BÖLÜM ŞARKISI: Weak When Ur Around - Blackbear.
Mutlimedia: Kumsal'ın elbisesi.
İyi okumalar! ♡
Herkes neden benim uyumama karşı? Mışım mışıl uyuyordum ki beş dakika sonra biri beni dürttü. Bir kaç kez daha dürttükten sonra pes etmiş olacak ki dürtmeyi bıraktı.
Tam rüyamda Büyücülük Okulu'ndan gelen mektubumu açıyordum ki, biri kolumu deşercesine, tekrar dürttü, kulaklıklarımı kulağımdan hızla çekti ve benim hışımla ayağa kalkmamı sağladı.
"Ne var, ne? Bir saattir dürtüyorsun, derdin ne?" Diye yüksek sesle konuşmuştum.
"Kaç saattir uyuduğunun farkında mısın? Herkes seni uyandırmaya çalıştı ama horul horul uyuyordun ve kalkmadın." Dedi ve gözlerini devirdi karşımdaki kişi, ama bu ses bizim kızlardan birinin değildi.
"Sen? Ata'ydı sanırım, arkadaşlarım nerede?" Dedim etrafıma bakarak sanki bana saklanmışlar da, bulacakmışım gibi.
"Geldik süper zeka, geldik. Herkes uçaktan indi." Şunun ettiği laflara bak, gıcık oluyorum böyle kendini beğenmiş gibi konuşanlara.
"Beni bırakıp indiler mi? Sen niye inmedin ki?" Kafam karışmıştı ve sakin konuşmaya çalışıyordum. Ayri yeten ben sadece beş dakika uyumamış mıydım? Yine mi?
"Dinlemiyor musun sen beni? Herkes uyandırmaya çalıştı ama sen ancak 'Mektup!' diye sayıkladın." Demek ki rüyamda Hogwarts Büyücülük Okulu'ndan mektubumun geldiğini görüyordum, ah bir de gerçek olsa.
"Artık kımıldasan?" Dedi bıkmışcasına. Eşyalarımı elime alarak ters bir tavırla ayağa kalktım.
"Sevmedim seni." Dedim uçaktan inerken. Cevap vermedi sanırım, verdiyse bile duymamıştım.
"Demek beni o aptal çocuğun uyandırmasına izin verirsiniz ha?" Dedim bavulumu alıp kızların yanına gittiğimde, ve korku dolu gözler bana döndü.
"E Kumsal uyanmadın, biz napalım? Çocuk yardım etti işte, neyi aptal?" Gözlerimi açarak konuştum.
"Siz gerçekten salaksınız... Aysu hariç." Onun salak olmadığını hepimiz bilirdik, ve hiç mütevazi olamayacağım ama o grupta aklıyla hareket edebilen tek ben ve Aysu'yduk.
"Of tamam, hadi ilerleyin." Dedim ve o an biri koluma çarparak geçti, Ata? Gözlerimi devirdim ve diğerlerinin toplandığı yere doğru ilerledik. Sanırım görevli biri konuşma yapacaktı.
"Evet arkadaşlar, bildiğiniz üzere bir okulun yurdunda kalacağız, tam Londra'nın merkezinde. Yurt kızlar veya erkekler olarak ayrılmıyor, ancak odalarda kız ve erkek olarak değilde, sadece kız veya sadece erkek olarak kalabilirsiniz. Yurt iki binadan oluşuyor, sizler soldaki binada kalacaksınız, diğer bina okulun öğrencilerine ait. Ders programlarını sizlere dağıtacağız, lütfen kaybetmemeye çalışın. Boş olduğunuz zamanlarda, bizi bilgilendirmek ve boş saatlerinizi aşmamak şartıyla istediğiniz yere gidebilirsiniz. Bazen derslerin yerine kendinizin seçeceği aktivitelere katılacaksınız. Bu akşam saat sekizde okulun büyük salonunda tanışmanız ve kaynaşmanız için büyük bir parti olacak, katılmak zorunlu. Bu arada yaz sonu da büyük bir parti düzenliyoruz, şimdiden onu da söyleyeyim de herkes hazırlıklı olsun. Parti yaklaştığı zaman size gün, saat ve yer bildirilecek. Şimdi, herkes beni takip etsin, otobüse gidiyoruz."
Hepimiz eşyalarımızı yerleştirip, otobuse bindik ve bir saatlik yolculuğa başladık. Uçakta oturduğumuz şekilde oturmuştuk, ben bütün yolculuk boyunca sessiz kalıp müzik dinlemeyi tercih etmiştim. Otobüs durduğunda aşşağıya inmek için ayağa kalktım, inerken herkese program verildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalk İngiltere'ye Gidiyoruz!
Novela Juvenil*ARA VERİLDİ.* Bir ses duyuyorum, ama bu neyin sesi? Durmuyor, durmuyor, durmuyor! Gözlerimi zar zor açtığımda sesin telefonumdan geldiğini gördüm, Gizem arıyordu ve saat sabahın dördü. Çalan telefonumu uyku sersemi bir hâlde açıp kulağıma götürdüm...