birimi? Bilmiyorum ama bayılmıştım bu Arife.