Hoş geldiniz kuzular,
Şimdi soruyorum size sınır mı koyayım ağustosa mı erteleyeyim hikayeyi. Salı gününe kadar yorumlarınızı yazın Salı günü karar vereceğim.
Oy sınırı 250.
Yukarıdaki şarkı Elif'ten Asaf'a gelsin.
Keyifli okumalar 🌸
❄️❄️❄️
Kerem'i öpüp 2 haftadır alıştığı okula girişini izlerken içime dolan mutluluk sanki beni bütün dertlerinden arındırmış gibiydi. Sanki yıllarca çektiğim tüm sıkıntının mükâfatını almış gibiydim. Tüm isteğim bu kadar basitti aslında Asla ve Kerem'e güzel bir hayat verebilmek onların mutluluğunun daimini sağlamak. Kerem yani hayatına adımını atmıştı iki hafta önce Asla ise dün aldığım mektupla öğrenmiştim ki pek bir mutluydu Cemal ile daha yeni yakınlaşıyorlardı ama belliydi Asla'nın da yavaş yavaş ona kapıldığı.Kerem gözden kaybolunca arkamı dönüp arabaya gittim uzun zaman sonra içimde oluşan bu mutluluk hem yabancı hem tanıdıktı. O kadar uzaktı ki bu his bana bir süre sonra kalbim sıkıştı. Bu kadar mutlu olmanın ardından bir üzüntü geleceğinin korkusuyla sıkıştı kalbim ve mutluluğumun sonunu kendi ellerimle getirmiş oldum.
Akıp giden yola daldım bir süre sonra aklıma Kerem geldiğinden beri yapmadığım işlerim geldi. Allah'tan Yeşim vardı da benim işlerime arada destek olup acil olanları hallediyordu. İstemsizce gülümsedim. Şu bomboş hayatıma renk getiren biri varsa ve şu an olduğum kadının oluşmasında katkısı olan biri varsa bu kesinlikle Yeşim'di.
Duran arabayla düşüncelerimden sıyrılıp yavaş adımlarla eve girdim. Açtığım ceketimi ve çantamı kahyaya verip yavaş adımlarla yukarıya kendi çalışma odama çıktım. Ortalıkta genelde bu saatlerde kimse olmadığı için hiç kimseye takılmadan odama geçerken Kamuran Bey'e "Çalışma odama kahve gönderir misiniz?" Dediğimde bunu onaylayan adamla yukarı çıkmaya başladım. Çok oyalanmadan masanın üzerinde üst üste yığılmış dosyaların başına geçtim. Hepsini ayrı ayrı gruplandırıp muhasebe defterini alıp ilk Asaf'ın şirketinden başlayarak tarihe göre yavaş yavaş hepsinin defterine verileri işlemeye başladım. Beni bölen tek şey Kamuran Bey'in getirdiği kahve olmuştu. Ona da kısaca teşekkür ettikten sonra işime devam etmiştim öğle saati acıktığımı hissedene kadar.
Odadan çıkıp hızlıca mutfağa indim işlerin çoğunu halletmiştim ama hala bitirdiğim iş kadar geride duran dosya vardı. Mutfağa girdiğimde Ocak başında yemek yapan Sevda ile karşılaşınca gülümsedim. "Nasılsın Sevda?"
"İyiyim Elif Hanım siz nasılsınız?"
"Açım bende. Neler yapıyorsun bakalım?"
"Efendim Asaf Bey balık kızartmamı istedi."
"Asaf mı burada?" Dedim şaşkınlıkla. Bu saatte Asaf'ın burada ne işi vardı? İşin tuhafı Asaf balık sevmezdi ki nereden çıkmıştı balık isteği şimdi.
"Evet efendim sanırım sizin memleketinizin kara balığı varmış ondan getirtmiş."
"Kara balık?" Dedim hala şaşkınlığım devam ediyordu. Kara balığı ben severdim ve epey zamandır yememiştim hatta Bursa'ya geldiğimden beri bir kere bile ağzıma sürmemiştim ki bunu dillendirmemiştim bile. Benim için yaptırma ihtimali var mıydı? Başımı iki yana salladım Asaf beni tanımıyordu bile bir güne bir gün konuşmamıştık bile. Bilemezdi benim neye özlem duyup neyi sevip sevmediğimi. Vardır mutlaka bunun altında başka bir şey.
"Evet efendim." Diyen Sevda'nın sesiyle kendime gelirken derince nefes alırken. "Neyse misafiri var herhalde." Diye mırıldandım. "Dün yaptığın dolmalardan var mı Sevda?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi (Askıda-27 Temmuz'da yeni bölüm yayınlanacak!!!)
ContoFarklı bir köyde yaşayan bir kıza aşık olan Asaf'ı öğrenen köylü kıza iftira atarken kızını bu durumdan kurtarmak isteyen babası kardeşinin oğlu ile evlendirir. İki yıl boyunca kimseyle konuşmayıp kendini insanlardan uzak tutan Asaf'ı babası evlendi...