8

70 6 9
                                    

Çıktıkları görevin üstünden bayaa bir zaman geçmişti. Ve sonunda yasak ormanın yolunu tutuyorlardı. Herkes bu süreçte çok yorulmuştu. Marlene ve Melody'nin arası düzelmişti. Marlene yaptıklarının çocukça ve kötü olduğunu sonunda anlamıştı ve Melody'le oturup konuştular. Melody ve Sirius'un arası hâlâ aynıydı ama birbirlerinden etkilenmiyorlar desem yalan olur. Lily artık James'e kaba davranmıyordu en azından artık soy ismi yerine James diyordu. Bu James için büyük bir gelişmeydi. 

~~~Melody'nin anlatımından

Ayaklarım sızlıyor o kadar çok yürüdük ki Lily'nin koluna yapışarak beraber yüryorduk. Marlene de geldi oda girdi kolumuza. "Ya ne zaman varıcaz şatoya? Ayaklarıma kara sular indi." Marlene uyuşuklana uyuşuklana söylemişti. Yorulduğu konuşmasından belliydi. "Biraz daha kaldı dayan." diyerek teselli ettim. Tüm görevleri tamamlamıştık en çok zorlandığımız inatçı cadıydı onuda ben ikna etmiştim. Bana onun gençlik haline çok benzediğimi söyledi. Aynı huylarımız benziyordu hatta yüzmüz bile benziyordu biraz yaşlanmıştı 50'li yaşlarda falan vardır herhalde. Bana gençlik fotoğrafını gösterdi ve cidden hepimiz benzediğimizi söyledik.

Şato görünüyordu. Haftalarca bu görevler için uğraşıyorduk. Umarım bize gittiğimizde bir kaç gün dinlenmemiz için süre verirler. Sonuçta keyfimizden gitmedik. Onlar için gittik ve ben bu kadar zeki olmasaydım aç bile kalırdık.

Pantolonumun paçası çamur olmuştu saçlarım normaldi ama ben kendimi hâlâ pis hissediyordum. Şatoya sonunda vardık. Giderken sıkılmayalım diye sohbet etmiştik. Neyseki yanımdaki insanlar sıkıcı değil yoksa bu görev hiç sarmazdı. Bir sürü anım olmuştu komik, tuhaf, güzel anılardı. Ama yinede ne gerek vardı buna? Üç büyücü turnuvası olsaydı bari daha iyi en azından işin ucunda para var. Burda canımız kimin umrunda! Gebersek gitsek kimsenin ruhu duymaz.

Şatoya girdiğimizde ortak salona doğru gidiyorduk, akşam yemeği vaktiydi. İçeriye girdiğimizde tüm herkes bize bakmıştı Gryffindor masası hepsi ayaklandılar ve alkışlamaya başladılar. Dumbledore bizi alkışlıyordu. Yanımıza geldi ve bizi tebrik etti bende çantamdan çıkarıp istediklerini verdim. "Bu zorlu görevi başaran tek bina sizsiniz isimzlerinizi özel olarak Gryffindor ortak salonuna astırıcam." diyerek güldü bize bizde ona teşekkür ettik.

Geçtik yemeğimizi yemeye başladık. Remus'a ve Peter'a olan biten her şeyi anlatıyorduk. "Vay be helal size tarihe Gryffindor binasını geçirdiniz baravo. Diğer okullardan da başaran olamamış Gryffindor farkı." dedi ve hepimiz bir beşlik çaktık. Peter bizi heyecanla dinliyordu ona göre çok korkunç bir süreçmiş.

Hepimiz banyolara doğru gittik ve bir güzel duş aldık.
Kaç saat orda durduğumu bilmiyorum ama en son Lily'nin'çık artık!'seslerinden sonra zorda olsa çıktım.

Üstüme klasik pjamalarımdan giydim, daha yasak saat gelmemişti. Ortak salona indik Jameslerde orda patlamalı pişti oynuyorlardı. "Ah Lily-çiçeğim sende mi geldinn hoşgeldinn iyiki geldinn." diyerek gülümsedi. Gülmemek için zor durdum. Lily göz devirdi ve oturduk bizde oynuyacaktık. Ama benim aklıma farklı bir oyun gelmişti. "Millet! Hadi beraber anlat bakalım oynayalım. Bir muggle oyunu." dedim. Jameslerin dikkatini çekmişti. "Sen nerden biliyorsun? Hem nasıl oynanıyor?"

"Yazın tatile gittiğimizde muggle arkadaşlarımdan öğrenmiştim. Bakın şimdi beni iyi dinleyin. Üstte yazan kelimeyi karşı tarafa 2 dk içinde yasaklı kelimeleri söylemeden anlatmaya çalışıyorsunuz." herkes anlamışa benziyordu. Grup oluşturduk. Ve oynamaya başladık.

James ve ben bu oyunu hırsımızdan çok ciddiye almıştık Lily ikimizinde bu hırsının nerden geldiğini sorguluyordu. Güzelim bir Potter'ı sorgulamak hiç sağlıklı değil. Biz ikimiz çok hırslı olunca ikimizi takım yaptılar, en azından bir işe yarayalım diye.

"Ya James anlamıyosun herhalde! Hani sen hasta olduğunda nereye gidersin?" diyerek sordum muggle oyunu olduğu için biraz zorlanıyorlardı. "Hastaneye." dedi James aferim bunu akıl edebiliyo ona şükür. "Ee hastaneye gittin seni iyileştirmek için kim bakıyo sana?" diye sordum böyle gidersee ohoo. "Doktorlar." "Heh o doktorlar bir müddet sonra tedavin bitince sana ne diyorlar?" diye sordum"Git diyorlar. "elimi kafama vurdum. Sirius kahkaha atmaya başladı bu kalın kafalı bile çaktıysa bu mal ne zamana anlar kim bilir." Ya James sen şaka mısın hani bunun bir anlamı olmuyor mu? Kelime olarak sadece'git'mi diyorlar? "dedim." Taburcu olmak mı? "dedi gözlerini açmış yerinden sıçrayarak." Evettt!! Sonundaa. "dedim ve bende aynı yepkiyi verdim. Tam tamına iki dk 4 kelime bilmişti. Bunada şükür.

Sonuç olarak kazanan bizdik, artık bir ay bunun havasını atardık. Sonuçta biz Potter kardeşler bir şeyi kazandıysak özgüvenimizden geçilmez valla.

Yasak saat geldiği için herkes yataklarına gitti. Bende direkt kendimi yatağa attım. Aklıma Dumbledore'un hem noel balosu hemde bizim için olan balo geldi bunu unutmuştum. Eşsiz gelinmiyormuş. Kiminle gidicem ben?


Bana biraz kızabilirsiniz ama ne yapayım hem hastalık, hem temizlik, okul falandı filandı bölüm gelemedi bunu attıktan sonra bir bölüm daha yayınlayacam hadi yine iyisinizz. Beğendiyseniz vote vermeyi yorum yapmayı unutmayınnn sizi seviyorummm💋💋💋💋💋

Freya Melody Potter(Sirius Black) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin