Woulph Akademisi ~2

77 13 3
                                    

"O bir insan mı?" kulağımın dibinde uğultu gibi gelen konuşmaları anlayamıyordum, başım çatlayacak gibi ağrıyordu, huzursuzca kıpırdandım. "Hareket etti!" vücuduma bir kaç elin dokunduğunu hissettim, öldüm galiba ve beni morgda yıkıyorlar. Sesler gittikçe netleşmeye başlamıştı.

"Ben ölmedim gömmeyin beni." gülme sesleri duydum, göz kapaklarım üzerinde taşlar varmışçasına ağırdı, en sonunda gözlerimi aralayabilmiştim. Gördüklerimden sonra okkalı bir küfür savurdum, üzerime eğilmiş sivri kulaklı beyaz tenli iki kişi tam gözlerimin içine bakıyordu, bu sefer korkuyla çığlık attım. "Sakin ol, ilk defa mı Elvent görüyorsun?" neyden bahsediyordu böyle ne Elvent'ı? hızlıca yattığım yerden doğruldum, hiç bir şey hatırlamıyordum ne buraya nasıl geldiğim hakkında nede karşımdaki yaratıkların ne olduğu hakkında. "Benden ne istiyorsunuz? Neredeyim ben ne oluyor?" yatağın ucuna oturdular, yeşil elbiseli kahve rengi gözlü, uzun dalgalı açık kahve saçlı kız samimi bir şekilde gülümsedi, dudak uçuklatacak bir güzelliği vardı. Önüne düşen bir tutam saçı sivri kulağının arkasına sıkıştırdı "Burası Woulph büyücüler akademisinin kız yurdu, buraya kendi isteğinle gelmediğini tahmin ediyorum?" başımı aşağı yukarı salladım adeta dilim tutulmuştu, ismini bile duymadığım bu yerde benim ne işim vardı? İçimde çığı misali büyüyen korku tüm bedenimi sardı, yataktan fırladım kızlar bana şaşkın şaşkın bakıyordu "Bakın bir yanlışlık olmalı, burada olmamam gerekiyor!" ayağa kalkıp müthiş bir hızla yanıma geldiler, geriye doğru sendeledim, bütün bu olanların rüya olmasını umuyordum. "Ben Elena, gölge iki seviyesiyim." beyaz saçlı beyaz gözlü ve aynı zamanda beyaz tenli elflere benzeyen kız kendini tanıttı, geleceğimden daha beyazdı. Ardından kahve rengi saçlı kız kendini tanıttı "Kalya, ben de senin gibi gölge bir seviyesi olacağım, tanıştığımıza memnun oldum"

Kalyanın uzattığı elli sıkmadım, yavaşça elini geri çekti. Başımı iki yana sallayarak olanları reddettim. Birden aklıma sandığımın elimde olmadığı dank etti, gözlerim üç yatak bulunan kapının yanında siyah bir ayna olan, gri ve siyah tonlarının hakim olduğu odayı taradı. Elena az önce yattığım yatağın yanındaki masaya doğru ilerledi, daha sonra anlamadığım bir dilde kelimeler söyleyerek parmaklarını masanın üzerinde gezdirdi. Masanın üzerinde beliren sandığımı alıp bana uzattı "Önemli olabileceğini düşündüğüm için sakladım, oda görevlilerinin bulmasını istemeyiz sonuçta." sandığı elinden aldım, ne olur ne olmaz yanlarında açmamaya karar verdim ve yatağın üzerine bıraktım, tedirgince ben de kendimi tanıttım "Adım Jayla, gölge seviyesi denen şey hakkında hiç bir fikrim yok, ve ayrıca rüyadayım ya da bir kabus." Kayla birden koluma çimdik atınca acıyla inledim "Ne yapıyor-" sözümü kesti "Canın acıdı , demek ki rüyada değilmişsin." gözlerimi yere indirip yumruklarımı sıktım, her şey çok hızlı gelişiyordu ve ben zerre bir şey anlamıyordum. Biraz sakinledikten sonra tekrar gözlerimi onlara çevirdim, "Bakın bir yanlışlık olmalı, bu gerçek olamaz ne okulu ne gölgesi bu sandık nasıl birden ortaya çıktı?" birbirlerine bakarak kafalarıyla onayladılar. "Bunu anlamanın tek bir yolu var, gözlerinle görmelisin belki o zaman inanırsın." Kalya beni odanın içindeki boy aynasına doğru çekiştirdi, inanılmaz hızlı hareket ediyorlardı. Siyah ürkütücü görünen aynanın karşısında durdum, tekrar arsızca bir küfür savurdum "Yüzüme ne oldu böyle? Lütfen açıklayın delirmek üzereyim!" gözlerim artık mavi, ve ten rengim süt gibi beyazdı, Elena elini omzuma koydu "Lord Xaver aşkına biraz sakin olur musun lütfen! Şimdi bize mührünü göster." Elena görünüşüne kıyasla Kalyadan daha sinirli gibiydi, galiba onları kızdırmak isteyeceğim en son şey olurdu. "Mühürde ne?" Kalya avcunu alnına vurarak ofladı, "Bu kız hiç bir şey bilmiyor neden burada ki?" bu soruyu asıl ben sormalıydım tanrı aşkına neden buradayım?

"Bak Jayla, şuanda Porsiusda Woulph büyücüler akademisinin kız yurdundasın. Elena, ben ve artık sen Elvent'ız sen pek Elvent sayılmazsın gerçi,neyse orasını karıştırma, sonra zaten büyücü oluruz. Yarın derslerimiz başlayacak, her öğrenci mührüne göre sınıflandırılır ve mührüne yönelik dersler alır, her öğrencinin beraber eğitim aldığı ikinci yıl gölge seviyesi ikidir. Hangi dersleri alacağını öğrenmek için mührünü görmeliyiz." Kalya sakince durumu açıkladı, kafam hala çok karışıktı her şey benim için çok yeniydi, bilmediğim bir ülke ya da her neyse ismini bile duymadığım bir okul, ve mühür sihirler gölge seviyesi, kafamın içinde bin bir soru dönüyordu. Duygularınla değil mantığınla hareket et, teyzemin sözünü anımsadım ve duygularımı korkumu heyecanımı bir çekmeceye kilitledim. Elena tişörtünün sağ kolunu omzuna kadar sıvadı ve beyaz bir gül deseni vardı, dövmeye benziyordu "Dövmen güzelmiş." gözlerini devirip tam karşımdaki yerini aldı "Bu bir mühür şapşal." başımı aşağı yukarı salladım, "Benim gücüm rüzgara hükmetmek, fakat şuan sadece basit sihirler yapabiliyorum." ardından Kalya yeşil kadife uzun elbisesini yukarı sıvadı, sol bacağında kahve rengi gül sembolü vardı, sanırım buda onun mührüydü. Aklımdan geçeni görmüş gibi konuşmaya başladı "Evet bu gördüğün gül ise benim mührüm, ben toprağa hükmetme gücüne sahibim fakat bu yıl benim ilk yılım olacak, dolayısıyla basit sihirleri bile bilmiyorum."  dövmesini incelerken başımla onayladım, kahverengi uzun bir gül ve yanında yeşil yapraklar dökülüyordu. Elena ellerini birbirine vurdu ve iç çamaşırlarımla kaldım, bunu nasıl yaptı? Yüzüm kızarırken iki kız etrafımda dönmeye başladı, Elena "Buldum!" diye ciyaklayınca yerimde zıpladım, beni omuzlarımdan tutup Kaylaya sırtımı gösterdi "İnanmıyorum..." merakla tek kaşımı havaya kaldırdım.  Kayla hayretler içerisinde mırıldanmaya başladı "Bu nadir bir mühür." yine beni çevirdi bu sefer sırtımı Elena inceliyordu, soğuk ellerini sırtımda hissedince irkildim "Şimdiden seni sevmeye başladım." aynadan yüzüne baktığımda dudağının sağ kenarı yukarı kalktı yüzünde ürkütücü bir gülümseme belirmişti.



Bölümü burada bitiriyorum aşklarım, umarım sevmişsinizdir :) Elenaya mı Kalyaya mı ısındınız? Siz eğer Jaylanın yerinde olsaydınız nasıl bir tepki verirdiniz?

GÜLLERİN LANETİ: İkiz AleviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin