32 | cupid's chokehold

416 91 24
                                    

-

"Bunu yapmak zorunda değiliz, umarım farkındasındır." Seungmin, gülmemek için dudaklarını bastırırken eşinin emin olup olmadığını bir defa daha kontrol etmek istemişti.

"Biliyorum bebeğim ama merak ediyorum! Hadi streç filmi getir." Seungmin, ısrar eden Jeongin'le başını sallayarak masanın üzerindeki streç filme uzanmış ve ardından kabından çıkarmıştı.

Jeongin, kollarının arasında tuttuğu hormonlu karpuza bakıp en fazla ne kadar zor olabileceğini düşündü. O sırada Seungmin de elindeki streç filmi, eşinin etrafında daireler çizerek sarmaya başlamıştı.

Beşinci defa dolanmayı bitirdiğinde gülüşünü tutamayıp ara verdi. "Başım döndü bir dakika." Deyip kısa bir ara vermiş ve tamamiyle sarmıştı.

"Bitti. Ee nasıl hissediyorsun?" Jeongin, karpuzla bütünleşmiş karnına bakarak iç çekti.

"Tamamiyle ağırlaşmış." Seungmin kıkırdayarak parmaklarının ucunda yükselip Jeongin'in dudaklarını öpüp çekilmişti.

"Tahmin edebiliyorum, alışırsın!" Eşinin eğlenen hali Jeongin'i gülümsetirken ona söz verdiği gibi bir gün geçirecekleri için sandalyedeki uzun kollu kazağa uzanıp üzerine geçirdi.

Şimdi tamamiyle bir çift kombinleri vardı.

Seungmin, Jeongin'in elinden tutarak onu evden dışarıya sürüklemiş ve tamamiyle onlara ait olan günleri için oradan oraya koşuşturmaya başlamıştı.

Yani o karnıyla ne kadar koşuşturabiliyorsa.

"Seungmin, beni bekle! Yetişemiyorum, çocuğum düşecek diye korkuyorum." Seungmin arkasına dönerek güldü.

"Aşkım bir şey olmaz ya! En kötü düşer, patlar. Biz de yeriz." Eşinin söylediğine karşı dehşete düşmüş bir şekilde bakmıştı. Daha sonrasında kollarını karnına sarıp başını iki yana salladı.

"Ne yemesi, cani miyiz biz? Çocuğum o benim, asla yemem." Seungmin kahkaha atarak karpuzu on dakika içerisinde bebeği olarak görmeye başlayan eşini sevimli bulmuştu.

"Jeongin! Bir dahakine bebeğimiz olursa umarım onu sen taşırsın." Jeongin, gözleri kocaman olmuş bir şekilde bakarken Seungmin, onun dibinde bitmiş ve yanaklarını mıncırmaya başlamıştı.

"Şuna da bakın, asıl bebeğin kim olduğu ortaya çıkıyor en sonunda." Eşinin hâlâ kendi yanaklarıyla oynuyor olmasını fırsat bularak o da parmaklarıyla Seungmin'in dudaklarını yakalayıp hafifçe ezmişti.

"Daha sonrasında görürüz bebeği." Hamile olan, anında ellerini çekip kızarmaya başlayan yanaklarını avuç içleriyle saklamıştı.

"Ben önden gidiyorum, sen yetişirsin madem." Kaçmaya çalışan eşini, kolundan yakalayıp kolunun altına çekti. "Tamam, utanma hemen. Biraz sarılalım, özledim." Seungmin sesini çıkarmadan Jeongin'e daha çok sırnaşmış ve yan yana yürümelerine yardımcı olmuştu.

"Nereye gidelim?" Jeongin'in sorusuyla elini çenesine atarak düşünmeye başladı.

"Benim aklıma bir şey geldi ama..." Jeongin, eşinin o gülümsemesinin altında yatanı anlayınca anında reddetti.

"Hayır, Seungmin. Bir sürü tatlı yemek için tatlıcıya gitmeyeceğiz. Bak şeker değerlerin çok yüksek çıkmaya başladı, dikkat etmeliyiz." Seungmin off'layıp dudaklarını büzmüş ve kollarını önünde başlamıştı.

"İyi o zaman, sen seç."

Jeongin duraksayıp tatlı işini aklından çıkarabilmek için farklı alternatifler bulmaya çalışmıştı çünkü gerçekten de yemesine, içmesine dikkat etmesi gerekiyordu.

me and my husband, seunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin