244 47 75
                                    

Bölümler tutmuyo.

...

Minho'yla beraber okuldan çıkıp evine doğru yürüdük. Eve girip eşyalarımızı bıraktık. Ben salona geçip televizyondan film açıp izlemeye başladım, Minho arkadan gelip bana seslendi. "Jisungiee, canım çok sıkılıyo. Bara gidek mi?" Şok bir şekilde ona dönüp baktım. "Lan daha yaşımız kaç başımız kaç ne barı?!"

"Ya nolcak yaa biraz ağlencez sadece!" Biraz düşündüm. Hayatımda hiç içmemiştim, bünyemde düşüktü. Sarhoşken saçma şeyler yapabilirdim. Ama Minho çok istekli görünüyordu, onu kırmak istemiyorum. Başımla onayladım teklifini. Hızla odaya koşup bana ve kendine kıyafet çıkardı. Kendi kıyafetlerini giyip salona gitmişti. Bende bana çıkardığı kıyafetleri giyip yanına gittim.

Öyle düşündüğünüz gibi takım elbise falan giymedik. O altına şort ve üstüne tişört giymişti. Bende altıma paraşüt pantolon üstümede bol bir tişört giymiştim.

Beraber çıkıp bara yürüdük. Barın önüne geldiğimizde Minho'yu uyardım. "Bak bebe, ben hayatımda hiç içki içmemişim bünyemde aşırı zayıf sarhoş olursam saçmalayabilirim ondan bana sahip çıkman lazım yoksa sokaktan geçen biri bile olsa götümü verebilirim." Minho gülüp başıyla onayladı beni. Bara girip yer aradık, fazla dolu değildi o yüzden kolayca yer bulmuştuk. Bir garson gelip ne istediğimizi sordu, Minho cevap verip garsonu gönderdi. Kısa süre sonra garson şiparişimizi getirip masaya koydu. Minho su içer gibi içiyordu fakat ben sadece iğrenir bir şekilde bardağa ve içindekine bakıyodum. Yavaş yavaş ağzıma götürüp küçük bir yudum aldım. O kadar iğrenç bir tadı vardı ki, yanlışıkla yuttum. "IY BU NE BEĞ ÖĞKH!" Minho bana anlamamış şekilde baktı, "Bence gayet normal bir içecek." Şaşkın gözlerle ona baktım.

"Ya sen hayatında kaç defa içmişsin şunu?!"

"Bilmem, her yıl 2-3 şişe bitiriyorum en az."

"NE?! 2-3 ŞİŞE Mİ? OLUM SEN MANYAK MISIN! SARHOŞ OLMUYON MU?"

"Fazla içtiğimden dolayı bünyem alışık, kolay kolay sarhoş olmuyorum."

"He ben sarhoş olsam sikcen yani beni sarhoş olmadığın için?"

"Ya ne alaka?" Diyip güldü ve içeceğini içmeye devam etti. Yıllık en az 2-3 şişe ne amk, nasıl dayanıyo?

Onun hiç bişey olmadan içtiğini görüp ona inat diktim kafama bardağı. Daha sonra havaya girip bi tane daha istedim. Gelen bardaklarıda sıra sıra kafama dikip tek attım. Yavaş yavaş başım ağrımaya ve dönmeye başlamıştı. Nedensizce sevmiştim bu hissi. Sarhoş olmuştum?

Minho'ya yakınlaşıp kedi gibi omzuna sürtünmeye başladım. "Minhov fak mi" Minho anlamamış şekilde baktı bana. "Jisung iyi misin?"

"Siksen daha iyi olurum Minhoovv~"

"Jisung kalk iyi değilsin sen."

"Becer beni Minho, sabaha kadar sev beni yatakta. Minho sik beni."

"Jisung vallahi iyi değilsin. Yaslan arkana gözlerini kapat kejdine gelince gidelim eve."

"Minho kucağına çıksam naparsın?" Kafamı eğip tatlı tatlı ona baktım. Naptığımdan haberim yoktu.

"Ne? Ne diyosun Jisung-" Sözünü yarıda kesip kucağına oturdum ve yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım. Ani bir kararla dudaklarına kapandım. Beni kendinden uzaklaştırıp kucağından yavaşça indirdi.

"Bekle burda hemen gelicem sakın kıpırdama." Diyip gitti.

"Oda yanlız bıraktı beni..." Diyip kafamı öne eğdim ve ağladım. "Ben çok salak bir insanım, neden buraya geldim ki? Ya bir daha geri gelmezse? Ya bir daha onu göremezsem? Ne diye öyle yaptım ki uff!" Diyip kendimi suçladım. Yanıma biri gelip elimden tuttu. Maske taktığı için kim olduğu fazla belli değildi. "Gel Jisung ağlama hadi eve gidelim."

"Sen kimsin? Minho bana burda bekle dedi." Dedim ona bakarak.

"Benide Minho gönderdi, acil işi çıkmış Jisung'u sen eve bırak dedi. Gel gidelim hadi." Ona inanıp ayağa kalktım. "Kocamın yanına!" Diyip tek elimi korsan gibi havaya kaldırdım. Tanımadığım o kişiyle çıkışa gittik. Arkamızdan Minho'nun sesini duydum. Yanımıza gelip adamı (ya da çocuğu bilmiyorum) itti ve kolumdan tutarak beni arkasına aldı.

"Olum sen hayırdır? Niye Jisung'u alıyosun?" Minho'ya sarhoş sarhoş bakıp konuştum. "Minho sen demedin mi Jisung'u eve bırak diye? Bu bana öyle dedi!" Diyip işaret parmağımla onu işaret ettim. Minho gözlerinden alev çıkarmışcasına Woojin'e baktı, sonrada beni kolumdan tutup dışarı çıkardı.

O kadar sarhoşdum ki düz yolda bile yürüyemiyodum. Minho bunu fark edince beni sırtına aldı ve eve öyle getirdi. Eve geldiğimizde beni yatağa yatırıp üstümü örttü.

"Minhow yanıma gelsene." Minho hiç bişey demeden yanıma oturdu. "O anlamda mı dedim aptal! Yanıma yaat." Yine hiç bişey demeden yanıma uzandı. "Tamam şimdi fak mii." Bu sefer gözlerini açıp şaşkınlıkla bana baktı. "Ya Jisung kaç kere dicem. Ya-pa-mam. Yapamam."

"Niye? Sikin var mı? Var. Götümü var mı? Var. E O ZAMAN NASIL YAPAMAZSIN?" Minho sabır dilerken bana baktı. "Ya güzelim, BİZİM YAŞIMIZ UYGUN MU SENCE?"

"He yaşımız uygun olsa yapıcan yaniii."

"Allah'ım sabır..."

"Sabri kim?"

"Anan Jisung!"

"Ha..." Minho ne dediğinin farkına varınca hemen özür dilemeye başladı. "AY JİSUNG ÇOK ÖZÜR DİLERİM! AĞZIMDAN KAÇTI! LÜTFEN AFFET!" Moralim bozuk şekilde arkamı ona dönüp üstümü kapattım. "Tamam Minho, yat uyu artık." Diyip uyudum.

...

Uy arkadaşlar eğer bu bölüm 1 hafta içinde 90 oy olmazsa bir daha bölüm atmocm.

Kanlı Para -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin